Telefonum çaldı.. Bugüne kadar yüzlerce haberini yaptığım ve doğrusu ya sevip saydığım bir isim. Kıymet de vermişiz, kıymetlendirmişiz ve birçok haberde onurlandırmışız. Böyle birinden ne beklersiniz. Teşekkür değil mi? Ama öyle değilmiş. Boyası dökülmüş dış cephe kadar çirkin bir yüzle karşılaştım bu sefer. Buyrun sayın bilmem ne.. Gayet nazik ve saygın bir şekilde. Ancak sayın diye hitap ettiğim ama sayın mayın olmadığını konuşma boyunca gördüğüm şahsiyet altına sürülen yüksek koltuktan aldığı güçle ve seviyesizlikle şöyle buyurdu:
-O haberi kaldırın
Neden?
-İstemiyorum o haberin yayınlanmasını
İyi de sizin isteğinize göre haber yapmıyoruz ki zaten
-Kaldırırsanız iyi olur (tehdit ediyor aklınca)
Bence iyi olmaz yayınladığım haberi kaldırmak gibi bir tarzım yok. İçinde hakaret, iftira,yalan varsa gidersiniz yasal hakkınızı kullanırsınız ve tekzip yayınlatırsınız' dedim
-Ulusal basın ve diğer yerel gazetecilere söyledim onlar yapmadı
Bu onların gazetecilik tarzı ve sorunu ' dedim
Sustu.
-Tekrar - kaldırın o haberi dedi.
Şu anda oturduğunuz koltuktan dolayı gücünüzü kullanıyorsunuz ve bu hiç adil değil. Lütfen telefonu kapatın dedim
Kapattık telefonları.
Oysa yaptığımız haber teşekkürlük şipşirin bir haberdi. Teşekkür beklerken koltuk yüksekliğinden dolayı yaşadığı güç zehirlenmesi beyne oksijeni engellemiş olmalıydı. Hani rakım yükseldikçe baş ağrısı yapar ya. Kulakları da tıkar ya rakım yüksekliği, işte öyle bir durum.
Öfkelendim tabi.
Kızgınlığım öyle harlandı ki karşımda olsa yüzüne tbtsini ve bütün seceresini okuyup cehenneme kadar yolun var derdim.
Neden telefonda bunu söylemediğime de öfkelendim. İçimde kalmasın diye buraya yazıyorum.
Çünkü, Gazetecilik hayatımda hiç kimseye saygısızlık yapmadım yapmam. Ama buna karşılık koltuklardan aldıkları güç ve kuvvetle kendini birşey sanan nezaketsiz, haddsiz ve adam kılıklı mahlukatlara ve dahil yalan-dolanla iş yürütenlere, göründükleri gibi olmayanlara ve/ve kendi pisliklerini bile göremeyecek kadar körleşmiş çirkin ruhlu mahluklatlara karşı da asla boyun eğmedim ve eğmiyorum. Bu da böyle biline.
Ve değişmez bir gerçek vardır ki o da, koltuklardan güç alarak kendini adam-madam zannederek caka satanların, emir ve buyruk yağdıranların, bin bir dolap çevirip o koltuklarda biraz daha kalmak için her yolu mübah sayanların ,cehaletini ve rezilliğini münafıklığıyla süsleyerek üst perdeden kendine rol biçenlerin sonu hep hüsran olmuştur.
Ve gördüm ki altlarına birileri tarafından sürülen koltuklara oturunca herşeyi yapmaya müktedir, kendilerini adam/ madam olduklarını sanarak ve gözdağı vererek küheylanlık taslayabiliyorlarmış.. Ama bilmiyorlar ki yarın o koltuklar altlarından çekildiğinde yerleri öpecekler ve geldikleri çöplüğe aynı şekilde geri dönecekler. İşte o zaman da görüşeceğiz yine sizinle sayın olmayan şahsiyet.. Hele bir o koltuklar çekilsin altından..Göreceğiz bu beylik hallerinin nasıl tuzla buz olduğunu..
Anasayfa
Yazarlar
ADALET BORA
Yazı Detayı
Bu yazı 546+ kez okundu.
Altındaki o koltuk çekildiğinde görüşeceğiz
Telefonum çaldı.. Bugüne kadar yüzlerce haberini yaptığım ve doğrusu ya sevip saydığım bir isim. Kıymet de vermişiz, kıymetlendirmişiz ve birçok haberde onurlandırmışız. Böyle birinden ne beklersiniz. Teşekkür değil mi? Ama öyle değilmiş. Boyası dökülmüş dış cephe kadar çirkin bir yüzle karşılaştım bu sefer. Buyrun sayın bilmem ne.. Gayet nazik ve saygın bir şekilde. Ancak sayın diye hitap ettiğim ama sayın mayın olmadığını konuşma boyunca gördüğüm şahsiyet altına sürülen yüksek koltuktan aldığı güçle ve seviyesizlikle şöyle buyurdu:
-O haberi kaldırın
Neden?
-İstemiyorum o haberin yayınlanmasını
İyi de sizin isteğinize göre haber yapmıyoruz ki zaten
-Kaldırırsanız iyi olur (tehdit ediyor aklınca)
Bence iyi olmaz yayınladığım haberi kaldırmak gibi bir tarzım yok. İçinde hakaret, iftira,yalan varsa gidersiniz yasal hakkınızı kullanırsınız ve tekzip yayınlatırsınız' dedim
-Ulusal basın ve diğer yerel gazetecilere söyledim onlar yapmadı
Bu onların gazetecilik tarzı ve sorunu ' dedim
Sustu.
-Tekrar - kaldırın o haberi dedi.
Şu anda oturduğunuz koltuktan dolayı gücünüzü kullanıyorsunuz ve bu hiç adil değil. Lütfen telefonu kapatın dedim
Kapattık telefonları.
Oysa yaptığımız haber teşekkürlük şipşirin bir haberdi. Teşekkür beklerken koltuk yüksekliğinden dolayı yaşadığı güç zehirlenmesi beyne oksijeni engellemiş olmalıydı. Hani rakım yükseldikçe baş ağrısı yapar ya. Kulakları da tıkar ya rakım yüksekliği, işte öyle bir durum.
Öfkelendim tabi.
Kızgınlığım öyle harlandı ki karşımda olsa yüzüne tbtsini ve bütün seceresini okuyup cehenneme kadar yolun var derdim.
Neden telefonda bunu söylemediğime de öfkelendim. İçimde kalmasın diye buraya yazıyorum.
Çünkü, Gazetecilik hayatımda hiç kimseye saygısızlık yapmadım yapmam. Ama buna karşılık koltuklardan aldıkları güç ve kuvvetle kendini birşey sanan nezaketsiz, haddsiz ve adam kılıklı mahlukatlara ve dahil yalan-dolanla iş yürütenlere, göründükleri gibi olmayanlara ve/ve kendi pisliklerini bile göremeyecek kadar körleşmiş çirkin ruhlu mahluklatlara karşı da asla boyun eğmedim ve eğmiyorum. Bu da böyle biline.
Ve değişmez bir gerçek vardır ki o da, koltuklardan güç alarak kendini adam-madam zannederek caka satanların, emir ve buyruk yağdıranların, bin bir dolap çevirip o koltuklarda biraz daha kalmak için her yolu mübah sayanların ,cehaletini ve rezilliğini münafıklığıyla süsleyerek üst perdeden kendine rol biçenlerin sonu hep hüsran olmuştur.
Ve gördüm ki altlarına birileri tarafından sürülen koltuklara oturunca herşeyi yapmaya müktedir, kendilerini adam/ madam olduklarını sanarak ve gözdağı vererek küheylanlık taslayabiliyorlarmış.. Ama bilmiyorlar ki yarın o koltuklar altlarından çekildiğinde yerleri öpecekler ve geldikleri çöplüğe aynı şekilde geri dönecekler. İşte o zaman da görüşeceğiz yine sizinle sayın olmayan şahsiyet.. Hele bir o koltuklar çekilsin altından..Göreceğiz bu beylik hallerinin nasıl tuzla buz olduğunu..
Ekleme
Tarihi: 03 Şubat 2022 - Perşembe
Altındaki o koltuk çekildiğinde görüşeceğiz
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.