Her olay karşısında insanlığımız sınav vermekte.
Kişisel olay haricinde toplumsal olarakta bu böyle. Son yıllarda dünya insanları olarakta sık sık sınava tabi oluyoruz...Sel yangın, deprem, çığ, salgın hastalıklar ard arda geliyor, varlığı insanlık tarihinden daha önce olan dünya,
ilk insan dünyaya gönderildiğinde anlam kazandı. Dünyanın içindeki sayısız nimet insanlığın hizmetine sunuldu, insana “yaratılmışların en şereflesi”ünvanını veren onu diğer canlılardan ayıran aklıydı! ırk,renk coğrafya farketmez sizin akıl sahibi, ömrü ölümle sınırlı olan her insana sorumluluk verildi. Bazı ilim adamları insanların farklı farklı olduğunu, kimi bir hamal gibi sırtında kainatı taşırken kimilerinin de aklını kullanma yetkisini başkasının eline verip, sürü psikolojisiyle yerde ve gökte olanları kendine hizmet ettiğini zanneden, iniş çıkışları hesaplanamayan varlık olarak tanımlar.
Kainatla olan ilişkimizi insan ilişkilerinize çeviriyoruz çoğu zaman. Yeryüzü Bize nekadar cömert davranırsa biz o kadar nankörleşiyoruz. Güzel bir gün geçirmek için doğanın en güzel, en temiz yerlerini arayıp bulup, tüm nimetlerinden faydalandıktan sonra, yüzyıllarca doğada kaybolmayacak izler bırakıp ayrılıyoruz oradan. Dere yataklarını yaşam alanlarına çeviriyoruz, fay hattı üzerine kağıttan evler yapıyoruz ve en ufak bir sallantıda evler yıkıldığında, ormanda kırdığımız şişe alev aldığında, dereler taşıp evimize dolduğun dada ben ne yaptım demek yerine hemen suçlu arıyoruz, “bunlar hep falancaların işi” oh ne ala!
Okuma, düşünme, sorgulama yetisi olmayan, fakat her birimiz bilim adamı seviyesinde “bilgiye ”sahip bireyler olduk. Dünya bize bişeyler söylemek istiyor, Bir kulak verelim, sen, sen diye bizi işaret ediyor, hemen etrafımızda suçlu aramayalım! Bir kendimize çeki düzen verelim, bu nimetlerin sahibi değil misafiriyiz, hangi ev sahibi evinin kontrolünü misafirine verir? Bu azıngınlımıza, şımarıklığımıza nankörlüğümüze bir son vermezsek dünyanın öfkesi gececek gibi gözükmüyor. Ya aklımızı kullanıp bi silkeleniriz, ya da belliki güneş artık yakacak, su boğacak, toprak ta altımızdan kayacak.....
Anasayfa
Yazarlar
SERPİL ÜNAL
Yazı Detayı
Bu yazı 958+ kez okundu.
İNSANIN İNSANLIKLA İMTİHANI!
Her olay karşısında insanlığımız sınav vermekte.
Kişisel olay haricinde toplumsal olarakta bu böyle. Son yıllarda dünya insanları olarakta sık sık sınava tabi oluyoruz...Sel yangın, deprem, çığ, salgın hastalıklar ard arda geliyor, varlığı insanlık tarihinden daha önce olan dünya,
ilk insan dünyaya gönderildiğinde anlam kazandı. Dünyanın içindeki sayısız nimet insanlığın hizmetine sunuldu, insana “yaratılmışların en şereflesi”ünvanını veren onu diğer canlılardan ayıran aklıydı! ırk,renk coğrafya farketmez sizin akıl sahibi, ömrü ölümle sınırlı olan her insana sorumluluk verildi. Bazı ilim adamları insanların farklı farklı olduğunu, kimi bir hamal gibi sırtında kainatı taşırken kimilerinin de aklını kullanma yetkisini başkasının eline verip, sürü psikolojisiyle yerde ve gökte olanları kendine hizmet ettiğini zanneden, iniş çıkışları hesaplanamayan varlık olarak tanımlar.
Kainatla olan ilişkimizi insan ilişkilerinize çeviriyoruz çoğu zaman. Yeryüzü Bize nekadar cömert davranırsa biz o kadar nankörleşiyoruz. Güzel bir gün geçirmek için doğanın en güzel, en temiz yerlerini arayıp bulup, tüm nimetlerinden faydalandıktan sonra, yüzyıllarca doğada kaybolmayacak izler bırakıp ayrılıyoruz oradan. Dere yataklarını yaşam alanlarına çeviriyoruz, fay hattı üzerine kağıttan evler yapıyoruz ve en ufak bir sallantıda evler yıkıldığında, ormanda kırdığımız şişe alev aldığında, dereler taşıp evimize dolduğun dada ben ne yaptım demek yerine hemen suçlu arıyoruz, “bunlar hep falancaların işi” oh ne ala!
Okuma, düşünme, sorgulama yetisi olmayan, fakat her birimiz bilim adamı seviyesinde “bilgiye ”sahip bireyler olduk. Dünya bize bişeyler söylemek istiyor, Bir kulak verelim, sen, sen diye bizi işaret ediyor, hemen etrafımızda suçlu aramayalım! Bir kendimize çeki düzen verelim, bu nimetlerin sahibi değil misafiriyiz, hangi ev sahibi evinin kontrolünü misafirine verir? Bu azıngınlımıza, şımarıklığımıza nankörlüğümüze bir son vermezsek dünyanın öfkesi gececek gibi gözükmüyor. Ya aklımızı kullanıp bi silkeleniriz, ya da belliki güneş artık yakacak, su boğacak, toprak ta altımızdan kayacak.....
Ekleme
Tarihi: 16 Ağustos 2021 - Pazartesi
İNSANIN İNSANLIKLA İMTİHANI!
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.