Hasanʹı Hüseyinʹe, Hüseyinʹi ötekine kırdırmak!

HABERPİ/SİYASET/CENGİZYÜCAK Çeyrek yüzyılı aşkın gazetecilik yaşamımda Türkiye genelinde ses getiren iki kitap kaleme almış olmamın yanısıra yerel ve genel siyaseti hep yakından takip ettim.. Ettim etmesine de Ak Partideki siyasi cinliği ne geçmişin DYP, ANAP, DSP ve Refah Partisinde ne de şimdiye uzanan CHP ve MHPʹde gördüm.. Eskiden siyasette köylü kurnazlığı vardı, şimdinin Ak Parti siyasetinde ise Bizans entrikaları.. Lafı uzatmadan direk dalacağım konuya.. 2019 yerel ve genel seçimlerindeki Gebze Belediye Başkanlığı ve milletvekili adaylarının belirlenmesi sürecinde etkili olmak isteyenler ilk aşama olarak Ak Parti Gebze ilçe başkanlığına kendi istedikleri yani "mutlak biat edecek bir isim" getirmeyi planladılar.. Bu plan gereğince önce mevcut başkan Hasan Sobaʹnın gönderilmesi gerekiyordu.. "Ak Parti Kocaeli il başkan yardımcısı Hüseyin Kurt, Gebze ilçe başkanlığına daha çok yakışır" söylemi etrafında Hasan sobaʹya "Ben ilçe başkanlığına aday olmayacağım" açıklaması yaptırttılar.. Ardından parti içi temayül yoklaması yapıldı ve  Hüseyin Kurt "ben adayım" diye hiç bir açıklamada bulunmamış olmasına rağmen temayülde sorulan "kimi ilçe başkanı olarak görmek istersiniz" şeklindeki soruya % 70ʹlik bir oranla "Hüseyin Kurt" cevabı verildi. Sonra sırasıyla Köksal Tatoğlu, Recep Kaya ve son sıralardaki diğer isimler.. Oyuna bak oyuna; Hasanʹı "Hüseyin" diyerek yedirttiniz.. Şimdi de Hüseyin Kurtʹu, Köksal Tatoğlu veya Recep Kayaʹya yedirtmeye çalışıyorsunuz.. Bir sonraki aşamada ise Köksal Tatoğluʹna "toy", Recep Kayaʹya da "partide yeni" diyecekler.. Ve nihayetinde en son sıradakini "yukardakiler hırslı, öfkeli, kavgacı. Yukarda sorun ve kavga var, bu son sıradaki mülayim, sessiz ve efendi biri, başkan adayımız bu olsun" diye yutturacaksınız he.. Vallahi pes! Bizansvari dedim ama bu kadar ince planı Bizanslılar yapabilseydi, Fatih zor fethederdi İstanbulʹu.. Acizane iki çift lafım var; Biraz samimi olun ve temayül sonuçlarına rıza gösterin ve de sert, kızgın ve agresif gibi sinir uçlarını direk yakından ilgilendiren sözcükler üzerinden politika üretmeyin sonra fena çarpılırsınız.. İkincisi; sizler asıl sessiz ve mülayime dikkat edin. Çünkü "sessiz atın tekmesi pek olur" demiş atalarımız..