Bakan gidince ne yapacaksın Başkan?

HABERPİ/SİYASET/CENGİZYÜCAK Siyaset yapmanın belirli bir tek kuralı yok, "her yiğidin bir yoğurt yeyişi var" misali her siyasetçi kendi tarzını uygular.. Kimisine göre siyaset sırtını tabana dayamaya değer.. kimileri ise tavandaki kurmay takımına oynamayı yeğler.. Ve hatta kurmay takımını abisi babası atası ilan eyler.. Vatandaşı neylesin, karar Bakan ve Başkanda ise eğer.. Tabi işin latife kısmı bir tarafa gelelim akılcıl siyasete; Siyasette kalıcı ve uzun ömürlü olmak istiyorsan sırtını millete dayayacaksın ve onların dertleriyle dertlenip, onlarla ağlayıp, onlarla neşelenip oynayıp güleceksin.. Bak o zaman kimse bitirebilir mi senin siyasi hayatını? Kimse aklından ile geçiremez seni çizmeyi.. Yok eğer senin tabanda bir karşılığın yoksa, ister milletvekili ol istersen belediye başkanı farketmez; vatandaş da bir çızık atar kurmayın da bir çızık.. Haklı da çızık atanlar..  Sen kalkacaksın; seçmenini hiçe sayacaksın.. teşkilatı tınlamayacaksın.. gazeteleri şeyine takmayacaksın.. Sonra da "yine yine" diye dayatacaksın.. Yine de yine.. Ama niye? "Ya ben Bakanımla Başkanımın sözünden hiç çıkmadım" diye.. Evet Bakanınla Başkanının sözünden hiç çıkmadın kabul.. Kabul ama seçmenin ve teşkilatın gözünden düştün.. Düşersin tabi.. Sadece "şeyin adamı"nı yani Bakan ile Başkanının adamını ne yapsın vatandaş? Ya var ya bu tabandan ve teşkilatından kopan, gazetecilerin haberlerini ve köşe yazılarını şeyine sayan siyaset anlayışında olanlara yazacak çok şeyim var daha ama kendimi frenleyemediğimi farkettiğim için nokta koyuyorum.. Nokta.. Yakında birileri de koyar o siyaset tarzındakilere bir nokta.. SON SÖZ Başkalarının adamı olanların ömrü, başkalarının ömrü kadardır..