deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Gülen imparatorluğu böyle çöktü

SPOR (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 10.03.2016 - 18:07, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:02
 

Gülen imparatorluğu böyle çöktü

Fethullah Gülen’in kendi ifadesiyle ‘hırka gibi ördüğü’ yapılanması 30 yılın ardından ‘terör örgütü’ tanımlamasıyla ve 17 Aralık’la başlayan süreçle birlikte çöktü. 2 yıl 3 ay içinde neler yaşandı, bitişe giden yolda yargıda, medyada Türkiye’yi sarsan hangi olaylar etkili oldu. İşte Gülen dosyası. Tarih 16 Aralık 2013: Türkiye ve dünyada siyasilerin yanı sıra ekonomi çevrelerinin desteğini almış, eğitim başta olmak üzere sosyal yardımlar aracılığıyla çok sayıda ülkeye girmiş, emniyet, yargı, bürokrasi ve iş dünyasında etkili güç haline gelmiş bir cemaat... Tarih 7 Mart 2016: Türkiye Hükümeti ve devletine karşı emniyet-asker- yargı kadrolarını kullanarak komplo kurmuş, siyaseti dizayn etmek için dış destekli darbe girişimi yapmış, bürokrasi-güvenlik kadroları ile casusluk faaliyeti yürütmüş bir terör örgütü... Fethullah Gülen’i din adamı ve cemaat liderliğinden, Paralel Yapı adı verilen terör örgütünün bir numarası haline getiren süreç 2 yıl 3 ay sonunda neredeyse tamamlandı. Gülen’in kendi ifadesiyle “Bir hırka gibi ördüğü” yapı, başarısız darbe girişimi ile adeta intihar etti. 30 yılda kurulan bir cemaat imparatorluğu, kendi sonunu hazırladı. İşte Zaman Gazetesi’ne kayyum atanmasıyla emniyetten yargıya, medyadan eğitime, finanstan holdinglere, STK’lardan bürokrasiye devletin hemen her kurumuna sızan ‘Gülen imparatorluğu’nun tükeniş hikayesi... TÜRKİYE’DE DARBE SABAHI 17 Aralık 2013: * Sabah saatlerinde dönemin savcıları Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç’in talimatıyla, dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, işadamları Ali Ağaoğlu, Rıza Sarraf ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in de aralarında bulunduğu 89 kişi gözaltına alındı. * Operasyona “büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu” denildi. Soruşturma adı altında yapılan darbe girişimini İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Zekeriya Öz koordine ediyordu. Bakan çocukları Barış Güler ve Salih Kaan Çağlayan, işadamı Rıza Sarraf ve Halk Bank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın da aralarında bulunduğu 26 kişi tutuklandı. Bakan Bayraktar’ın oğlu, işadamı Ağaoğlu ve Fatih Belediye Başkanı Demir’in de aralarında olduğu şüpheliler ise serbest kaldı. Rıza Sarraf, Barış Güler, Salih Kaan Çağlayan 28 Şubat’ta tahliye oldu. “BU BİR İSTİKLAL SAVAŞI” * Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, operasyonu hükümeti ve ekonomiyi hedef alan darbe girişimi olarak yorumladı. Gülen Cemaatinin hükümeti devirmek, ülkeyi ele geçirmek için dış güçlerle ortak operasyon yaptığı açıklandı ve durumun vehameti “İstiklal Savaşı” mesajıyla duyuruldu. Operasyonlardan hemen sonra, aralarında Erdoğan ve bazı bakanların yanı sıra bürokrat ve iş adamlarına ait olduğu iddia edilen ses kayıtları internete sızdırıldı. * Cemaat operasyonunda isimleri geçen Bakan Egemen Bağış, Avrupa Birliği Bakanlığı görevinden alındı. İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ise bakanlık görevlerinden istifa etti. O savcılar şimdi ne yapıyor? * Ergenekon savcısı Zekeriya Öz, önce Bolu’ya savcı olarak gönderildi, sonra meslekten ihraç edildi. Öz, hakkında yakalama kararı çıkartıldığı günün akşamı yani 10 Ağustos 2015’de Gürcistan’a gitti. * Savcı Celal Kara önce Afyon’a gönderildi, ardından meslekten ihraç edildi. Hakkında yakalama kararı çıktığında Öz ile birlikte yurtdışına çıktı. * Savcı Fikret Seçen Çorum’a gönderildi. Hakkında yakalama kararı çıkartılmadan iki gün önce Hollanda’ya gitti. * Cihan Kansız önce Sakarya’ya gönderildi. Hakkında yurtdışına çıkış yasağı konmadan iki gün önce yurt dışına çıktı. * Muammer Akkaş önce Tekirdağ’a gönderildi, sonra meslekten ihraç edildi. Akkaş hakkında yakalama kararı çıkartıldı ancak halen bulunamadı. * Ercan Şafak Kocaeli’ye gönderildi, savcılık görevini sürdürüyor. * Kozmik oda ve 28 Şubat savcısı Mustafa Bilgili Ankara Cumhuriyet Savcısı oldu. HSYK raporuyla geçici olarak görevden uzaklaştırıldı. * Bilal Bayraktar ve Mehmet Berk, Bakırköy savcıları olarak görev yapıyor. Şadan Sakınan, Konya Cumhuriyet Başsavcı Vekili. Son kozunu MİT tırlarıyla oynadı BİLDİRİCİ SAVCI SAHNEDE 25 Aralık 2013: Paralel Yapı 25 Aralık operasyonunu başlattığında, 17 Aralık’ın başlangıç olduğu anlaşıldı. Savcı Muammer Akkaş’ iş adamlarının da aralarında bulunduğu 41 kişilik gözaltı listesi hazırladı. Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan için de şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrı evrakı düzenledi. Ancak süreci tersine dönen hamle yapılmıştı. Emniyet’teki cemaat yapılanması önemli bir darbe yemiş, operasyonel gücünü kaybetmişti. Akkaş’ın talimatları yerine getirilmedi. Akkaş, polis operasyon yapmayınca jandarmaya talimat verdi. Bu girişim de sonuçsuz kalınca adliye önünde gazetecilere bildiri dağıttı. EMNİYET’TE TASFİYE SÜRECİ 17 Aralık’tan hemen sonra emniyette tasfiye başladı. 18 Aralık’ta, aralarında operasyonu gerçekleştirenlerin de bulunduğu beş şube müdürü görevden alındı. 19 Aralık’ta İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın merkez valiliğine atandı. 20 Aralık’ta Emniyet’teki görevden almalar yayıldı. 6 Ocak’ta Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde büyük çapta görev değişikliği yapıldı, 350 polisin yeri değiştirildi. 8 Ocak’ta bir Emniyet Genel Müdür Yardımcısı ile 15 ilin emniyet müdürleri görevden alındı. 24 ile yeni emniyet müdürü atandı. 22 Ocak’ta Ankara Emniyet’inde 470 amir ve memurun görev yeri değiştirildi. 17 Aralık’tan bugüne 7 bine yakın emniyet mensubunun yeri değişti. SON TERTİP ADANA’DA 17-25 Aralık dalgası atlatıldı ama Paralel Yapı çok daha sert ve geri dönüşü olmayacak ileri bir hamle yaptı. 2014 yılının 19 Ocak günü Suriye’ye giden üç TIR Hatay’da, savcılık emriyle yapılan operasyonla durduruldu. TIR’dakiler MİT personeli olduğunu bildirdi ancak jandarmalar fiziki müdahaleyle gözaltı yapmaya çalıştı. İşte bu tablo için Erdoğan “Beynimden vuruldum” ifadesini kullandı. Yapılan müdahaleyle MİT TIR’ları yoluna devam etti ancak içindekiler paralel yapı üyeleri tarafından görüntülenmişti. Amaç Türkiye’yi IŞİD’e yardım eden bir ülke olarak lanse etmek, hatta uluslararası hukukta suçlu ilan etmekti. İşte bu nokta, artık cemaat devletinin bittiği andı. YARGIDA TEMİZLİK BAŞLADI Operasyonları yapan savcı ve hakimlerle ilgili görevden alma işlemleri o dönem HSYK içindeki cemaat karşıtı sol, muhafazakar ve milliyetçi üyelerin ortak hareketiyle sağlandı. Muhalefet, cemaate karşı operasyonlara destek vermezken, HSYK ‘İstiklal Savaşı’ mesajını almış tek yer oldu. Dayanışma, sadece bu savcı-hakimlerin görevden alınmasıyla bitmedi. Yargıdaki Paralel Yapı’nın tasfiyesi için de devam etti. HSYK’nın 10 üyesinin belirlendiği seçimde, Yargıda Birlik Platformu, cemaate yakın denilen isimler ve YARSAV listeleri yarıştı. İdari yargıdaki üç üyelikten birini alan YBP, adli yargıda da 7-0 kazandı. HSYK yargıdaki cemaat yapılanmasını önemli ölçüde tasfiye etti. PARALEL MEDYASI BİTTİ Cemaatin en güçlü olduğu emniyet, yargı ve bürokrasi temizlenince sıra son kale, yani paralel yapı bağlantılı şirketler ve medyaya geldi. İlk olarak Kaynak Holding’le başlayan operasyonlar, Koza-İpek’le devam etti. Akın İpek İngiltere’ye iş ziyareti için gittiğini söyledi ama geri dönmedi. Şirketlere kayyum atandı. Bu şirketler içinde paralel yapının medya organları olarak bilinen Bugün, Millet, Kanaltürk gibi gazete ve TV’ler de vardı. Geçen hafta Zaman Gazetesi’ne atanan kayyumla nokta konuldu. Cemaat için hem manevi hem de psikolojik olarak büyük önem taşıyan Zaman Gazetesi’ne el konulması , “Gülen Cemaati bitti” yorumuna neden oldu. kaynak:karar.com
Fethullah Gülen’in kendi ifadesiyle ‘hırka gibi ördüğü’ yapılanması 30 yılın ardından ‘terör örgütü’ tanımlamasıyla ve 17 Aralık’la başlayan süreçle birlikte çöktü. 2 yıl 3 ay içinde neler yaşandı, bitişe giden yolda yargıda, medyada Türkiye’yi sarsan hangi olaylar etkili oldu. İşte Gülen dosyası. Tarih 16 Aralık 2013: Türkiye ve dünyada siyasilerin yanı sıra ekonomi çevrelerinin desteğini almış, eğitim başta olmak üzere sosyal yardımlar aracılığıyla çok sayıda ülkeye girmiş, emniyet, yargı, bürokrasi ve iş dünyasında etkili güç haline gelmiş bir cemaat... Tarih 7 Mart 2016: Türkiye Hükümeti ve devletine karşı emniyet-asker- yargı kadrolarını kullanarak komplo kurmuş, siyaseti dizayn etmek için dış destekli darbe girişimi yapmış, bürokrasi-güvenlik kadroları ile casusluk faaliyeti yürütmüş bir terör örgütü... Fethullah Gülen’i din adamı ve cemaat liderliğinden, Paralel Yapı adı verilen terör örgütünün bir numarası haline getiren süreç 2 yıl 3 ay sonunda neredeyse tamamlandı. Gülen’in kendi ifadesiyle “Bir hırka gibi ördüğü” yapı, başarısız darbe girişimi ile adeta intihar etti. 30 yılda kurulan bir cemaat imparatorluğu, kendi sonunu hazırladı. İşte Zaman Gazetesi’ne kayyum atanmasıyla emniyetten yargıya, medyadan eğitime, finanstan holdinglere, STK’lardan bürokrasiye devletin hemen her kurumuna sızan ‘Gülen imparatorluğu’nun tükeniş hikayesi... TÜRKİYE’DE DARBE SABAHI 17 Aralık 2013: * Sabah saatlerinde dönemin savcıları Celal Kara ve Mehmet Yüzgeç’in talimatıyla, dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, işadamları Ali Ağaoğlu, Rıza Sarraf ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in de aralarında bulunduğu 89 kişi gözaltına alındı. * Operasyona “büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonu” denildi. Soruşturma adı altında yapılan darbe girişimini İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Zekeriya Öz koordine ediyordu. Bakan çocukları Barış Güler ve Salih Kaan Çağlayan, işadamı Rıza Sarraf ve Halk Bank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın da aralarında bulunduğu 26 kişi tutuklandı. Bakan Bayraktar’ın oğlu, işadamı Ağaoğlu ve Fatih Belediye Başkanı Demir’in de aralarında olduğu şüpheliler ise serbest kaldı. Rıza Sarraf, Barış Güler, Salih Kaan Çağlayan 28 Şubat’ta tahliye oldu. “BU BİR İSTİKLAL SAVAŞI” * Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, operasyonu hükümeti ve ekonomiyi hedef alan darbe girişimi olarak yorumladı. Gülen Cemaatinin hükümeti devirmek, ülkeyi ele geçirmek için dış güçlerle ortak operasyon yaptığı açıklandı ve durumun vehameti “İstiklal Savaşı” mesajıyla duyuruldu. Operasyonlardan hemen sonra, aralarında Erdoğan ve bazı bakanların yanı sıra bürokrat ve iş adamlarına ait olduğu iddia edilen ses kayıtları internete sızdırıldı. * Cemaat operasyonunda isimleri geçen Bakan Egemen Bağış, Avrupa Birliği Bakanlığı görevinden alındı. İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ise bakanlık görevlerinden istifa etti. O savcılar şimdi ne yapıyor? * Ergenekon savcısı Zekeriya Öz, önce Bolu’ya savcı olarak gönderildi, sonra meslekten ihraç edildi. Öz, hakkında yakalama kararı çıkartıldığı günün akşamı yani 10 Ağustos 2015’de Gürcistan’a gitti. * Savcı Celal Kara önce Afyon’a gönderildi, ardından meslekten ihraç edildi. Hakkında yakalama kararı çıktığında Öz ile birlikte yurtdışına çıktı. * Savcı Fikret Seçen Çorum’a gönderildi. Hakkında yakalama kararı çıkartılmadan iki gün önce Hollanda’ya gitti. * Cihan Kansız önce Sakarya’ya gönderildi. Hakkında yurtdışına çıkış yasağı konmadan iki gün önce yurt dışına çıktı. * Muammer Akkaş önce Tekirdağ’a gönderildi, sonra meslekten ihraç edildi. Akkaş hakkında yakalama kararı çıkartıldı ancak halen bulunamadı. * Ercan Şafak Kocaeli’ye gönderildi, savcılık görevini sürdürüyor. * Kozmik oda ve 28 Şubat savcısı Mustafa Bilgili Ankara Cumhuriyet Savcısı oldu. HSYK raporuyla geçici olarak görevden uzaklaştırıldı. * Bilal Bayraktar ve Mehmet Berk, Bakırköy savcıları olarak görev yapıyor. Şadan Sakınan, Konya Cumhuriyet Başsavcı Vekili. Son kozunu MİT tırlarıyla oynadı BİLDİRİCİ SAVCI SAHNEDE 25 Aralık 2013: Paralel Yapı 25 Aralık operasyonunu başlattığında, 17 Aralık’ın başlangıç olduğu anlaşıldı. Savcı Muammer Akkaş’ iş adamlarının da aralarında bulunduğu 41 kişilik gözaltı listesi hazırladı. Dönemin Başbakanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan için de şüpheli sıfatıyla ifadeye çağrı evrakı düzenledi. Ancak süreci tersine dönen hamle yapılmıştı. Emniyet’teki cemaat yapılanması önemli bir darbe yemiş, operasyonel gücünü kaybetmişti. Akkaş’ın talimatları yerine getirilmedi. Akkaş, polis operasyon yapmayınca jandarmaya talimat verdi. Bu girişim de sonuçsuz kalınca adliye önünde gazetecilere bildiri dağıttı. EMNİYET’TE TASFİYE SÜRECİ 17 Aralık’tan hemen sonra emniyette tasfiye başladı. 18 Aralık’ta, aralarında operasyonu gerçekleştirenlerin de bulunduğu beş şube müdürü görevden alındı. 19 Aralık’ta İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın merkez valiliğine atandı. 20 Aralık’ta Emniyet’teki görevden almalar yayıldı. 6 Ocak’ta Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde büyük çapta görev değişikliği yapıldı, 350 polisin yeri değiştirildi. 8 Ocak’ta bir Emniyet Genel Müdür Yardımcısı ile 15 ilin emniyet müdürleri görevden alındı. 24 ile yeni emniyet müdürü atandı. 22 Ocak’ta Ankara Emniyet’inde 470 amir ve memurun görev yeri değiştirildi. 17 Aralık’tan bugüne 7 bine yakın emniyet mensubunun yeri değişti. SON TERTİP ADANA’DA 17-25 Aralık dalgası atlatıldı ama Paralel Yapı çok daha sert ve geri dönüşü olmayacak ileri bir hamle yaptı. 2014 yılının 19 Ocak günü Suriye’ye giden üç TIR Hatay’da, savcılık emriyle yapılan operasyonla durduruldu. TIR’dakiler MİT personeli olduğunu bildirdi ancak jandarmalar fiziki müdahaleyle gözaltı yapmaya çalıştı. İşte bu tablo için Erdoğan “Beynimden vuruldum” ifadesini kullandı. Yapılan müdahaleyle MİT TIR’ları yoluna devam etti ancak içindekiler paralel yapı üyeleri tarafından görüntülenmişti. Amaç Türkiye’yi IŞİD’e yardım eden bir ülke olarak lanse etmek, hatta uluslararası hukukta suçlu ilan etmekti. İşte bu nokta, artık cemaat devletinin bittiği andı. YARGIDA TEMİZLİK BAŞLADI Operasyonları yapan savcı ve hakimlerle ilgili görevden alma işlemleri o dönem HSYK içindeki cemaat karşıtı sol, muhafazakar ve milliyetçi üyelerin ortak hareketiyle sağlandı. Muhalefet, cemaate karşı operasyonlara destek vermezken, HSYK ‘İstiklal Savaşı’ mesajını almış tek yer oldu. Dayanışma, sadece bu savcı-hakimlerin görevden alınmasıyla bitmedi. Yargıdaki Paralel Yapı’nın tasfiyesi için de devam etti. HSYK’nın 10 üyesinin belirlendiği seçimde, Yargıda Birlik Platformu, cemaate yakın denilen isimler ve YARSAV listeleri yarıştı. İdari yargıdaki üç üyelikten birini alan YBP, adli yargıda da 7-0 kazandı. HSYK yargıdaki cemaat yapılanmasını önemli ölçüde tasfiye etti. PARALEL MEDYASI BİTTİ Cemaatin en güçlü olduğu emniyet, yargı ve bürokrasi temizlenince sıra son kale, yani paralel yapı bağlantılı şirketler ve medyaya geldi. İlk olarak Kaynak Holding’le başlayan operasyonlar, Koza-İpek’le devam etti. Akın İpek İngiltere’ye iş ziyareti için gittiğini söyledi ama geri dönmedi. Şirketlere kayyum atandı. Bu şirketler içinde paralel yapının medya organları olarak bilinen Bugün, Millet, Kanaltürk gibi gazete ve TV’ler de vardı. Geçen hafta Zaman Gazetesi’ne atanan kayyumla nokta konuldu. Cemaat için hem manevi hem de psikolojik olarak büyük önem taşıyan Zaman Gazetesi’ne el konulması , “Gülen Cemaati bitti” yorumuna neden oldu. kaynak:karar.com
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.