deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

PKK, Onu tehdit ediyor

EKONOMİ (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 25.06.2011 - 00:39, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:01
 

PKK, Onu tehdit ediyor

Vershbow, ABDʹdeki düşünce kuruluşu Middle East Insituteʹın (MEI) ikinci kez düzenlenen Türkiye konulu yıllık konferansında konuşma yaptı. Geçen yıl yine bu zamanlarda düzenlenen konferans sırasında Türk-Amerikan ilişkilerindeki sıkıntılı dönemin herkesi şaşırttığını ve kaygılandırdığını belirten Vershbow, "Kaygılanmıştık çünkü bu durum, ABD Başkanı Barack Obamaʹnın 2009 yılı Nisan ayında Türkiyeʹyi ziyaretiyle başlayarak, ilişkilerde geçen yıl boyunca hissettiğimiz yakınlığa çok ters düşüyor görünüyordu" dedi. Ancak, o tarihten bu yana Türk ve Amerikan hükümetlerinin, bu zorlu dönemi atlatmayı başardıklarını ve Türkiyeʹnin ABDʹden uzaklaştığı ya da ABDʹnin bağımsız bir Türk dış politikasına uyum sağlayamadığı yönündeki iddiaları çürüttüklerini kaydeden Vershbow, ilişkilerin geçen yıl boyunca pek çok alanda düzelmekle kalmayıp, aynı zamanda güçlenmesinden memnuniyet duyduğunu söyledi. Vershbow, Mavi Marmara olayı, Türkiyeʹnin BM Güvenlik Konseyiʹndeki İranʹa yaptırım oylamasında "hayır" oyu kullanması ve 5+1ʹin Tahran Deklarasyonuʹnu reddetmesi gibi olayların iki tarafta yarattığı hayal kırıklıklarına rağmen, Türk ve Amerikalı yetkililerin ilişkilerini derinleştirmek için çabalarını iki katına çıkardıklarına inandığını ifade etti. "Birlikte, hem özelde hem de kamuoyu önünde, yeni diyalog tarzına girmemiz gerektiğine karar kıldık ve birbirimizle daha içten ve istişareci bir tavır içinde olmamız yönünde mutabık kaldık" diyen Vershbow, sözlerine şöyle devam etti: "Biz, Washingtonʹda, eşsiz bölgesel perspektifi ve çıkarlarının Türkiyeʹyi, bazen, bizimkiyle tam olarak uyuşmayan kararlar almaya zorladığını daha açık şekilde fark ettik. Bizi şaşırtmadığı ve anlaşmazlıklar sonuçlardan ziyade taktikler üzerinde olduğu müddetçe bu, makul ve doğal. Gerçekten de izlenecek yol konusunda bazen farklı fikirlere sahip olsak da, kafamızda hemen hemen her zaman aynı stratejik hedefleri paylaşıyoruz. Şunu da söylemek gerekir ki, Ankara da bölgesel çıkarlarını savunurken, müttefiklerine karşı stratejik yükümlülüklerini aklından çıkaramaz. Taktikler üzerindeki anlaşmazlıklar, ustalıkla idare edilmemesi halinde, kafalarımızda farklı sonuçların olduğu izlenimini verebilir, hatta bazılarının Türkiyeʹnin NATO ve ABDʹye olan bağlılığını sorgulamasına neden olabilir." Vershbow, Türkiye ile ABD arasında savunma alanındaki güçlü işbirliğinin sürdürülmesinin önemine değinerek, Türkiyeʹnin ekonomisi büyüdükçe, teknolojik kapasitesinin de arttığını, Türkiyeʹnin, bölgesindeki en güçlü savunma sanayileri arasında yer aldığını belirtti. -"NATOʹNUN DEĞERLERİNİ DE TEHDİT EDİYOR"- Terör örgütü PKKʹnın sadece Türkiyeʹyi değil, NATOʹnun değerlerini de tehdit ettiğini kaydeden Vershbow, "Türkiyeʹdeki azınlıkların şikayetleriyle ilgili meselenin, siyasi süreç yoluyla ele alınmasına ihtiyaç olduğunu ve amaçlarına ulaşmak için şiddeti destekleyenlere hiçbir ülke tarafından aman verilmemesi gerektiğini" söyledi. Vershbow ayrıca, herhangi bir NATO ülkesinin sınırındaki tehditlerin, İttifakʹın tamamı tarafından ciddi olarak ele alınması gerektiğini vurguladı. Türkiyeʹye de sığınmacı akışına neden olan Suriyeʹdeki krizin, NATO sınırındaki bir kriz olduğunu belirten Vershbow, "Esad rejimine kendi halkına uyguladığı şiddeti sona erdirmesi için baskı yaparken, konuyla ilgili olarak Türkiyeʹnin ihtiyaçlarını dikkatlice değerlendirmeliyiz" dedi. ABD olarak Türkiyeʹnin Ermenistan ile yakınlaşma sürecinin devamına ve Kıbrıs sorununda çözüm sağlanması amacıyla devam eden diyaloğa güçlü destek verdiklerini kaydeden Vershbow, Türkiyeʹnin son yıllarda komşularına açılmada birçoğunun düşündüğünden daha ileri gittiğini ve sorunların çözümünü amaçlayan bu ivmenin sürmesi gerektiğini söyleyerek, "Bu ilişkilerdeki ilerleme, Türkiyeʹnin en önemli uzun vadeli projesi olan ABʹye katılım süreci ve ABD ile güçlü ilişkilerin devamı açısından gerekli" ifadesini kullandı. Türkiyeʹnin Washington Büyükelçisi Namık Tan da Arap dünyasındaki gelişmelerle ilgili olarak, "Ortadoğu tarihinde önemli bir sayfanın çevrildiğine tanık olurken, omuzlarımızda ağır bir sorumluluk var ve ailenin bir üyesi olarak, bu sorumluluğumuzu yerine getirmede elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Türkiye, tiranlığın, demokrasi ve özgürlükler karşısında üstün gelmesine hiçbir zaman izin vermeyecektir" dedi.  
Vershbow, ABDʹdeki düşünce kuruluşu Middle East Insituteʹın (MEI) ikinci kez düzenlenen Türkiye konulu yıllık konferansında konuşma yaptı. Geçen yıl yine bu zamanlarda düzenlenen konferans sırasında Türk-Amerikan ilişkilerindeki sıkıntılı dönemin herkesi şaşırttığını ve kaygılandırdığını belirten Vershbow, "Kaygılanmıştık çünkü bu durum, ABD Başkanı Barack Obamaʹnın 2009 yılı Nisan ayında Türkiyeʹyi ziyaretiyle başlayarak, ilişkilerde geçen yıl boyunca hissettiğimiz yakınlığa çok ters düşüyor görünüyordu" dedi. Ancak, o tarihten bu yana Türk ve Amerikan hükümetlerinin, bu zorlu dönemi atlatmayı başardıklarını ve Türkiyeʹnin ABDʹden uzaklaştığı ya da ABDʹnin bağımsız bir Türk dış politikasına uyum sağlayamadığı yönündeki iddiaları çürüttüklerini kaydeden Vershbow, ilişkilerin geçen yıl boyunca pek çok alanda düzelmekle kalmayıp, aynı zamanda güçlenmesinden memnuniyet duyduğunu söyledi. Vershbow, Mavi Marmara olayı, Türkiyeʹnin BM Güvenlik Konseyiʹndeki İranʹa yaptırım oylamasında "hayır" oyu kullanması ve 5+1ʹin Tahran Deklarasyonuʹnu reddetmesi gibi olayların iki tarafta yarattığı hayal kırıklıklarına rağmen, Türk ve Amerikalı yetkililerin ilişkilerini derinleştirmek için çabalarını iki katına çıkardıklarına inandığını ifade etti. "Birlikte, hem özelde hem de kamuoyu önünde, yeni diyalog tarzına girmemiz gerektiğine karar kıldık ve birbirimizle daha içten ve istişareci bir tavır içinde olmamız yönünde mutabık kaldık" diyen Vershbow, sözlerine şöyle devam etti: "Biz, Washingtonʹda, eşsiz bölgesel perspektifi ve çıkarlarının Türkiyeʹyi, bazen, bizimkiyle tam olarak uyuşmayan kararlar almaya zorladığını daha açık şekilde fark ettik. Bizi şaşırtmadığı ve anlaşmazlıklar sonuçlardan ziyade taktikler üzerinde olduğu müddetçe bu, makul ve doğal. Gerçekten de izlenecek yol konusunda bazen farklı fikirlere sahip olsak da, kafamızda hemen hemen her zaman aynı stratejik hedefleri paylaşıyoruz. Şunu da söylemek gerekir ki, Ankara da bölgesel çıkarlarını savunurken, müttefiklerine karşı stratejik yükümlülüklerini aklından çıkaramaz. Taktikler üzerindeki anlaşmazlıklar, ustalıkla idare edilmemesi halinde, kafalarımızda farklı sonuçların olduğu izlenimini verebilir, hatta bazılarının Türkiyeʹnin NATO ve ABDʹye olan bağlılığını sorgulamasına neden olabilir." Vershbow, Türkiye ile ABD arasında savunma alanındaki güçlü işbirliğinin sürdürülmesinin önemine değinerek, Türkiyeʹnin ekonomisi büyüdükçe, teknolojik kapasitesinin de arttığını, Türkiyeʹnin, bölgesindeki en güçlü savunma sanayileri arasında yer aldığını belirtti. -"NATOʹNUN DEĞERLERİNİ DE TEHDİT EDİYOR"- Terör örgütü PKKʹnın sadece Türkiyeʹyi değil, NATOʹnun değerlerini de tehdit ettiğini kaydeden Vershbow, "Türkiyeʹdeki azınlıkların şikayetleriyle ilgili meselenin, siyasi süreç yoluyla ele alınmasına ihtiyaç olduğunu ve amaçlarına ulaşmak için şiddeti destekleyenlere hiçbir ülke tarafından aman verilmemesi gerektiğini" söyledi. Vershbow ayrıca, herhangi bir NATO ülkesinin sınırındaki tehditlerin, İttifakʹın tamamı tarafından ciddi olarak ele alınması gerektiğini vurguladı. Türkiyeʹye de sığınmacı akışına neden olan Suriyeʹdeki krizin, NATO sınırındaki bir kriz olduğunu belirten Vershbow, "Esad rejimine kendi halkına uyguladığı şiddeti sona erdirmesi için baskı yaparken, konuyla ilgili olarak Türkiyeʹnin ihtiyaçlarını dikkatlice değerlendirmeliyiz" dedi. ABD olarak Türkiyeʹnin Ermenistan ile yakınlaşma sürecinin devamına ve Kıbrıs sorununda çözüm sağlanması amacıyla devam eden diyaloğa güçlü destek verdiklerini kaydeden Vershbow, Türkiyeʹnin son yıllarda komşularına açılmada birçoğunun düşündüğünden daha ileri gittiğini ve sorunların çözümünü amaçlayan bu ivmenin sürmesi gerektiğini söyleyerek, "Bu ilişkilerdeki ilerleme, Türkiyeʹnin en önemli uzun vadeli projesi olan ABʹye katılım süreci ve ABD ile güçlü ilişkilerin devamı açısından gerekli" ifadesini kullandı. Türkiyeʹnin Washington Büyükelçisi Namık Tan da Arap dünyasındaki gelişmelerle ilgili olarak, "Ortadoğu tarihinde önemli bir sayfanın çevrildiğine tanık olurken, omuzlarımızda ağır bir sorumluluk var ve ailenin bir üyesi olarak, bu sorumluluğumuzu yerine getirmede elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Türkiye, tiranlığın, demokrasi ve özgürlükler karşısında üstün gelmesine hiçbir zaman izin vermeyecektir" dedi.  
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.