Dimyatʹa pirince gidenlerin Dikkatine!

HABERPİ/CENGİZYÜCAK Atalarımızdan bugüne süregelen "Dimyatʹa pirince giderken evdeki bulgurdan olma" sözü siyaset, ticaret ve bürokrasi başta olmak üzere toplumun her kesiminde ve katmanında güncele uyan bir sözdür.. Altın değerindeki bu söz "Ellerindeki az ile yetinmeyen ya da daha daha daha çokun peşinde koşanlar bazen ellerindekini de yitirebilirler" anlamında bir sözdür.. İşte o daha daha çoğunu elde etmek uğruna çaba sarfedeyim derken elindekilerini de yitirmek üzere olanlara "Gel şu işten vazgeç, Dimyatʹa pirince giderken evdeki bulgurundan da olma." derler.. Peki bir hikayesi var mıdır bu "Dimyatʹa pirince giderken evdeki bulgurdan olmak" sözünün? Varmış..  Bakın neymiş; Dimyat Mısırʹda, Süveyş Kanalı ağzında ve Portsait yakınlarında bir iskeledir. Eskiden Mısırʹın meşhur pirinçleri, ince hasırdan örülmüş torbalar içinde buradan Türkiye gelirmiş. İstanbulʹda bulgur, pirinç alıp satmayı az kazançlı bulduğu için "daha çok kazanayım" diye Dimyatʹa pirinç almak için giden bir Türk tüccarının bindiği gemi Akdenizde Arap Korsanları tarafından soyulmuş ve korsanlar adamcağızın kemerindeki bütün altınlarını almışlar. Binbir müşkilat içinde Türkiyeʹye dönen pirinç tüccarı o yıl iflas etmek durumuna düşmüş. İstanbulʹdan kalkmış, memleketi olan Karamanʹa gitmiş. O sene tarlasından kalkan buğdayları da daha önceden bulgur tüccarlarına satıp parasını aldığından, kendi ev halkı kışın bulgursuz kalmışlar.. Kendisine "niye böyle oldu" diyenlere de "Dimyatʹa pirince giderken evdeki bulgurdan oldum" demiş..