DİKKAT! BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNDE ÇILGINLIK PEŞİNDE OLAN BİRİ VAR!

Bir çılgınlık yapmak lazım Önce zihniyetleri ters-yüz ederek başlamalı. Düz değil eğri bakmalı çoğu zaman, hayatın sağlamasını yapmak için. Herkes giderken durmalı, herkes otururken yerinde durmamalı insan. Kafasını gökyüzüne kaldırmalı. Ayaklarıyla değil, ufkuyla hareket etmeli. Ancak, her nerede olursa olsun, “daha çılgın”lardan da uzak durmalı. *** Mesela konuşmayı da konuşmamayı da bilebilmeli insan. Hep doğru konuşmak yetmez. Bazen insanlığı idare de edebilmeli. Yanlışa “yanlış” derken diklenmemeli ama dik durmalı. Kafasında “kahraman olmak” gibi bir düşünce varsa, sonunu hiç düşünmemeli. Hele hele yanlışlara hiç takılmamalı. Daima en doğrunun ve en iyinin peşinden koşmalı. Kulakları duymayan kurbağa misali… *** Mesela… Erenler-Cedit bayırından aşağıya yaya olarak düz değil ters inmeli insan. En kalabalık belediye otobüslerinde bile gazete satışı yapabilmeli. Mimar Sinan köprüsü üzerinde “İzmit Hatırası” yazılı bir pano kurup herkesin sevabına fotoğraf çekmesine imkan sağlamalı. Gece yarısından sonra büyük caddeleri aydınlatan sokak lambalarından bazılarını, çaprazlama usulüyle söndürmeli. İş yerinde Dart bile oynayabilmeli. *** Mesela… İzmit merkezde yeni bina yapacaklara, “Sadece İzmit evleri” tarzıyla yapabilirsin” denilmeli. Okullarda ders sayılarını azaltıp, her okul bünyesinde devlet destekli bir spor kulübü kurulmalı mesela. Antrenmanlara 1 ay boyunca katılan her çocuğa 1 adet top hediye edilmeli. Mesela, çöplerdeki kağıt ve metal atıkları toplayanların her birine, zabıta yoldan geçerken “Sizlere teşekkür borçluyuz” demeli. İzmit Körfezi’ni sandal yada yelkenler hariç trafiğe kapatmalı. Belediye 1000 tane sandal yada yelken dağıtmalı insanlığa. *** Mesela… Meyveyi, yemeğin sonunda değil en başında yemeli. Gazeteyi, baştan sona kadar değil sondan başa doğru okumalı. Gece televizyonu, koşu bandında spor yaparken izlemeli insan. Titreşimle bel incelten aleti, arabanın şoför koltuğundayken çalıştırabilmeli. Ama mutlaka “nargile”cilerden de uzak durmalı. *** Mesela… Bu kente gerçekten 41 katlı bir bina (otel) inşa edilmeli. Ya da yerimiz varsa 41 adet tek katlı otel. 41 fabrika daha kurulmalı Kocaeli’ye. Ama sadece fabrika alanı olarak belirlenmiş yerlere. 41 köprü, 41 kule, 41 park, 41 spor tesisi, 41 … daha yapılmalı. Hep yapılmalı, daha yapılmalı, çok yapılmalı. Ama yok ederek değil koruyarak yapmalı. Geleceği inşa ederken, geçmişi ve bugünü yok etmemeli. Bazen kentin pek çok şeye muhalefet eden, değişmeyen protestocularını protesto etmeli insan. Bazen onlardan çok bağırmalı, “Neden hep bağırıyorsunuz?” diye. Bazen de ne kadar çok bağırırsa bağırsınlar, hoş görmeli, “Hoş geldiniz” demeli. *** Mesela… İnsan, “kaderin üstünde bir kader” olduğunu unutmamalı. Mütevazılığın örnek değil zafiyet olarak görüldüğünü de. Hangi yaşta olursa olsun, hayalleriyle yarışmasını öğrenmeli bu hayatta… Hep yenilse de “yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer” olduğunu aklından çıkarmamalı. İnsan dediğin ya yeni bir yol bulmalı yada yeni bir yol yapmalı… İnsan dediğin hayatında bir kere dahi olsa bir çılgınlık yapmalı… Engin Şahin