deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Kılıçdaroğlu, Baykal ile görüşecek

EKONOMİ (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 28.05.2017 - 00:56, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:02
 

Kılıçdaroğlu, Baykal ile görüşecek

Halk Tvʹde yaşanan tartışmalara CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da girdi. Gazeteci Makbule Cengizʹin Halk Tvʹde sıkıntılı işleri ve ayak oyunlarını anlattığı kitabının ardından Halk Tv tartışması yine başlamıştı. Geçen hafta CHPʹyi Halk Tv konusunda uyararak "yazık oluyor" yazan Birgün yazarı Ayşenur Arslan, bugünkü yazısında ise CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile konuşmasını kaleme aldı. Kılıçdaroğlu, Arslanʹa "Biliyorum. Her şeyi biliyorum. Ama ne yapabiliriz ki! Televizyon bizim kontrolümüzde değil" dedi. İşte Arslanʹın yazısının ilgili bölümü: "Geçen hafta, AKP iktidarının otoriter rejimi toplumun –en azından yarısının- rızası ile dayatmasından… Yani hegemonyadan... Ve bunu yapabilmek için din / eğitim / medya gibi aygıtlardan yararlanmasından... Yani bugünkü tablodan söz ederken, sözü Halk TV’ye getirmiştim. CHP’nin elinin altında, sesini duyurabileceği pek az kaynaktan en önemlisinin heba edildiğini iddia etmiştim. O gün, akşam saatlerinde CHP Lideri Kılıçdaroğlu aradı. Yazmak için iznini aldığım konuşma özetle şöyle geçti: KK: Ayşenur Hanım, Halk TV bize ait değil. Yani CHP’nin televizyonu değil. BEN: Biliyorum. Zaten ben de CHP’nin demedim. “CHP’nin elinin altındaki televizyon” dedim. Ancak, aradaki organik ilişki ortada. Kaldı ki, siz / ben bilsek de sokaktaki insana sorsanız CHP’nin televizyonu der. Ve oradaki her yanlışlık size fatura edilir. Nitekim şu sıralarda neler neler yazılıyor. Özellikle İstanbul’da neler oluyor bir bilseniz... KK: Biliyorum. Her şeyi biliyorum. Ama ne yapabiliriz ki! Televizyon bizim kontrolümüzde değil. BEN: Orasını bilemem elbette. Ben sadece, o kadar önemli bir kaynağın nasıl kullanıldığını yazabilirim. KK: Ben Deniz Bey’le bir konuşayım… Bakalım ne yapabiliriz... ••• Bilmeyenler için kısaca aktarayım: Yasalar, siyasi partilerin kendi televizyonlarının olmasına engel. Ancak partiler, bu engeli televizyonu “dışarıdan bir isme” kurdurarak aşıyor. Ve organik bir ilişkiyle destek alıp veriyor. Halk TV de Deniz Baykal’ın genel başkanlığı sırasında, yakın bir akrabası tarafından kuruldu. Baykal genel başkanlıktan gitse de, Halk TV’de daha çok onun sözü geçti. İlişkisi tamamen kopmadı. Dolayısıyla, Halk TV “hizmet satarak” CHP’den o hizmetin karşılığını alsa da partinin “kontrolünde” olmadı. Doğrusu, kontrolünde olması da gerekmiyor. Ancak, bugünkü yapısından da kurtarılması gerekiyor. Yani; reklam alabilen, ses getiren, toplumun sesini yansıtabilen, evrensel yayın ilkelerini uygulayabilen, özellikle İstanbul’da “gecekondu televizyonu” olmaktan çıkabilen bir kanala dönüşmesi gerekiyor." Odatv.com
Halk Tvʹde yaşanan tartışmalara CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da girdi. Gazeteci Makbule Cengizʹin Halk Tvʹde sıkıntılı işleri ve ayak oyunlarını anlattığı kitabının ardından Halk Tv tartışması yine başlamıştı. Geçen hafta CHPʹyi Halk Tv konusunda uyararak "yazık oluyor" yazan Birgün yazarı Ayşenur Arslan, bugünkü yazısında ise CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile konuşmasını kaleme aldı. Kılıçdaroğlu, Arslanʹa "Biliyorum. Her şeyi biliyorum. Ama ne yapabiliriz ki! Televizyon bizim kontrolümüzde değil" dedi. İşte Arslanʹın yazısının ilgili bölümü: "Geçen hafta, AKP iktidarının otoriter rejimi toplumun –en azından yarısının- rızası ile dayatmasından… Yani hegemonyadan... Ve bunu yapabilmek için din / eğitim / medya gibi aygıtlardan yararlanmasından... Yani bugünkü tablodan söz ederken, sözü Halk TV’ye getirmiştim. CHP’nin elinin altında, sesini duyurabileceği pek az kaynaktan en önemlisinin heba edildiğini iddia etmiştim. O gün, akşam saatlerinde CHP Lideri Kılıçdaroğlu aradı. Yazmak için iznini aldığım konuşma özetle şöyle geçti: KK: Ayşenur Hanım, Halk TV bize ait değil. Yani CHP’nin televizyonu değil. BEN: Biliyorum. Zaten ben de CHP’nin demedim. “CHP’nin elinin altındaki televizyon” dedim. Ancak, aradaki organik ilişki ortada. Kaldı ki, siz / ben bilsek de sokaktaki insana sorsanız CHP’nin televizyonu der. Ve oradaki her yanlışlık size fatura edilir. Nitekim şu sıralarda neler neler yazılıyor. Özellikle İstanbul’da neler oluyor bir bilseniz... KK: Biliyorum. Her şeyi biliyorum. Ama ne yapabiliriz ki! Televizyon bizim kontrolümüzde değil. BEN: Orasını bilemem elbette. Ben sadece, o kadar önemli bir kaynağın nasıl kullanıldığını yazabilirim. KK: Ben Deniz Bey’le bir konuşayım… Bakalım ne yapabiliriz... ••• Bilmeyenler için kısaca aktarayım: Yasalar, siyasi partilerin kendi televizyonlarının olmasına engel. Ancak partiler, bu engeli televizyonu “dışarıdan bir isme” kurdurarak aşıyor. Ve organik bir ilişkiyle destek alıp veriyor. Halk TV de Deniz Baykal’ın genel başkanlığı sırasında, yakın bir akrabası tarafından kuruldu. Baykal genel başkanlıktan gitse de, Halk TV’de daha çok onun sözü geçti. İlişkisi tamamen kopmadı. Dolayısıyla, Halk TV “hizmet satarak” CHP’den o hizmetin karşılığını alsa da partinin “kontrolünde” olmadı. Doğrusu, kontrolünde olması da gerekmiyor. Ancak, bugünkü yapısından da kurtarılması gerekiyor. Yani; reklam alabilen, ses getiren, toplumun sesini yansıtabilen, evrensel yayın ilkelerini uygulayabilen, özellikle İstanbul’da “gecekondu televizyonu” olmaktan çıkabilen bir kanala dönüşmesi gerekiyor." Odatv.com
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.