Etrafımızda kötülükte yarışanları gördükçe ve iyiler de ' bunlara iyilik edelim değişirler' dedikçe aklıma 'iyilik ve kötülük ' masalı gelir.. En nihayetinde kötülüğü kendine meslek edinen plancı, dilekçeci, yalancı iblisler bilin ki bundan asla vazgeçmezler ve kötülüklerini hergün biraz daha besleyerek bundan geçinirler.. Onun için sizin değerlerinize küfüreden, sizi düşman görenlerin günlük menfaatleri uğruna size şirin görünmelerine kanıp onları baş tacı edersiniz bilin ki siz de içinizdeki o kötülüğü besleyenlerdensiniz ve kötülüklere ortaksınız..
İşte o masal
Günlerden bir gün, kızılderililerin bilge reisi kulübesinin önünde torunuyla oturmuş, az ötede birbiriyle boğuşup duran iki kurt köpeğini izliyorlardı.
Köpeklerden biri beyaz, biri siyahtı ve on iki yaşındaki çocuk kendini bildi bileli o köpekler dedesinin kulübesi önünde boğuşup duruyorlardı. Dedesinin sürekli göz önünde tuttuğu, yanından ayırmadığı iki iri kurt köpeğiydi bunlar.Çocuk, kulübeyi korumak için bir köpeğin yeterli olduğunu düşünüyor, dedesinin ikinci köpeğe neden ihtiyacı olduğunu ve renklerinin neden illa da siyah ve beyaz olduğunu anlamak istiyordu artık.
O merakla, sordu dedesine…Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazladı.
– Onlar, dedi. Benim için iki simgedir evlat!
– Neyin simgesi? diye sordu çocuk.
– İyilik ile kötülüğün simgesi. Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur.
Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm. Onun için yanımda tutarım onları.
Çocuk, sözün burasında:
– Mücadele varsa, kazananı da olmalı, diye düşündü…
Ve her çocuğa has, bitmeyen sorulara bir yenisini ekledi:
– Peki, dedi. Sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?
Bilge reis, derin bir gülümsemeyle baktı torununa.
– Hangisi mi evlat? Ben, hangisini daha iyi beslersem!…