deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Beni anladığını sanıyorum

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 02.07.2011 - 08:37, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:01
 

Beni anladığını sanıyorum

Akşam gazetesinde yer alan İsmail Küçükkayaʹnın haberi şöyle: Cumhurbaşkanı ile Başbakan uzun bir görüşme yapmıştı. Hükümeti kurma görevinin Erdoğanʹa verildiği Köşk buluşması, planlanandan çok daha uzun sürmüştü. Ardından Ankara hareketlenmişti. Derken Gül devreye girmiş, Kılıçdaroğlu, Bahçeli ve BDPʹlileri Köşkʹe çağırmıştı. Bahçeli dışındakiler ʹevetʹ demişlerdi. Dün, Cumhurbaşkanı Gül ve CHP lideri Kılıçdaroğlu bir araya geldi. Küçük açıklamalar yapıldı ama ne konuştuklarına ilişkin detaylı bilgi alınamamıştı. Bu, dün öğle saatlerine kadar Ankaraʹdaki havanın özeti... Yemin töreni için ben de Başkentʹteydim. Dün 13.00 uçağı ile İstanbulʹa dönüyordum. Yerime oturdum, tam elime kitabımı almıştım ki bir hareketlenme oldu, VIP yolcuları geliyordu. Önce, tanıdığım birçok muhabir arkadaşım uçağa girdi. CHP muhabirleri... Selamlaştık, ne kadar şanslı olduğumu söylediler, gülüştük. Evet, Kılıçdaroğlu Atinaʹya giderken, Ankara-İstanbul aktarmasını 13.00 uçağı ile yapıyordu. Uçak daha hareket etmeden Kılıçdaroğluʹna sorularıma başladım. Yemin boykotunu ve sonrasındaki tartışmaları, Gülʹle konuşmalarını ve krizin nasıl çözüleceğini çok merak ediyordum. Eylem hakkında Kılıçdaroğluʹnun kamuoyuna yansımamış görüşlerini öğrenmek istiyordum. Uçak havalanınca da Bihlun Tamaylıgilʹden rica ettim, yer değiştirdik, Kılıçdaroğluʹnun yanına oturdum. Bütün sorularımı yanıtladı, Gülʹle arasında geçen diyalog hakkında iki bölüm için ʹyazmayınʹ diye rica etti. İşte yemin krizine Kılıçdaroğluʹnun bakışı... Soru-cevap olarak veriyorum: - Tutum değişikliğine mi gittiniz, seçimden önce Balbay ve Haberalʹın serbest bırakılmaması ihtimalleri sorulduğunda boykottan bahsetmemiştiniz? Hayır, hiç tutum değişikliğim olmadı. Seçimden önce de tartıştık. Tutukluydular, seçildiklerinde serbest bırakılmaları gerekiyordu ama yine de bu ihtimali düşündük. Çünkü yargının baskı altında olduğunu, siyasallaştığını biliyorduk. Buna rağmen, seçilmiş vekilleri içeride tutmaya devam edemeyeceklerine inandık. - Parti içi baskı ile mi bu eyleme giriştiniz? Hayır hiç ilgisi yok. Onu bazı yandaş medya öyle yazdı çizdi. Hatta iktidar çevreleri de bizim birbirimize düşeceğimizi, parçalanacağımızı zannediyor, fena yanılıyor. - Bu eylem içinize siniyor mu, yüzde yüz siniyor mu? Evet aynen öyle. İçim çok rahat. Yüzde yüz inanıyorum. Doğru olanı yapıyoruz. Aksini yaparsak ilkelerimize ihanet etmiş oluruz. Demokrasiye, hukuk devleti ilkelerine ihanet etmiş sayarız kendimizi. İki milletvekilimiz tutuklu. Hiçbir haklı gerekçesi ortada yokken. Bu şartlarda nasıl yemin edelim? - Ne kadar sürdürebilirsiniz? Çıkamazlarsa yasama dönemi boyunca devam edecek mi? Çok kararlıyız. Gerekirse dört yıl sürer. - Cumhurbaşkanı ile neler konuştunuz? Size ʹNeden yemin etmediniz?ʹ diye sordu mu, ʹŞık olmadıʹ gibi bir yorumda bulundu mu? Hayır, bana düşüncelerimi ve önerilerimi sordu. Buradan nasıl çıkılacağına dair fikirlerimi öğrenmek istedi. - Siz neler söylediniz? Kararlılığımızı aktardım. Yanlıştan dönülmediği, çözüm bulunmadığı sürece yemin etmeyeceğimizi... - Nasıl bir yöntem üzerinde durdunuz? Hiç önemli değil. Sorunun çözümü için birkaç seçenek var. - Neler var? Adalet Bakanı öncelikle bürokrasiye talimat vermeli. Önerileri onlar hazırlamalı. Bu paket siyasi otoriteye iletilmeli. O da Meclisʹe gelmeli. Yasal düzenleme yapılınca yargı zaten karar verir. Ayrıca yargının hızlandırılması ve uzun tutukluluk halinin kaldırılıp, makul bir süreye indirilmesi zorunluluk... CUMHURBAŞKANI BENİ ANLADI - Zaman baskınız var mı? Yok, zaman baskısı dayatma olur. Biz dayatma değil, çözüm peşindeyiz. - Cumhurbaşkanı sizi anladı mı? Anladığını sanıyorum. - Sizde nasıl bir izlenim bıraktı? Çok daha sağduyulu ve hassas. - Beklentiniz ne? Meclisʹin açılış törenindeki konuşmasını merakla bekleyeceğim. - Başbakan bugün sert konuştu, sizi yemin etmeye davet etti? Çözüm konusunda umudunuzu kırdı mı? Hala umutlu musunuz? Umutluyum. Çözüme yakın olduğumuzu hissediyorum. Onlar Başbakanʹın düşünceleri. Aslında bizim eylem için AKPʹnin de bize teşekkür etmesi lazım. Cumhurbaşkanı gibi Başbakan da uzun tutukluluk halinden şikayet ediyordu. İşte gündeme getirdik, çözülsün. Sorun var mı, var; kim çözecek, iktidar. Yetki ve güç orada. BİN PİŞMAN OLDULAR - Siz de bu eylem nedeniyle eleştiriliyorsunuz. Ben de yanlış olduğunu düşünüyorum mesela. Tabanınızdan nasıl tepkiler geliyor? Bizim taban olumlu buluyor. Buna tepki gelmez. - Size oy vermeyenlerin tepkileri? AKP tabanı memnun değildir. Ama MHP tabanından olumlu reaksiyonlar geliyor. - Öyle mi, nasıl? Bizden MHPʹye seçimde giden yüzde 2ʹnin hayal kırıklığı içinde olduğunu düşünüyorum. Onlar bin pişman oldular. Özellikle bir cümle onları vurdu. ʹBiz arkadaşımızı satmayızʹ dedik, haklıydık. - Kaos ortamından erken seçim çıkar mı? Sanmıyorum. Ama her ihtimale hazırız. - Parti tüzüğüne göre üç dönem arka arkaya seçilemeyecekleri hükmünden bahsediliyor. O kadar ciddi değil. Tüzük parti içi işlerle ilgilidir. Değiştirilir. - Tüzük demişken, siz ne yapacaksınız? Tam demokratik bir tüzük geliyor. Kurultayda lider sultası da tamamen gidiyor. Bu arada seçimde çalışmayan, ters çalışan illeri ve isimleri de bir tarafa kaydettim.  
Akşam gazetesinde yer alan İsmail Küçükkayaʹnın haberi şöyle: Cumhurbaşkanı ile Başbakan uzun bir görüşme yapmıştı. Hükümeti kurma görevinin Erdoğanʹa verildiği Köşk buluşması, planlanandan çok daha uzun sürmüştü. Ardından Ankara hareketlenmişti. Derken Gül devreye girmiş, Kılıçdaroğlu, Bahçeli ve BDPʹlileri Köşkʹe çağırmıştı. Bahçeli dışındakiler ʹevetʹ demişlerdi. Dün, Cumhurbaşkanı Gül ve CHP lideri Kılıçdaroğlu bir araya geldi. Küçük açıklamalar yapıldı ama ne konuştuklarına ilişkin detaylı bilgi alınamamıştı. Bu, dün öğle saatlerine kadar Ankaraʹdaki havanın özeti... Yemin töreni için ben de Başkentʹteydim. Dün 13.00 uçağı ile İstanbulʹa dönüyordum. Yerime oturdum, tam elime kitabımı almıştım ki bir hareketlenme oldu, VIP yolcuları geliyordu. Önce, tanıdığım birçok muhabir arkadaşım uçağa girdi. CHP muhabirleri... Selamlaştık, ne kadar şanslı olduğumu söylediler, gülüştük. Evet, Kılıçdaroğlu Atinaʹya giderken, Ankara-İstanbul aktarmasını 13.00 uçağı ile yapıyordu. Uçak daha hareket etmeden Kılıçdaroğluʹna sorularıma başladım. Yemin boykotunu ve sonrasındaki tartışmaları, Gülʹle konuşmalarını ve krizin nasıl çözüleceğini çok merak ediyordum. Eylem hakkında Kılıçdaroğluʹnun kamuoyuna yansımamış görüşlerini öğrenmek istiyordum. Uçak havalanınca da Bihlun Tamaylıgilʹden rica ettim, yer değiştirdik, Kılıçdaroğluʹnun yanına oturdum. Bütün sorularımı yanıtladı, Gülʹle arasında geçen diyalog hakkında iki bölüm için ʹyazmayınʹ diye rica etti. İşte yemin krizine Kılıçdaroğluʹnun bakışı... Soru-cevap olarak veriyorum: - Tutum değişikliğine mi gittiniz, seçimden önce Balbay ve Haberalʹın serbest bırakılmaması ihtimalleri sorulduğunda boykottan bahsetmemiştiniz? Hayır, hiç tutum değişikliğim olmadı. Seçimden önce de tartıştık. Tutukluydular, seçildiklerinde serbest bırakılmaları gerekiyordu ama yine de bu ihtimali düşündük. Çünkü yargının baskı altında olduğunu, siyasallaştığını biliyorduk. Buna rağmen, seçilmiş vekilleri içeride tutmaya devam edemeyeceklerine inandık. - Parti içi baskı ile mi bu eyleme giriştiniz? Hayır hiç ilgisi yok. Onu bazı yandaş medya öyle yazdı çizdi. Hatta iktidar çevreleri de bizim birbirimize düşeceğimizi, parçalanacağımızı zannediyor, fena yanılıyor. - Bu eylem içinize siniyor mu, yüzde yüz siniyor mu? Evet aynen öyle. İçim çok rahat. Yüzde yüz inanıyorum. Doğru olanı yapıyoruz. Aksini yaparsak ilkelerimize ihanet etmiş oluruz. Demokrasiye, hukuk devleti ilkelerine ihanet etmiş sayarız kendimizi. İki milletvekilimiz tutuklu. Hiçbir haklı gerekçesi ortada yokken. Bu şartlarda nasıl yemin edelim? - Ne kadar sürdürebilirsiniz? Çıkamazlarsa yasama dönemi boyunca devam edecek mi? Çok kararlıyız. Gerekirse dört yıl sürer. - Cumhurbaşkanı ile neler konuştunuz? Size ʹNeden yemin etmediniz?ʹ diye sordu mu, ʹŞık olmadıʹ gibi bir yorumda bulundu mu? Hayır, bana düşüncelerimi ve önerilerimi sordu. Buradan nasıl çıkılacağına dair fikirlerimi öğrenmek istedi. - Siz neler söylediniz? Kararlılığımızı aktardım. Yanlıştan dönülmediği, çözüm bulunmadığı sürece yemin etmeyeceğimizi... - Nasıl bir yöntem üzerinde durdunuz? Hiç önemli değil. Sorunun çözümü için birkaç seçenek var. - Neler var? Adalet Bakanı öncelikle bürokrasiye talimat vermeli. Önerileri onlar hazırlamalı. Bu paket siyasi otoriteye iletilmeli. O da Meclisʹe gelmeli. Yasal düzenleme yapılınca yargı zaten karar verir. Ayrıca yargının hızlandırılması ve uzun tutukluluk halinin kaldırılıp, makul bir süreye indirilmesi zorunluluk... CUMHURBAŞKANI BENİ ANLADI - Zaman baskınız var mı? Yok, zaman baskısı dayatma olur. Biz dayatma değil, çözüm peşindeyiz. - Cumhurbaşkanı sizi anladı mı? Anladığını sanıyorum. - Sizde nasıl bir izlenim bıraktı? Çok daha sağduyulu ve hassas. - Beklentiniz ne? Meclisʹin açılış törenindeki konuşmasını merakla bekleyeceğim. - Başbakan bugün sert konuştu, sizi yemin etmeye davet etti? Çözüm konusunda umudunuzu kırdı mı? Hala umutlu musunuz? Umutluyum. Çözüme yakın olduğumuzu hissediyorum. Onlar Başbakanʹın düşünceleri. Aslında bizim eylem için AKPʹnin de bize teşekkür etmesi lazım. Cumhurbaşkanı gibi Başbakan da uzun tutukluluk halinden şikayet ediyordu. İşte gündeme getirdik, çözülsün. Sorun var mı, var; kim çözecek, iktidar. Yetki ve güç orada. BİN PİŞMAN OLDULAR - Siz de bu eylem nedeniyle eleştiriliyorsunuz. Ben de yanlış olduğunu düşünüyorum mesela. Tabanınızdan nasıl tepkiler geliyor? Bizim taban olumlu buluyor. Buna tepki gelmez. - Size oy vermeyenlerin tepkileri? AKP tabanı memnun değildir. Ama MHP tabanından olumlu reaksiyonlar geliyor. - Öyle mi, nasıl? Bizden MHPʹye seçimde giden yüzde 2ʹnin hayal kırıklığı içinde olduğunu düşünüyorum. Onlar bin pişman oldular. Özellikle bir cümle onları vurdu. ʹBiz arkadaşımızı satmayızʹ dedik, haklıydık. - Kaos ortamından erken seçim çıkar mı? Sanmıyorum. Ama her ihtimale hazırız. - Parti tüzüğüne göre üç dönem arka arkaya seçilemeyecekleri hükmünden bahsediliyor. O kadar ciddi değil. Tüzük parti içi işlerle ilgilidir. Değiştirilir. - Tüzük demişken, siz ne yapacaksınız? Tam demokratik bir tüzük geliyor. Kurultayda lider sultası da tamamen gidiyor. Bu arada seçimde çalışmayan, ters çalışan illeri ve isimleri de bir tarafa kaydettim.  
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.