Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz'ün daveti ve katılımıyla Demokrasi şehitlerini anma programı dahilinde Demokrasi yolculuğu yaptık. Kah hüzünlendik, kah şaşırdık, kah öfkelenip yaşatılan zalimliklere içten içe kederlendik. Çünkü,Türk Siyaset Tarihine hizmetleriyle, halka olan sevdasıyla, yeter söz milletindir sloganıyla damga vuran bir başbakanın, Adnan Menderes ve arkadaşlarının hazin öyküsünün ayakta duran canlı şahidi ve demokrasiye vurulmuş paslı zincirin siyaset tarihinin kara lekesinin yazıldığı yerdir Yassıada yeni adıyla Demokrasi ve Özgürlükler Adası.. . Evet işte bu nedenle, Başkan Büyükgöz ev sahipliğinde, Belediye meclis üyeleri, mahalle muhtarları, basın mensupları, belediye başkan yardımcıları ve müdürlerin katıldığı gezimiz boyunca karmaşık duygular yaşadık. Bir yandan tarihin en haksız ve hukuksuz ve darbesinin bedelini hayatlarıyla ödeyen Adnan Menderes ve arkadaşlarının yargılandığı ve idam kararının verildiği gerçeği denizden esen sert rüzgar gibi yüzümüze çarparken diğer yandan Demokrasi ve özgörlük için canlarını seve seve feda eden 15 Temmuz hain darbesine karşı durarak şehit olan kahramanlarının da aralarında olduğu alanı gezerken yüreğimizde derin bir sızı hissettik ve ne acıdır ki tarih boyunca bu topraklarda hainlerin hiç bitmediğinin de canlı bir şekilde yaşatıldığı gerçeğine bir kez daha tanıklık ettik.. SABAH YOLCULUĞUYLA BAŞLADI Sabah Saat: 8.00'de Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz'ün de makam aracı yerine otobüsle bizlere eşlik ettiği İstanbul yolcuğulu ve ardından Gemiyle  Demokrasi ve Özgürlükler Adası’na gittik.. Tarihiyle, geçmişin kara ve hüzün dolu hikayesiye bizi karşılayan Yassıada'da gerçek anlamda bir tarihe ve demokrasiye yolculuk yaptık.. Osmanlıdan günümüze adım adım ilmek ilmek işlenmiş bir toplumsal hafızayı yenileme adası  haline getirilmiş olan Demokrasi adası bu yönüyle herkesin gidip ibretle izlemesi ve gezmesi gereken bir yer.. TARİHİN ACI GERÇEKLERİYLE DOLU YAŞAYAN BİR ADA Darbelerle karanlığa gömülmüş bir dönemin en acı hatırlarının gönderilmemiş mektupların heykelleştiği, umutlardan ve hayallerden geriye kalanların yüzlerce bavulla ölümsüzleştirildiği alanı gezerken parazitli demokrasiyi temsil eden radyo enstalasyonu, Henry Bulwer Şatosu ve bizans zindanları ve tabiki demokrasi ışığının her zaman yanacağının ve sönmeyeceğinin sembolü Demokrasi Feneri ile Demokrasi ve Özgürlükler Adasında dolaştık.. Başka bir ülkede asla örneğine rastlanmayacak bir tarihi utancın kurbanı olan ve içerdeki ile dışarıdaki işbirlikçilerin gözünü kırpmadan idam ettikleri  Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun hatırlarının hüznüyle çevrelenmiş bir mekan aynı zamanda Demokrasi adası. Onun için de en fazla susma hakkımızı kullandığımız, o günleri unutmamak adına en fazla her detayı uzun uzun hafızalarımıza kazıdığımız bir gezi oldu.. . 27 Mayıs Müzesi, Adnan Menderes Müzesi ve yargılananların isim listesinin üç duvarında yer aldığı Demokrasi ve Özgürlükler Müzesi hem geçmişe hem de yakın tarihimize ışık tutan birbirinden önemli belge ve bilgilerle dolu.. Ve elbetteki 592 sanıklı bir kumpasın da canlı şahidi..O günden bugüne 15 Temmuz hain darbe girişiminin hangi temeller üzerinde kurulduğunun da adeta canlı tanığı gibi..Rahmetli Menderes’i ve arkadaşlarını idam sehpasına çıkartanların ve onları destekleyenlerin 15 Temmuz'da aynı kurgu üzerinden yola çıktıklarını da Demokrasi müzesinin duvarına kazılmışların masumiyetine bakarak anlamak mümkün.. TEŞEKKÜR Evet  bu anlamlı demokrasi yolculuğunda bize ev sahipliği yapan, her adımını birlikte dolaştığımız ve hüznüne, samimiyetine tanıklık ettiğimiz Belediye Başkanımız Zinnur Büyükgöz'e içtenlikle teşekkür ediyoruz.. Bu tarihi yolculuk boyunca basın mensupları olarak bizleri yalnız bırakmayan Eyüp Dağcı'ya, basın biriminden meslektaşlarımız ve harika fotoğraflar çeken Sercan Baguç, Habibe Gülsoy, Ayşe Akçayır, belediye başkan yardımcıları Sedat Çelik, Selamet Güner ile emeği geçen herkese teşekür ediyoruz. Allah demokrasi düşmanlarına, halk düşmanlarına, içerdeki ve dışarıdaki işbirlikçilere bir daha fırsat vermesin..