deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Kılıçdaroğlu Yalova’da estirdi!

SPOR (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 13.05.2011 - 01:55, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:00
 

Kılıçdaroğlu Yalova’da estirdi!

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi hakkında ”çırak” dediğini, çıraklığın ayıp bir şey olmadığını belirterek, ”100 liranın 2 lirasını bu memleket ‘Yoksulluk bitsin’ diye ayırmıyorsa zaten o yönetime ben girmem. O yönetime recep girer. Benim mesleğin hesap uzmanlığı. Onun girmeye dahi cesaret edemeyeceği sınava girip, binlerce kişi arasından seçilen birisiyim. Cesaret edip o sınava dahi giremez” dedi. Yalova’daki Cumhuriyet Meydanı’nda halka hitap eden Kılıçdaroğlu, yoksul, ihtiyaç sahibi ailelere 600 lira vereceklerine ilişkin vaatlerini hatırlattı. Kılıçdaroğlu, kendisine ”Bu yoksula parayı nereden bulacaksın?” diye soru yönelttiklerini belirterek, ”Lafa bak, Mısır’daki sağır sultan duydu onlar duymadı” diye konuştu. Devlette bu tür yardımları yapan bütün kuruluşları tespit ettiklerini, söz konusu 14 kuruluşun hepsinin bütçesini topladıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ”Onlar bilmezler, hesap da bilmezler. Efendim benim için ‘çırak’ demiş. Çırak olmak ayıp bir şey değil. Benim mesleğim hesap uzmanlığı. Onun girmeye dahi cesaret edemeyeceği sınava girip binlerce kişi arasından seçilen birisiyim. Cesaret edip o sınava daha giremez. Benim mesleğim hesap uzmanlığı, hesap uzmanlığı yaptım. Gidin, komşularınıza sorun, hesap uzmanlığı nedir? Size diyeceklerdir ‘dürüst insanların, çalışkan insanların, binlerce kişi arasından seçilen insanların mesleğidir’. Herkesin ama herkesin onur duyacağı bir meslektir. Ben severim, şeref duyarım hesap uzmanı olduğum için, hesap adamıyım ben. Yoksul insanın karnını nasıl doyuracağını ben bilirim. Niye ’600 lira’ diyorum, niye en az ‘bin 150 lira’ diyorum? Çünkü hesabını, kitabını virgülüne kadar yaptım. 14 kuruluşu buldum, bütçesini topladım. Açığımız 7 milyar lira. 7 milyar lira nedir biliyor musunuz? Tüm devletin, yani kamu harcamalarının yüzde 1,7’si. Yani 100 liradan en fazla 2 lirayı yoksula ayıracaksınız. Bana kaynağını soruyor. 100 liranın 2 lirasını bu memleket ‘yoksulluk bitsin’ diye ayırmıyorsa zaten o yönetime ben girmem, o yönetime Recep girer. Benim geleceğim yönetimde 2 lirayı alın terinin hakkı gibi ayıracağız ve kullanacak o parayı.” ”SÖZ SENETTİR, SÖZÜ SÖYLERİZ GEREĞİNİ YAPARIZ” Genel Başkan Kılıçdaroğlu, ”Ayıracak kaynağın olduğunu fark ettikleri için bu eleştirilerin şimdi kesildiğini” ifade ederek, şunları kaydetti: ”Hesabını yaparım, kitabını yaparım, ondan sonra konuşurum. Hesabını kitabını yaparız yetmez. Bizim gibi düşünmeyen, düşünen adamları da çağırırız, ‘gel arkadaş, şöyle bir proje yaptık’ olur ya bizim atladığımız bir şey olur onlara da bakarız. Onlar da test ederler, onlar da kontrol ederler, ondan sonra milletin önüne çıkarız, sözümüzü veririz. Söz senettir, sözü söyleriz gereğini yaparız. Milletin önüne sonra çıkarız ‘bak söz verdik gereğini yapıyoruz’ diye. O 600 liradan en fazla kim yararlanacak? Yoksul kişiler yararlanacak ama ikinci önemli ayağı var; en fazla mahallenin esnafı yararlanacak. Çünkü o kadıncağız eline alacak çocuğunu, gelecek ‘oğlum, kızım ne istiyorsun, evin ihtiyacı nedir’ onu görecek. Mahallenin bakkalı da rahat bir nefes alacak. Veresiye defteri olmayacak. Paranın dolaşım kanallarını değiştireceğiz. Halkın cebinden çıkacak para önce. Yandaşın değil. Vatandaşa vereceğiz, vatandaş alacak, geçimini sağlayacak. Ne dedim ‘ailede huzur olacak’. Huzurlu aile, huzurlu Türkiye demektir.” Genel Başkan Kılıçdaroğlu, gençlerin askerlik süresini 15 aydan önce 9 aya sonra, aşamalı olarak 6 aya indireceklerini belirterek, gençlerin daha kısa süre askerlik yapacağını, ama onun öncesinde bedelli, bedelsiz kısa süre askerlik olacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, parası olan ve ailesinin durumu iyi olmayandan almayacaklarını kaydederek, bedel olarak aldıkları parayı ise Milli Savunma Bakanlığının bütçesine değil, Milli Eğitim Bakanlığının bütçesine koyarak, öğrencilere yurt yapacaklarını bildirdi. Üniversite gençlerine de istedikleri takdirde yaz tatillerinde askerlik yapabilecekleri müjdesini veren Kılıçdaroğlu, okul bittiğinde askerlik borcunun da biteceğini anlattı. Kılıçdaroğlu, buna önce itiraz edildiğini, ”Efendim bunu kiminle görüştünüz? Bu olmaz. Askerlik 9 aya inerse memleketi kim savunacak?” denildiğini hatırlattı. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ”Yalova meydanından söylüyorum; senin çocuğun, 21 gün Burdur’da el bebek gül bebek, valinin gözetiminde askerlik yaparken, ‘Memleketi kim savunacak?’ diye aklına geldi mi? Şimdi vatandaşın oğlu askerlik yapacak, üstelik 9 ay, ‘Efendim, memleketi kim savunacak? Buradan söylüyorum; o memleketi, yani bu güzel ülkeyi, yani Türkiye Cumhuriyetini düşmandan korumak varsa, dişimizle tırnağımızla, iman gücümüzle, biz yeniden koruruz. Bu beyefendi unutmasın, bizde Kuvayı Milliye ruhu var. Biz Kuvayı Milliye’den geliyoruz. Yedi düvele karşı mücadele ettik. Yeri gelirse 4 yıl yeri gelirse 9 ay askerlik yaparız. Yeri gelirse ömür boyu askerlik yaparız.” ”BİR SINAVI BECEREMEYEN TÜRKİYE’Yİ YÖNETECEKMİŞ” Özellikle YGS sınavına giren gençlerden ve annelerden isteğinin bulunduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, annelerin yemeyip yedirdiği, içmeyip içirdiği, giymeyip giydirdiği, hazırlayıp dershaneye gönderdiği çocukların sınavlara girdiklerini ifade etti. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ”Sınavlar şifreli çıktı. 1 milyon 700 bin çocuğun günahı iktidardakilerin boynuna. ‘Önce şifre yok’ dediler. Sonra ‘Sehven yok’ dediler, sonra ‘şifre var’ dediler. Aynı koltukta oturuyorlar. Her yerde söylüyorum, yine söyleyeceğim; o koltukta ancak ar damarı patlamış birisi oturabilir. Ahlakı olmayan birisinin o koltukta yeri yoktur. Şimdi de geliyorum o çocuklardan ve ailelerden isteğime; o gençlere söylüyorum, haksızlığa uğradığınıza inanıyorsanız, şifreli sınav sonucu haksızlığa uğradığınıza inanıyorsanız, annenize babanıza, teyzenize, amcanıza, dayınıza, dedenize gideceksiniz, ‘Bu sınavda bana haksızlık edildi, haksızlık eden adamı koruyan bu iktidar, sırtını sıvazlayan bu iktidar, oraya getiren bu iktidar, ‘Bu iktidara oy verirseniz, önce benim uğradığım haksızlığı onaylamış olursunuz’ diyeceksiniz. ‘İktidara oy vermeyin’ diyeceksiniz. Bir sınavı beceremeyen Türkiye’yi yönetecekmiş, bunların yönetim anlayışı bu. Eskiden ÖSYM, yani öğrencilerimizi sınava alıp, üniversiteye yerleştiren merkezden, herkes güven duyardı, kimse o merkezle ilgili bir kaygıya kapılmazdı. Allah aşkına bunların getirdiği noktaya bir bakın. 1 milyon 700 bin çocuğun umuduyla oynamak doğru mu? Bunlar bizim geleceğimiz, onlar bizim umudumuz değil mi? Onlara güveneceğiz umutlarını tüketmeyeceğiz. Tam tersine onlar bizim umudumuz olmaya devam etmeli ve onların önünü açmaya devam etmeliyiz. Onlar geleceğin milletvekili, bakanı, valisi, kaymakamı, doktoru, her şeyi onlar…” ”BU TABLO ANNELERİN HAK ETTİĞİ BİR TABLO DEĞİL” Annelerin ellerinden öptüğünü, ancak kendilerine iki çift lafı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ”Size seçme ve seçilme hakkını getiren parti CHP’dir. Önce bunu bir köşeye yazın. İki, eğer bir evde tencere kaynamazsa o evde huzur olmaz. Bir evde anne, çocuğu işsizse huzur içinde olamaz. Bir evde herhangi bir kişi çalışmıyorsa o evde huzur olamaz. O evde huzurun yolu akşam tencerenin kaynaması, sabahleyin çocuklara kahvaltı vermek, akşam da huzur içinde oturup, yemeği yeyip, televizyonun başına geçmek” diye konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Bakınız 2,5 aylık Kübra, annesinin kucağında açlıktan öldü, Denizli’de çocuğu sokağa bırakırken, hastanede bırakıp kaçarken bir not bırakıyor. Diyor ki; ‘Bu çocuğu size emanet ediyorum, ben bakamıyorum. Polis bulduğu için, polisin adını koyuyorlar, adı Yunus oluyor. Yunus bebeğin de ellerinden öpüyoruz ve diyoruz ki o Yunus bebeğin şahsında; sana bu kaderi çizen, seni annesiz, geçimsiz bırakan, gelir güvencesi olmayan bir anneyi 21. yüzyılın Türkiye’sinde bizim karşımıza çıkaran bu tabloya son vereceğiz. Bu tablo annelerin hak ettiği bir tablo değil. Bu tabloyu değiştirmeye kararlıyız…” Kılıçdaroğlu, tabloyu nasıl değiştireceklerine ilişkin ise şunları kaydetti: ”Benim öyle uçuk kaçık projelerim yok, benim projelerim insan üstüne, insanın mutluluğu üstüne. Size seçme seçilme hakkını getirdik, bu birinci adımdı, şimdi ikinci adıma imza atacağız. Her yoksul ailede kadının banka hesabına 600 lira para yatıracağız, o kadını ele güne namerde muhtaç etmeyeceğiz. Kimse onun yoksul olduğunu bilmeyecek. Bunun adı aile sigortası, unutmayın. Her ailenin sigortası olacak. Her aile rahat bir nefes alacak…”  
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi hakkında ”çırak” dediğini, çıraklığın ayıp bir şey olmadığını belirterek, ”100 liranın 2 lirasını bu memleket ‘Yoksulluk bitsin’ diye ayırmıyorsa zaten o yönetime ben girmem. O yönetime recep girer. Benim mesleğin hesap uzmanlığı. Onun girmeye dahi cesaret edemeyeceği sınava girip, binlerce kişi arasından seçilen birisiyim. Cesaret edip o sınava dahi giremez” dedi. Yalova’daki Cumhuriyet Meydanı’nda halka hitap eden Kılıçdaroğlu, yoksul, ihtiyaç sahibi ailelere 600 lira vereceklerine ilişkin vaatlerini hatırlattı. Kılıçdaroğlu, kendisine ”Bu yoksula parayı nereden bulacaksın?” diye soru yönelttiklerini belirterek, ”Lafa bak, Mısır’daki sağır sultan duydu onlar duymadı” diye konuştu. Devlette bu tür yardımları yapan bütün kuruluşları tespit ettiklerini, söz konusu 14 kuruluşun hepsinin bütçesini topladıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ”Onlar bilmezler, hesap da bilmezler. Efendim benim için ‘çırak’ demiş. Çırak olmak ayıp bir şey değil. Benim mesleğim hesap uzmanlığı. Onun girmeye dahi cesaret edemeyeceği sınava girip binlerce kişi arasından seçilen birisiyim. Cesaret edip o sınava daha giremez. Benim mesleğim hesap uzmanlığı, hesap uzmanlığı yaptım. Gidin, komşularınıza sorun, hesap uzmanlığı nedir? Size diyeceklerdir ‘dürüst insanların, çalışkan insanların, binlerce kişi arasından seçilen insanların mesleğidir’. Herkesin ama herkesin onur duyacağı bir meslektir. Ben severim, şeref duyarım hesap uzmanı olduğum için, hesap adamıyım ben. Yoksul insanın karnını nasıl doyuracağını ben bilirim. Niye ’600 lira’ diyorum, niye en az ‘bin 150 lira’ diyorum? Çünkü hesabını, kitabını virgülüne kadar yaptım. 14 kuruluşu buldum, bütçesini topladım. Açığımız 7 milyar lira. 7 milyar lira nedir biliyor musunuz? Tüm devletin, yani kamu harcamalarının yüzde 1,7’si. Yani 100 liradan en fazla 2 lirayı yoksula ayıracaksınız. Bana kaynağını soruyor. 100 liranın 2 lirasını bu memleket ‘yoksulluk bitsin’ diye ayırmıyorsa zaten o yönetime ben girmem, o yönetime Recep girer. Benim geleceğim yönetimde 2 lirayı alın terinin hakkı gibi ayıracağız ve kullanacak o parayı.” ”SÖZ SENETTİR, SÖZÜ SÖYLERİZ GEREĞİNİ YAPARIZ” Genel Başkan Kılıçdaroğlu, ”Ayıracak kaynağın olduğunu fark ettikleri için bu eleştirilerin şimdi kesildiğini” ifade ederek, şunları kaydetti: ”Hesabını yaparım, kitabını yaparım, ondan sonra konuşurum. Hesabını kitabını yaparız yetmez. Bizim gibi düşünmeyen, düşünen adamları da çağırırız, ‘gel arkadaş, şöyle bir proje yaptık’ olur ya bizim atladığımız bir şey olur onlara da bakarız. Onlar da test ederler, onlar da kontrol ederler, ondan sonra milletin önüne çıkarız, sözümüzü veririz. Söz senettir, sözü söyleriz gereğini yaparız. Milletin önüne sonra çıkarız ‘bak söz verdik gereğini yapıyoruz’ diye. O 600 liradan en fazla kim yararlanacak? Yoksul kişiler yararlanacak ama ikinci önemli ayağı var; en fazla mahallenin esnafı yararlanacak. Çünkü o kadıncağız eline alacak çocuğunu, gelecek ‘oğlum, kızım ne istiyorsun, evin ihtiyacı nedir’ onu görecek. Mahallenin bakkalı da rahat bir nefes alacak. Veresiye defteri olmayacak. Paranın dolaşım kanallarını değiştireceğiz. Halkın cebinden çıkacak para önce. Yandaşın değil. Vatandaşa vereceğiz, vatandaş alacak, geçimini sağlayacak. Ne dedim ‘ailede huzur olacak’. Huzurlu aile, huzurlu Türkiye demektir.” Genel Başkan Kılıçdaroğlu, gençlerin askerlik süresini 15 aydan önce 9 aya sonra, aşamalı olarak 6 aya indireceklerini belirterek, gençlerin daha kısa süre askerlik yapacağını, ama onun öncesinde bedelli, bedelsiz kısa süre askerlik olacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, parası olan ve ailesinin durumu iyi olmayandan almayacaklarını kaydederek, bedel olarak aldıkları parayı ise Milli Savunma Bakanlığının bütçesine değil, Milli Eğitim Bakanlığının bütçesine koyarak, öğrencilere yurt yapacaklarını bildirdi. Üniversite gençlerine de istedikleri takdirde yaz tatillerinde askerlik yapabilecekleri müjdesini veren Kılıçdaroğlu, okul bittiğinde askerlik borcunun da biteceğini anlattı. Kılıçdaroğlu, buna önce itiraz edildiğini, ”Efendim bunu kiminle görüştünüz? Bu olmaz. Askerlik 9 aya inerse memleketi kim savunacak?” denildiğini hatırlattı. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ”Yalova meydanından söylüyorum; senin çocuğun, 21 gün Burdur’da el bebek gül bebek, valinin gözetiminde askerlik yaparken, ‘Memleketi kim savunacak?’ diye aklına geldi mi? Şimdi vatandaşın oğlu askerlik yapacak, üstelik 9 ay, ‘Efendim, memleketi kim savunacak? Buradan söylüyorum; o memleketi, yani bu güzel ülkeyi, yani Türkiye Cumhuriyetini düşmandan korumak varsa, dişimizle tırnağımızla, iman gücümüzle, biz yeniden koruruz. Bu beyefendi unutmasın, bizde Kuvayı Milliye ruhu var. Biz Kuvayı Milliye’den geliyoruz. Yedi düvele karşı mücadele ettik. Yeri gelirse 4 yıl yeri gelirse 9 ay askerlik yaparız. Yeri gelirse ömür boyu askerlik yaparız.” ”BİR SINAVI BECEREMEYEN TÜRKİYE’Yİ YÖNETECEKMİŞ” Özellikle YGS sınavına giren gençlerden ve annelerden isteğinin bulunduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, annelerin yemeyip yedirdiği, içmeyip içirdiği, giymeyip giydirdiği, hazırlayıp dershaneye gönderdiği çocukların sınavlara girdiklerini ifade etti. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ”Sınavlar şifreli çıktı. 1 milyon 700 bin çocuğun günahı iktidardakilerin boynuna. ‘Önce şifre yok’ dediler. Sonra ‘Sehven yok’ dediler, sonra ‘şifre var’ dediler. Aynı koltukta oturuyorlar. Her yerde söylüyorum, yine söyleyeceğim; o koltukta ancak ar damarı patlamış birisi oturabilir. Ahlakı olmayan birisinin o koltukta yeri yoktur. Şimdi de geliyorum o çocuklardan ve ailelerden isteğime; o gençlere söylüyorum, haksızlığa uğradığınıza inanıyorsanız, şifreli sınav sonucu haksızlığa uğradığınıza inanıyorsanız, annenize babanıza, teyzenize, amcanıza, dayınıza, dedenize gideceksiniz, ‘Bu sınavda bana haksızlık edildi, haksızlık eden adamı koruyan bu iktidar, sırtını sıvazlayan bu iktidar, oraya getiren bu iktidar, ‘Bu iktidara oy verirseniz, önce benim uğradığım haksızlığı onaylamış olursunuz’ diyeceksiniz. ‘İktidara oy vermeyin’ diyeceksiniz. Bir sınavı beceremeyen Türkiye’yi yönetecekmiş, bunların yönetim anlayışı bu. Eskiden ÖSYM, yani öğrencilerimizi sınava alıp, üniversiteye yerleştiren merkezden, herkes güven duyardı, kimse o merkezle ilgili bir kaygıya kapılmazdı. Allah aşkına bunların getirdiği noktaya bir bakın. 1 milyon 700 bin çocuğun umuduyla oynamak doğru mu? Bunlar bizim geleceğimiz, onlar bizim umudumuz değil mi? Onlara güveneceğiz umutlarını tüketmeyeceğiz. Tam tersine onlar bizim umudumuz olmaya devam etmeli ve onların önünü açmaya devam etmeliyiz. Onlar geleceğin milletvekili, bakanı, valisi, kaymakamı, doktoru, her şeyi onlar…” ”BU TABLO ANNELERİN HAK ETTİĞİ BİR TABLO DEĞİL” Annelerin ellerinden öptüğünü, ancak kendilerine iki çift lafı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ”Size seçme ve seçilme hakkını getiren parti CHP’dir. Önce bunu bir köşeye yazın. İki, eğer bir evde tencere kaynamazsa o evde huzur olmaz. Bir evde anne, çocuğu işsizse huzur içinde olamaz. Bir evde herhangi bir kişi çalışmıyorsa o evde huzur olamaz. O evde huzurun yolu akşam tencerenin kaynaması, sabahleyin çocuklara kahvaltı vermek, akşam da huzur içinde oturup, yemeği yeyip, televizyonun başına geçmek” diye konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Bakınız 2,5 aylık Kübra, annesinin kucağında açlıktan öldü, Denizli’de çocuğu sokağa bırakırken, hastanede bırakıp kaçarken bir not bırakıyor. Diyor ki; ‘Bu çocuğu size emanet ediyorum, ben bakamıyorum. Polis bulduğu için, polisin adını koyuyorlar, adı Yunus oluyor. Yunus bebeğin de ellerinden öpüyoruz ve diyoruz ki o Yunus bebeğin şahsında; sana bu kaderi çizen, seni annesiz, geçimsiz bırakan, gelir güvencesi olmayan bir anneyi 21. yüzyılın Türkiye’sinde bizim karşımıza çıkaran bu tabloya son vereceğiz. Bu tablo annelerin hak ettiği bir tablo değil. Bu tabloyu değiştirmeye kararlıyız…” Kılıçdaroğlu, tabloyu nasıl değiştireceklerine ilişkin ise şunları kaydetti: ”Benim öyle uçuk kaçık projelerim yok, benim projelerim insan üstüne, insanın mutluluğu üstüne. Size seçme seçilme hakkını getirdik, bu birinci adımdı, şimdi ikinci adıma imza atacağız. Her yoksul ailede kadının banka hesabına 600 lira para yatıracağız, o kadını ele güne namerde muhtaç etmeyeceğiz. Kimse onun yoksul olduğunu bilmeyecek. Bunun adı aile sigortası, unutmayın. Her ailenin sigortası olacak. Her aile rahat bir nefes alacak…”  
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.