deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Komünistlerle yolumu ne zaman ayırdım?

EKONOMİ (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 15.01.2018 - 15:52, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:03
 

Komünistlerle yolumu ne zaman ayırdım?

HABERPİ/CENGİZYÜCAK  1970ʹli yıllada Türkiyeʹnin Serhat şehri Karsʹın Komünist Rusyaʹya en sınır komşu ilçesi olan ve o zaman Karsʹa şimdi ise Ardahanʹa bağlı sınır ilçesi Çıldırʹda lise öğrencisi iken "Ruslar tıpkı Bulgaristan, Romanya ve Polonya gibi Türkiyeʹyi de işgal edip Komünist yapacak" tezinden ürkerek "Tanrı Türkʹü korusun" sloganı ile bizleri örgütlemeye çalışan lise öğretmenimiz Rahim hocanın yol göstericiliğinde "Yeniden Milli Mücadele" çatısı altında toplandık ve "Pınar" dergisine abone olarak Ülkücülüğe yelken açtık.. 1973ʹlü yıllarda CHPʹnin başına gazeteci Bülent Ecevit geçip CHPʹyi emekten yana sol çizgiye çekince teyze kızı Melahat ablama "Bu Ecevitʹde nereden çıktı, nedir bunun niyeti" diye sorunca o da bana saatlerce Türkiyeʹde ki "emek-sermaye çelişkisi"ni anlattıktan sonra "ne ezilen ne ezen/insanca hakça bir düzen" diye Ecevitʹin sloganı ile anlatımını bitirdi.. Köy Enstitüsü mezunu aydın bir öğretmenin çocuğu olduğum için çok sıcak gelmişti bana bu "ne ezilen ne ezen/insanca hakça bir düzen" sözleri.. Derken kendimizi bir anda Ecevit çizgisinde buluverdik.. "Ne ezilen ne ezen/insanca hakça bir düzen"in hayata geçmesinin sadece "Komünist Düzen"de gerçekleşebileceği fikriyatına inandığımızda da madem "hakça bir düzen vaat ediliyor o zaman biz de Komünist olalım bari" dedik.. Ve Komünist olduk.. 1977 yılında Üniversiteye kayıt olduğumuzda "Komünist" idik.. Bir Komünist olarak Faşizme karşı mücadelemize burada da devam ettik.. Lakin arkadaş ve gurup sohbetlerimizde "Din egemen güçler tarafından milleti uyuşturmak için kullanılan bir araçtırr" sözlerini duyunca bayağı bir irkildim.. İrkildim çünkü günün beş vakti başları secdeden kalkmayan rahmetlik Hacı Dedem ile ninem ve annem de CHPʹye oy veriyordu, o günler için Cumadan cumaya ve şimdi her vakit namaz kılan öğretmen Babamda.. Kaldı ki namazımızı kılamazsak dahi o güne kadar orucumuzu eksiksiz tutmuştuk.. Burada bir terslik vardı.. Emeği savunmak ve haksızlıklara karşı çıkmak ile "Din"in ne alakası olabilirdi? İnsanlara haksızlık yapan din değil, başka insanlardı.. İslam dininin hiç bir öğretisinde de "haksızlık, hırsızlık, yolsuzluk yapın" ve "emeği dibine kadar sömürün" demiyordu.. Tam tersi kendi özel işlerinde devletin mumunu dahi yakmayan ve yakan mumu dahi söndüren Halife Hz. Ömerʹin adaleti örnek gösteriliyordu insanoğluna.. Kuşku düşmüşte ya akla ve yüreğe bir kere.. Peşine Komünist bir kız arkadaşım bir gün bana "Cengiz neyi hayal ediyorum biliyor musun" diye sorduğunda "neyi" dedim ve "Bir sabah uyandığımda Sovyetlerin barış uçaklarının Türkiye semalarında uçtuğunu ve faşizmi yok ederek Komünizmi getirdiğini" cevabını almış ve tam şok olmuştum.. "Islah olmaz bu yürek burada" dedik ve "Din" konusunda yol ayrımına girdiğimiz Komünist arkadaşlarımızla medeni bir şekilde yolumuzu ayırdık.. Gerçi Gebzeʹde hakkımızda çok yazan oldu ya "koltuğunun altında gazeteye sarılı namazlık ile camiye giden solcu gazeteci Cengiz Yücak" diye ama biz aldırmadık.. Şimdi neredeyim? Haksızın, hırsızın, yolsuzun yine karşısındayım.. Hak, hukuk, adalet yolundayım.. Tam Bağımsızlığın sembol ismi Atatürkʹün izindeyim.. Partim mi? Partim falan yok.. kendime münhasırım.. Peki bu yazıyı bugün niye yazdım? Bugün pazar ya..Hafta sonu yani rahat bir günde serbest yazı daha iyi gitmez mi? NOT: Türkiyeʹnin Sovyetler tarafından işgaline sıcak bakan o günün Komünist Partilileri ile bugünün Komünistleri arasında dünyayı okuma açısından çok fark var. Bugünün Komünistleri de artık Atatürkçlüğün bağımsızlık olduğunu savunuyorlar. Tunceliʹnin Ovacık ilçesindeki Komünist Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğluʹnun hayata geçirmeye çalıştığı "belediyeyi halk ile birlikte yönetme" anlayışı ise takdire şayan..
HABERPİ/CENGİZYÜCAK  1970ʹli yıllada Türkiyeʹnin Serhat şehri Karsʹın Komünist Rusyaʹya en sınır komşu ilçesi olan ve o zaman Karsʹa şimdi ise Ardahanʹa bağlı sınır ilçesi Çıldırʹda lise öğrencisi iken "Ruslar tıpkı Bulgaristan, Romanya ve Polonya gibi Türkiyeʹyi de işgal edip Komünist yapacak" tezinden ürkerek "Tanrı Türkʹü korusun" sloganı ile bizleri örgütlemeye çalışan lise öğretmenimiz Rahim hocanın yol göstericiliğinde "Yeniden Milli Mücadele" çatısı altında toplandık ve "Pınar" dergisine abone olarak Ülkücülüğe yelken açtık.. 1973ʹlü yıllarda CHPʹnin başına gazeteci Bülent Ecevit geçip CHPʹyi emekten yana sol çizgiye çekince teyze kızı Melahat ablama "Bu Ecevitʹde nereden çıktı, nedir bunun niyeti" diye sorunca o da bana saatlerce Türkiyeʹde ki "emek-sermaye çelişkisi"ni anlattıktan sonra "ne ezilen ne ezen/insanca hakça bir düzen" diye Ecevitʹin sloganı ile anlatımını bitirdi.. Köy Enstitüsü mezunu aydın bir öğretmenin çocuğu olduğum için çok sıcak gelmişti bana bu "ne ezilen ne ezen/insanca hakça bir düzen" sözleri.. Derken kendimizi bir anda Ecevit çizgisinde buluverdik.. "Ne ezilen ne ezen/insanca hakça bir düzen"in hayata geçmesinin sadece "Komünist Düzen"de gerçekleşebileceği fikriyatına inandığımızda da madem "hakça bir düzen vaat ediliyor o zaman biz de Komünist olalım bari" dedik.. Ve Komünist olduk.. 1977 yılında Üniversiteye kayıt olduğumuzda "Komünist" idik.. Bir Komünist olarak Faşizme karşı mücadelemize burada da devam ettik.. Lakin arkadaş ve gurup sohbetlerimizde "Din egemen güçler tarafından milleti uyuşturmak için kullanılan bir araçtırr" sözlerini duyunca bayağı bir irkildim.. İrkildim çünkü günün beş vakti başları secdeden kalkmayan rahmetlik Hacı Dedem ile ninem ve annem de CHPʹye oy veriyordu, o günler için Cumadan cumaya ve şimdi her vakit namaz kılan öğretmen Babamda.. Kaldı ki namazımızı kılamazsak dahi o güne kadar orucumuzu eksiksiz tutmuştuk.. Burada bir terslik vardı.. Emeği savunmak ve haksızlıklara karşı çıkmak ile "Din"in ne alakası olabilirdi? İnsanlara haksızlık yapan din değil, başka insanlardı.. İslam dininin hiç bir öğretisinde de "haksızlık, hırsızlık, yolsuzluk yapın" ve "emeği dibine kadar sömürün" demiyordu.. Tam tersi kendi özel işlerinde devletin mumunu dahi yakmayan ve yakan mumu dahi söndüren Halife Hz. Ömerʹin adaleti örnek gösteriliyordu insanoğluna.. Kuşku düşmüşte ya akla ve yüreğe bir kere.. Peşine Komünist bir kız arkadaşım bir gün bana "Cengiz neyi hayal ediyorum biliyor musun" diye sorduğunda "neyi" dedim ve "Bir sabah uyandığımda Sovyetlerin barış uçaklarının Türkiye semalarında uçtuğunu ve faşizmi yok ederek Komünizmi getirdiğini" cevabını almış ve tam şok olmuştum.. "Islah olmaz bu yürek burada" dedik ve "Din" konusunda yol ayrımına girdiğimiz Komünist arkadaşlarımızla medeni bir şekilde yolumuzu ayırdık.. Gerçi Gebzeʹde hakkımızda çok yazan oldu ya "koltuğunun altında gazeteye sarılı namazlık ile camiye giden solcu gazeteci Cengiz Yücak" diye ama biz aldırmadık.. Şimdi neredeyim? Haksızın, hırsızın, yolsuzun yine karşısındayım.. Hak, hukuk, adalet yolundayım.. Tam Bağımsızlığın sembol ismi Atatürkʹün izindeyim.. Partim mi? Partim falan yok.. kendime münhasırım.. Peki bu yazıyı bugün niye yazdım? Bugün pazar ya..Hafta sonu yani rahat bir günde serbest yazı daha iyi gitmez mi? NOT: Türkiyeʹnin Sovyetler tarafından işgaline sıcak bakan o günün Komünist Partilileri ile bugünün Komünistleri arasında dünyayı okuma açısından çok fark var. Bugünün Komünistleri de artık Atatürkçlüğün bağımsızlık olduğunu savunuyorlar. Tunceliʹnin Ovacık ilçesindeki Komünist Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğluʹnun hayata geçirmeye çalıştığı "belediyeyi halk ile birlikte yönetme" anlayışı ise takdire şayan..
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.