Çöken Adalet mi yoksa!?

HABERPİ/CENGİZYÜCAK  Çöken Adalet mi yoksa Adalet duygusu mu? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğluʹnun başlattığı "Adalet Yürüyüşü" binlerce insanın katılımı ile 17. gününe girince her ne kadar İktidar Partisi istemese ve hazzetmese dahi hem Türkiyeʹnin hem de Dünyanın gündemine "Adalet Tartışması" oturuverdi.. Ben ne hukukçu ne de dosyasının içeriği hakkında bigi sahibi olmadığım için CHP Milletvekili Enis Berberoğluʹnun mahkumiyeti hakkında şimdilik bir yorumda bulunmayacağım.. Lakin bu ülkede 45 yıl boyunca vatan sathında görev yaptığı ve terör örgütlerine karşı başarılı mücadele verdiği için Genelkurmay Başkanlığına kadar yükselen İlker Başbuğ isimli bir komutanın, onlarca alt komutanı ile birlikte "terör örgüyü yöneticiliği" ile müebbet hapse mahkum edildiğini ve hatta rütbelerinin sökülerek er statüsüne düşürüldüğüne hep birlikte tanık olmadık mı? Sonra ne oldu? Bir kısmı 2 diğer kısmı 3 veya 5 yıl hapis yattıktan sonra önce tahliye oldular ardından beraat ettiler.. Doğu Perinçek, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, fatih Hilmioğlu ve Mehmet Haberal başta olmak üzere daha yüzlerce gazeteci, siyasetçi, aydın ve bilim adamı aynı durumda.. Şimdi bu durumda siz kalkıp "bu ülkede Adalet çöktü" diyebilir misiniz? Adalet çökseydi yukardaki isimler halen içerdeydi.. Adalet çökmediği için dün o kumpasları kuranlar bugün içerde.. Adalet çökmediği için dün 15 Temmuz kanlı darbe girişimcileri bugün yargı önünde hesap veriyorlar.. Adalet sarayları ve adliyeler tıkır tıkır işlediğine göre o zaman işlemeyen ve çöken ne? Bu ülkede çöken Adaletin sistemi değil, duygusudur duygu.. Adalet duygusu çöktü.. Nasıl mı? Kendinize yapılmasını istemediğiniz bir şeyin karşınızdakine yapılmasını istiyorsanız bu Adalet duygunuzun çöktüğünün en bariz göstergesidir.. Bu ülkede her iki kişiden birisinin oyunu almış bir partinin genel başkanına hakareti "suç" olarak görüp işlem yapılmasını istediğiniz yerde her üç kişiden birisinin oyunu almış bir muhalefet partisinin genel başkanına hakareti "hak" sayarak görmezden geliyorsanız bu da adalet duygusunun çöktüğünün işaretidir.. Gezi olaylarında "geziciler benim ve bebeğimin üstüne işediler" diye gazetelere demeç vererek toplumu galeyana getirmeye çalışan kadını gerçek hayatta ve sosyal medyada koruma altına aldığınız yerde, "Adalet Yürüyüşü için çoluk çocuğunuzu sokağa dökün" diyen kadını önce sosyal medyada "provakatör" diye linç edip sonra yargı önünde mahkumiyetini bekliyorsanız bu da adalet duygunuzun çöktüğüne delalettir.. Ki bana göre her iki kadının yaptığı da doğru değil.. O zaman ne olmalıydı? O zaman; bu kadına şimdi verilen tepki, aynı şekilde o zaman da o kadına gösterilmeliydi.. Yani bu suç ise o da suçtu.. Her şeye ama her şeye rağmen yine de karamsar olmamak gerekir.. Niye mi? Çünkü bu ülke, tarihinde ilk kez kanlı bir darbe girişimini bastırarak demokrasisine sahip çıktı.. Çünkü bu ülkeyi şuan "darbe konseyi" değil seçilmiş bir Cumhurbaşkanı ve seçilmiş bir hükümet yönetiyor.. Çünkü bu ülkenin ana muhalefet partisi binlerce kişi ile ve de devletin polis jandarma koruması altında Ankaraʹdan İstanbulʹa "Adalet Yürüyüşü" gerçekleştirebiliyor.. Çünkü bu ülke 2019ʹda yerel ve genel seçimlere gidecek..