Geldiğimiz korkunç nokta bu

Adalet Bora/haberpi.com- Türkiye en güzel, en verimli, en pik yapacağı günlerini, çalışmaların dün olduğu gibi bugün de ne yazık ki terör örgütlerine karşı sistem geliştirmek, onların beslendikleri odak noktalarına karşı yeni hamleler oluşturmak ve çok doğal olarak milyarlarca dolar para harcayarak hem nefeseni, hem evlatlarını, hem silahlı ve sivil gücünü kurban etmek zorunda kalıyor Türkiyeʹnin 40 yılını harcadığı, binlerce evladını şehit verdiği, milyarlarca dolarlık harcama yaptığı PKK terörü bitmeden,  hem insan hem para hem silah kaynakları yok edilmeden başına gelen en büyük ikinci felaket hiç kuşku yoktur ki din tandanslı, dua seasnlı memleketi işgal edecek, asker sivil demeden herkesin üzerine kurşun ve bomba yağdıracak kadar dehşetleşen bir yapıya dönüşen FETÖʹcülük oldu.. Şunun da altını çizmeliyiz ki, FETÖʹcülüğün geçirdiği merhaleler hiç bir örgüte özgü değildi.. Öylesine dipten bir akıntıyla geldi ki memleketin tüm unsurlarını belli süreçlerde kendine bağlamayı ve inandırmayı başardı.. Önce Nurculuk adıyla çıktı. Said-i Nursiʹyi referans gösterdi..  Sonra Işıkçılığa dönüş yaptı ki bunu hiç kimse ʹ ne oluyorʹ diye sorgulamadı.. Nursiʹyi tamamen aradan çıkarmanın ilk adımıydı çünkü Said-i Nursiʹnin savunduklarıyla onların savunduğu ve hedeflediği hiç bir şey uyuşmuyorda ve olmuyordu Sonra Gülencilik Sonra Hizmetçilik Sonrası himmetçilik Eee, en sonunda da 15 Temmuz darbesiyle FETÖʹcülük haline dönüşen dehşet yapılanmaya odun taşıyan herkes dün olduğu gibi bugünde çok iyi biliyorlar ki bu yapının içinde asla din-vatan- dürüstlük- helal lokma- helal iş- günahtan uzak durma söylemi ve eylemi yoktu. Ve bugün gelinen noktada yine bu ülke 30 -40 yılını peşinen kaybetmiştir. Belki 40 belki 50 yıl sürecek bir savaşma sürecine girmek zorunda kalmış bir Türkiye var.. Çünkü hizmetten zimmet, hikmetten felaket, alimden zalim, ışıktan karanlık ve darbe çıktı.. Üstelik en korkunç olanı ise; PKKʹda olduğu gibi değil durum. ordudan, emniyetine, hakiminden savcısına, öğretmeninden öğrencisine, temizlikçisinden bankacısına, siyasetçisinden, bürokratına , işadamından sanatçısına, ev kadınından pazarcısına  kadar uzunan ve her yerde var olan korkunç bir hendekler, şüpheler, güvensizlikler zinciriyle karşı karışyayız.  Kim FETÖʹcü kim değil Kim kumpasçı kim değil Kim Vatansever kim vatan haini, kim çaldığı sorular, yapılan torpillerle hırsızlıkla hangi makamda-işte, güçte çalışıyor, kim bileğinin hakkıyla, emeğiyle, çabasıyla makamlarda o bile belli değil Geldiğimiz korkunç nokta ;  Bu ülkede artık hiç kimse hiç kimseye güvenmiyor.. Hiç kimse yanıbaşındakinin kendisine silah çekmeyeceğinden, kumpas kurmayacağından emin değil.. İşte bu şüphe ve güvensizliktir ki bundan sonrası için her adımı da her çabayı da dehşet bir karanlığa doğru sürüklüyor. Bütün bunların içinden çıkabilmek için Türkiyeʹnin kaybettikleriyle birlikte kaybedeceklerini de varın siz hesaplayın..