Hayatta en nefret ettiğim insan türü; dindar görünüp bizleri ve toplumu aldattan mahlukatlardır. Bunlara dinimizde münafık denir. Yani sizden görünüp ama asla sizden olmayan. Menfaatlerini korumak için tüm değerleri kullanan bu insanlar görünüşte çok sevecen, çok babacan veya anacan, çokça Allah kelamı ederler. Çünkü biz inananların en zayıf noktası 'eğer biri Allah'tan korktuğunu, hırsızlık yapmadığını, haram yemediğini, yalan söylemediğini söylüyorsa bizde inanırız ve gerçekten onları öyle biliriz.. Oysa artık görüyoruz bunu kendi makamlarını korumak için bir metot olarak kullanıyorlar artık,.. Evet doğru bir süre başarlı oluyorlar..Ama yüzlerine, gözlerine, sözlerine sarmaladıkları bu maskeleri koltukları sallanmaya başlayınca düşmeye başlar.
Aslında hep korkuyla yaşarlar.
Hep iki yüzlü üç yüzlü beşyüzlü oldukları için zaman zaman hangi maskelerini nerede takacaklarını unuttuklarında gerçek yüzleri ortaya çıkar.
Örneğin hayatlarını dine-imana adamış gibi yaparlar. Çok islami konuşurlar. Ama menfaatleri ve koltukları sözkonusu olduğu zaman dini-imanı- vatanı için mücadele edenlerin mirasını yerle bir edip 28 şubat jurnalcıların ayaklarını öpmeye gidlerler. Hayır dualarla göstermelik andıkları 28 Şubat kurbanlarının çektiği acılar, yaşadıkları dramlar onların umurunda olmaz. Çünkü onlar nasılsa sahneye çıkıp iki dini kelam ettiklerinde herkesi kandırabileceklerine kendilerini inandırmışlar ve tüm toplumu aptal sanırlar..
Onun için herkesin gözünün içine baka baka gidip 28 Şubat jurnalcılarını, Selam Filmcilerini, Ergenekon ispiyoncularını, FETÖ imamlarıyla nasıl haşır neşir oldukları tapelerle sabit olanları, devrimcilikten içerde yattığı yalanını söyleyen gaspçıları el üstünde tutarak onları memnun ederlerse koltuklarında kalacaklarına inanıyorlar..
Allaha değil Allah'ı inkar edenlerle iş tutarak, namazları, niyazları, türbanları için mücadele vererek bu uğurda hayatlarını, eğitimlerini hiçe sayan milyonlarca insanın mücadelesini şeytanın avukatlarına satmaktan hiç utanmıyorlar..
Sözde dindar geçinip 'nasip ve kısmet'ten vaz geçip oturdukları koltuklardan kalkmamak uğruna jurnalci iblislerin eteğini öpüp sonra 'makam' sahibi gibi ortalıkta dolaşıyarlar
Ve bizi de kandırarak 'dindarcılık' oynuyorlar.. Onlara bugüne kadar kandığımız ve iyi adamlar sanarak gündeme getirdiğimiz için pişmanlığımızı burada sizlerle paylaşmak istiyorum..
İki kız kardeşi 28 Şubat zulmünden dolayı üniversiteye gidememiş biri olarak söylüyorum. Dindarları jurnallayan, kodlayan ve tehlikeli diye ispiyonlayan Şeytanın avukatlarını el üstünde tutanlar bizden değildir.
Asker oğlunun yemin törenine türbanlı olduğu için gidemeyen bir annenin kızı olarak söylüyorum: Sözü ile özü bir olmayan, yalan söyleyen, 28 Jurnalcilerini, iftiracılarını sırf koltuklarda kalmak için yetimin, öksüzün hakkını götürüp onlara yedirenler bizden değildir..
Bizleri Allah'la aldatıp sonra Koltuğunu sağlama almak için İblisin katırlarına boyun eğenler bizden değildir. Unutmayın ki en büyük plan bozucu Allah'tır. Siz inanmazsanız da biz söyleyelim ve bu da burada DURSUN! Hakkınızda belge-bilgi sahibi oldukları yalanıyla sizi tehdit edip verdiğiniz sus paylarıyla aklanacağınızı düşünüyorsanız fena halde yanıldığınızı söylemeliyim ama yine unutursunuz diye bu notta burada DURSUN! Birgün size gerçekten lazım olur!
Anasayfa
Yazarlar
ADALET BORA
Yazı Detayı
Bu yazı 2540+ kez okundu.
28 ŞUBATÇILARI BESLEYENLER BİZDEN DEĞİLSİNİZ
Hayatta en nefret ettiğim insan türü; dindar görünüp bizleri ve toplumu aldattan mahlukatlardır. Bunlara dinimizde münafık denir. Yani sizden görünüp ama asla sizden olmayan. Menfaatlerini korumak için tüm değerleri kullanan bu insanlar görünüşte çok sevecen, çok babacan veya anacan, çokça Allah kelamı ederler. Çünkü biz inananların en zayıf noktası 'eğer biri Allah'tan korktuğunu, hırsızlık yapmadığını, haram yemediğini, yalan söylemediğini söylüyorsa bizde inanırız ve gerçekten onları öyle biliriz.. Oysa artık görüyoruz bunu kendi makamlarını korumak için bir metot olarak kullanıyorlar artık,.. Evet doğru bir süre başarlı oluyorlar..Ama yüzlerine, gözlerine, sözlerine sarmaladıkları bu maskeleri koltukları sallanmaya başlayınca düşmeye başlar.
Aslında hep korkuyla yaşarlar.
Hep iki yüzlü üç yüzlü beşyüzlü oldukları için zaman zaman hangi maskelerini nerede takacaklarını unuttuklarında gerçek yüzleri ortaya çıkar.
Örneğin hayatlarını dine-imana adamış gibi yaparlar. Çok islami konuşurlar. Ama menfaatleri ve koltukları sözkonusu olduğu zaman dini-imanı- vatanı için mücadele edenlerin mirasını yerle bir edip 28 şubat jurnalcıların ayaklarını öpmeye gidlerler. Hayır dualarla göstermelik andıkları 28 Şubat kurbanlarının çektiği acılar, yaşadıkları dramlar onların umurunda olmaz. Çünkü onlar nasılsa sahneye çıkıp iki dini kelam ettiklerinde herkesi kandırabileceklerine kendilerini inandırmışlar ve tüm toplumu aptal sanırlar..
Onun için herkesin gözünün içine baka baka gidip 28 Şubat jurnalcılarını, Selam Filmcilerini, Ergenekon ispiyoncularını, FETÖ imamlarıyla nasıl haşır neşir oldukları tapelerle sabit olanları, devrimcilikten içerde yattığı yalanını söyleyen gaspçıları el üstünde tutarak onları memnun ederlerse koltuklarında kalacaklarına inanıyorlar..
Allaha değil Allah'ı inkar edenlerle iş tutarak, namazları, niyazları, türbanları için mücadele vererek bu uğurda hayatlarını, eğitimlerini hiçe sayan milyonlarca insanın mücadelesini şeytanın avukatlarına satmaktan hiç utanmıyorlar..
Sözde dindar geçinip 'nasip ve kısmet'ten vaz geçip oturdukları koltuklardan kalkmamak uğruna jurnalci iblislerin eteğini öpüp sonra 'makam' sahibi gibi ortalıkta dolaşıyarlar
Ve bizi de kandırarak 'dindarcılık' oynuyorlar.. Onlara bugüne kadar kandığımız ve iyi adamlar sanarak gündeme getirdiğimiz için pişmanlığımızı burada sizlerle paylaşmak istiyorum..
İki kız kardeşi 28 Şubat zulmünden dolayı üniversiteye gidememiş biri olarak söylüyorum. Dindarları jurnallayan, kodlayan ve tehlikeli diye ispiyonlayan Şeytanın avukatlarını el üstünde tutanlar bizden değildir.
Asker oğlunun yemin törenine türbanlı olduğu için gidemeyen bir annenin kızı olarak söylüyorum: Sözü ile özü bir olmayan, yalan söyleyen, 28 Jurnalcilerini, iftiracılarını sırf koltuklarda kalmak için yetimin, öksüzün hakkını götürüp onlara yedirenler bizden değildir..
Bizleri Allah'la aldatıp sonra Koltuğunu sağlama almak için İblisin katırlarına boyun eğenler bizden değildir. Unutmayın ki en büyük plan bozucu Allah'tır. Siz inanmazsanız da biz söyleyelim ve bu da burada DURSUN! Hakkınızda belge-bilgi sahibi oldukları yalanıyla sizi tehdit edip verdiğiniz sus paylarıyla aklanacağınızı düşünüyorsanız fena halde yanıldığınızı söylemeliyim ama yine unutursunuz diye bu notta burada DURSUN! Birgün size gerçekten lazım olur!
Ekleme
Tarihi: 21 Kasım 2023 - Salı
28 ŞUBATÇILARI BESLEYENLER BİZDEN DEĞİLSİNİZ
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.