Ölüm işte .. Sevdiklerimizi kaybederken ölürüz aslında. Parça parça bizden gidendir. Gözyaşlarımız bizden koparılan parçaları da yıkar musalla taşında sevdiklerimizi gönderirken sonsuz yolculuğuna.. Sevdiklerimizi her kaybedişimiz eksiltir hayatımızın bir rengini. Yol uzun mudur kısa mıdır bilmeyiz.
Hayatın menzilidir mezarlık nihayetinde.
Kabirde bir mahşer günüdür yaşanan. Ve biz toprağı okşayıp severken, bir mezar taşına yaslanırken nasıl da kimsessizliğin derin çukuruna düşeriz değil mi?
Bizden gidendir
Yüreğimden kopandır
Dileklerimizden eksilendir
Sevgimizin hüzünlü tarafıdır sevdiklerimizin gidişi.. Ne kadar ağlasak boş. Ne yana dönsek çaresizlik. Hangi kuvvet kaldırabilir ki başını bir ölünün. Hangi kudret yeniden gülümsetebilir ki kaybettiklerimizin ardından bize miras bırakılan kocaman acıları..
Ölüm..
Ne büyük bir ibrettik ki kimse ders almaz. Kimse anlamak istemez bir başkasının acısını ziyadesiyle. Ve kurşun gibidir ölüm. Can evinden vurduklarının yüreğini kanatır. Bağırsan duyulmaz, medet umsan faydasız. Bir uzun yolculuğun kimsesizliğinde hiç yaşamamış gibi çekip giderken geriye bıraktılan ne var ki? Üç günlük bir yas. Bir iki dostun hüzünlü kelimeleri. Sonra gidenlerin memnun olduğu ve dönemediği sonsuzlukta başbaşa kalınan amel ile emel arasındaki sırat köprüsünde başlar yolculuk. Hepsi bu kadar aslında. Sevdiklerimiz ölür biz ölürüz.. Bir yanımız acılarla yıkılır diğer yanımız hayata zorunlu tutunarak yol alır. Artık hiç birşey anlamlı değildir eksildiğimiz yerde. Parçaları eksik legolar gibiyiz aslında. Hayatla boyadığımız yansımalarla yol alırız. Nedir ki yaşam dediğimiz zaten. Ölmek için değil midir bütün hikayemiz.. O halde bunca kin bunca nefret bunca düşmanlık bunca açgözlülük nedendir ki? Bir avuç toprağın dolduracağı ve bir musalla taşında boylu boyunca yatarken kalkamayacağı kadar güçsüzken nedir bu bitmeyen nefretin ve kötülüğün kahramanları olmak için yarışanların büyük telaşı.. Menzil belli yol belli. Bir çukur bir avuç toprak. Herkesin küheylanlığına son verir gider.. Öyle ya ölüm var ve gerisi yalan. Onun için hiç kimse kahraman değildir bu dünyada. Malda yalan mülkde yalan şanda yalan şöhret de yalan. Var biraz da sen oyalan demiş ve gitmişler büyüklerimiz..
Anasayfa
Yazarlar
ADALET BORA
Yazı Detayı
Bu yazı 1854+ kez okundu.
GERİSİ YALAN
Ölüm işte .. Sevdiklerimizi kaybederken ölürüz aslında. Parça parça bizden gidendir. Gözyaşlarımız bizden koparılan parçaları da yıkar musalla taşında sevdiklerimizi gönderirken sonsuz yolculuğuna.. Sevdiklerimizi her kaybedişimiz eksiltir hayatımızın bir rengini. Yol uzun mudur kısa mıdır bilmeyiz.
Hayatın menzilidir mezarlık nihayetinde.
Kabirde bir mahşer günüdür yaşanan. Ve biz toprağı okşayıp severken, bir mezar taşına yaslanırken nasıl da kimsessizliğin derin çukuruna düşeriz değil mi?
Bizden gidendir
Yüreğimden kopandır
Dileklerimizden eksilendir
Sevgimizin hüzünlü tarafıdır sevdiklerimizin gidişi.. Ne kadar ağlasak boş. Ne yana dönsek çaresizlik. Hangi kuvvet kaldırabilir ki başını bir ölünün. Hangi kudret yeniden gülümsetebilir ki kaybettiklerimizin ardından bize miras bırakılan kocaman acıları..
Ölüm..
Ne büyük bir ibrettik ki kimse ders almaz. Kimse anlamak istemez bir başkasının acısını ziyadesiyle. Ve kurşun gibidir ölüm. Can evinden vurduklarının yüreğini kanatır. Bağırsan duyulmaz, medet umsan faydasız. Bir uzun yolculuğun kimsesizliğinde hiç yaşamamış gibi çekip giderken geriye bıraktılan ne var ki? Üç günlük bir yas. Bir iki dostun hüzünlü kelimeleri. Sonra gidenlerin memnun olduğu ve dönemediği sonsuzlukta başbaşa kalınan amel ile emel arasındaki sırat köprüsünde başlar yolculuk. Hepsi bu kadar aslında. Sevdiklerimiz ölür biz ölürüz.. Bir yanımız acılarla yıkılır diğer yanımız hayata zorunlu tutunarak yol alır. Artık hiç birşey anlamlı değildir eksildiğimiz yerde. Parçaları eksik legolar gibiyiz aslında. Hayatla boyadığımız yansımalarla yol alırız. Nedir ki yaşam dediğimiz zaten. Ölmek için değil midir bütün hikayemiz.. O halde bunca kin bunca nefret bunca düşmanlık bunca açgözlülük nedendir ki? Bir avuç toprağın dolduracağı ve bir musalla taşında boylu boyunca yatarken kalkamayacağı kadar güçsüzken nedir bu bitmeyen nefretin ve kötülüğün kahramanları olmak için yarışanların büyük telaşı.. Menzil belli yol belli. Bir çukur bir avuç toprak. Herkesin küheylanlığına son verir gider.. Öyle ya ölüm var ve gerisi yalan. Onun için hiç kimse kahraman değildir bu dünyada. Malda yalan mülkde yalan şanda yalan şöhret de yalan. Var biraz da sen oyalan demiş ve gitmişler büyüklerimiz..
Ekleme
Tarihi: 15 Aralık 2021 - Çarşamba
GERİSİ YALAN
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.