Müdahale..

HABERPİ//CENGİZYÜCAK Arapça kökenli bir sözcük olan "müdahale" dilimizde "karışma" ya da "araya girme" anlamında kullanılır.. Kişinin yaşamına veya yapacağı işe karışma müdahaledir.. Kişiler ya da kişiler ile kurumlar arasına girme müdahaledir.. Anayasamız "kişisel alan"ı yani kişinin özel yaşamını anayasal güvenceye aldığı gibi toplumun kendi içinde oluşturduğu mutabakata göre de kişisel özgürlüklere saygı tesis edilmiştir.. Yukarda yazdıklarım her ne kadar "beylik lafı" görünümünde olsalar dahi genel kabullerimizdir.. İslam dininin temel felsefesi de "hoşgörü" üzerine kurulu bulunduğuna göre ve kutsal kitabımızın da kişinin inanç özgürlüğüne sonuna kadar yeşil ışık yaktığını esas aldığımızda da yukarıdaki genel kabullerle bir sıkıntımız olmasa gerek.. O zaman niye müdahale gereksinimi duyuluyor? Niye kişilerin özel yaşamına karışılıyor? Ne demek ülkene gelen yabancı turisti "sen Ramazanda içki içemezsin" diye dövmek! Senin kendi ülkenin insanının ve hatta sakallı heriflerin ve türbanlı bayanların dahi Ramazan ayında sokak ortasında su içtiği yerde, elin adam ne bilsin senin inancının tam gereğini? Ne demek "biz ibneyiz..bizi böyle kabul edin.. bize de saygı duyun" diye yürüyenlere resmi kuvvetler aracığı ile sopa çekmek? Kişinin cinsel tercihi, kişinin aklına mı yoksa biyolojik dokularına göre mi şekilleniyor? Yaradan onu da öyle yaratmış. İbneler sadece bu ülkede mi var ki döverek ya da baskı altında tutarak köklerini kurutalım. Bizim ülke olarak girmeyi hedeflediğimiz AB ülkelerinde, ibnelerin milletvekilleri bile var.. O zaman Bülent Ersoy niçin Cumhurbaşkanlığı sarayında ağırlandı? Tepede Bülent Ersoy ağırlanacak, sokakta ibneler dövdürülecek!? Bir müdahaledir tutturmuş gidiyoruz Allah sonumuzu hayreylesin.. Galiba sıkıntı bu müdahale kültürünün bize hep tepeden dayatılmasından başlıyor.. Askerin canı sıkıldığında "partilerin yönetimini beğenmedim" diyerek sisteme müdahale ederek devlet yönetimine el koymasının tabana yansıması böyle olsa gerek.. Devletin en tepesindeki isimlerin "şu kadar çocuk doğurun" ya da "doğurmayan kadın yarım kadındır" diye dayatma tembihlerinin aşağıdaki yankısı böyle olsa gerek.. Oysa tarih boyunca yukarıyı yani devleti şekillendiren hep aşağısı olmuştur ve devletin insanlarını şekillendirmesi ise hep hüsran ve yenilgi ile sonuçlanmıştır.. Yine de deneniyor.. Yine de zorlanıyor.. Yine de dayatılıyor.. Evinizde sizi ve aile fertlerini çok seven uysal kedinizi bir hafta bir sıkıştırın bakalım, görün haftanın sonunda nasıl hırçınlaşacağını ve hepinizi nasıl tırmalayacağını! Bırakın müdahaleyi.. Vatandaşın özel yaşamına ve tercihlerine müdahale etmeyin.. Komşularınızın özel yaşamına ve tercihlerine müdahale etmeyin.. Kardeşinizin özel yaşamına ve tercihlerine müdahale etmeyin.. Arkadaşınızın özel yaşamına ve tercihlerine müdahale etmeyin.. Hem etmeyin hem de ettirmeyin..