deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

O üçkağıtçılara Dikkat!

EKONOMİ (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 04.10.2015 - 23:07, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:02
 

O üçkağıtçılara Dikkat!

HABERPİ.COM/Cengiz Yücak Çok değil bundan dört hafta önce bir cumartesi sabahı İstanbulʹdan dönerken Fatih Sultan Mehmet köprüsü üzerinde seyir halindeyken arkamdaki Reno marka otomobilin sürücüsü peşpeşe selektör yapmaya başladı. Dikiz aynamdan baktım "kim bu adam, niye selektör çakıyor" diye. Bu kez adam tüm dişlerini gösterircesine gülerek el sallamaya başladı.. "Allah Allah bu tanıdık galiba" diyerek kim olduğunu anlamak için yavaşlayıp sağa çekilerek yol verdim. Adam beni geçti bu kez önümde yavaş giderek dörtlülerini yaktı. Lakin yine tanıyamamıştım adamı.. Köprüyü Anadaolu yakasına doğru geçtikten sonra müsait bir yerde aracını park ettikten sonra el sallayarak benim de durmamı işaret etti. "Ya Gebzeli biriyse ayıp olmasın bari" diyerekten durdum ama "ne olur ne olmaz" diye ihtiyatı elden bırakmamak için aracımdan inmedim.. Adam arabama yaklaştı ve ben camı aralayarak "hayırdır" dedim; -Abi merhaba beni tanımadın mı? -Yok arkadaş kusura bakma tanıyamadım.. -Abi İzmitʹte serviste tanıştık ya.. -Hangi serviste? -Senin bu arabanın servisinde.. -İyi de ben arabamı İzmit servisine hiç götürmedim ki.. -Nereye götürüyorsun abi servise? -İstanbulʹa Maltepeʹye götürüyorum.. -Karıştırdım hah işte abi orada tanıştık. Ne var ne yok iyi misin, iyi gördüm seni.. -Sağol kardeş, sen nasılsın? -Ben de Çorluʹdan geliyorum abi. Rizeʹde Anzer balı üreticiliği yapıyorum. Çok şükür işlerimiz iyi.. -Allah daha çok versin maşallah.. -Dur bekle abi sana bir kavanoz Anzer balı vereyim.. -Yok sağol gerek yok.. -Olur mu abime hediyemiz olsun.. -Yok arkadaşım gerek yok, diyorum adam beni dinlemiyor ve arabasına doğru iki adım atar gibi yaptıktan sonra geri dönüp "abi gel poşeti açmama yardım et bi zahmet" diyor. -Yok kardeşim sağol ben balı sevmem.. -Abi deli misin sen. Anzer balı şifadır, sevilmez mi kavanozu 1 milyona gidiyor valla.. Tekrar "yok kardeşim istemez sağol" deyince adamın yüz ifadesi ve sesi sertleşiyor "gel yahu, bu zamanda kim kime anzer balı hediye eder, ben abime hediye edeceğim" diye çıkışıyor. Ve tabi ki ben "hadi sana hayırlı işler kardeş" diyerek topukluyorum arabayı.. O ise bakakalıyor kaçan avının arkasından.. Adamın üç kağıtçı olduğunu önce "Abi İzmitʹte serviste tanıştık ya.." demesinin ardından sonra "ben İstanbul Maltepeʹye götürüyorum" dediğim zaman "Karıştırdım hah işte abi orada tanıştık." diye kıvırmasından anlamıştım. Çünkü adam benim araç plakamın 41 olduğunu görünce "damardan bağlantı tamamdır" diye dalmıştı.. Düşünememişti Gebzelilerin yarı İstanbullu olduğunu uyanık salak.. Adamın derdi beni arabadan indirip ya bıçağını ya da silahını karnıma dayayarak ya cüzdanımı gasp etmek ya da "lüks arabası olan bu adam illa ki bala para teklif eder" diyerekten sahte balı, Anzer balı diye en az 500 kağıda bana çakmaktı.. Ve o üçkağıtçılar Gebzeʹde! Dün akşam ofisten çıkıp yine aracımla eve giderken bu kez Ford marka bir aracın beni takip ettiğini farkettim. "Huylanma Cengiz belki takip etmiyordur, yolumuz aynıdır" diye düşünüyordum ki Fordun ön koltuğunda şoförün yanında oturan gencin elini camdan çıkarıp bana el salladığını gördüm. Vallahi Gebzeʹyi evim olarak görüp, İstanbulʹa nazaran daha güvenli bulduğum için aklıma o İstanbulʹdaki üç kağıtçı gelmedi.. Evin arkasındaki park girişinin önünden giriş yapmak üzereyken bu kez korna çaldı. Geri döndüm o araçtaki adamın inip bana doğru geldiğini gördüm.. Adam yanıma geldi bu kez arabadan inmiştim; -Abi selam ya beni tanımadın mı? dedikten sonra eğilip saygıyla elimi öptü.. -Yok arkadaş tanıyamadım, kusura bakma.. -Abi ben mobilyacı Alinin oğluyum.. -Hangi mobilyacı Ali çıkaramadım.. -Abi şu aşağıda benzinliğin orda mobilya mağazamız vardı ya unuttun mu? Babamın çayını içmeye geldiğinde tanışmıştık ama o zaman ben küçüktüm. -Valla hatırlayamadım.. -Abi senle  bu arabanın servisinde de görüşmüştük ya, hani iki laf etmiştik..(ben de jeton düşüyor) Şimdi Trabzonʹa yerleştik abi. Rizeʹde Anzer balı üretiyoruz. Dur sana arabadan bir kavanoz Anzer balı getireyim, dediğinde tepem fena attı ve "bana bak lan üç kağıtçı, tepemi attırmadan hemen sittir git şurdan" diye patladım.. -Abi ne küfrediyon? -Ulan üç kağıtçı Anzerci, ben gazeteciyim, koca Gebzeʹde bula bula beni mi buldunuz dolandıracak? -Yok abi valla beni başkalarıyla karıştırıyorsun, bekle hemen getireyim hediye balı.. -Sittir lan hemen kaybol yoksa polis arıyorum, der demez üç kağıtçı Anzerci hemen kayboluyor.. EVET GEBZELİLER DİKKAT! O üçkağıtçılar Gebzeʹde! Siz siz olun, otomobilinizle seyir halindeyken size her el sallayanı tanıdık sanmayın.. hele hele ısrarla takip edip el sallayanın talimatına uyarak sakın durmayın.. Yoksa maazallah benim kadar şanslı olmayabilirsiniz.. 
HABERPİ.COM/Cengiz Yücak Çok değil bundan dört hafta önce bir cumartesi sabahı İstanbulʹdan dönerken Fatih Sultan Mehmet köprüsü üzerinde seyir halindeyken arkamdaki Reno marka otomobilin sürücüsü peşpeşe selektör yapmaya başladı. Dikiz aynamdan baktım "kim bu adam, niye selektör çakıyor" diye. Bu kez adam tüm dişlerini gösterircesine gülerek el sallamaya başladı.. "Allah Allah bu tanıdık galiba" diyerek kim olduğunu anlamak için yavaşlayıp sağa çekilerek yol verdim. Adam beni geçti bu kez önümde yavaş giderek dörtlülerini yaktı. Lakin yine tanıyamamıştım adamı.. Köprüyü Anadaolu yakasına doğru geçtikten sonra müsait bir yerde aracını park ettikten sonra el sallayarak benim de durmamı işaret etti. "Ya Gebzeli biriyse ayıp olmasın bari" diyerekten durdum ama "ne olur ne olmaz" diye ihtiyatı elden bırakmamak için aracımdan inmedim.. Adam arabama yaklaştı ve ben camı aralayarak "hayırdır" dedim; -Abi merhaba beni tanımadın mı? -Yok arkadaş kusura bakma tanıyamadım.. -Abi İzmitʹte serviste tanıştık ya.. -Hangi serviste? -Senin bu arabanın servisinde.. -İyi de ben arabamı İzmit servisine hiç götürmedim ki.. -Nereye götürüyorsun abi servise? -İstanbulʹa Maltepeʹye götürüyorum.. -Karıştırdım hah işte abi orada tanıştık. Ne var ne yok iyi misin, iyi gördüm seni.. -Sağol kardeş, sen nasılsın? -Ben de Çorluʹdan geliyorum abi. Rizeʹde Anzer balı üreticiliği yapıyorum. Çok şükür işlerimiz iyi.. -Allah daha çok versin maşallah.. -Dur bekle abi sana bir kavanoz Anzer balı vereyim.. -Yok sağol gerek yok.. -Olur mu abime hediyemiz olsun.. -Yok arkadaşım gerek yok, diyorum adam beni dinlemiyor ve arabasına doğru iki adım atar gibi yaptıktan sonra geri dönüp "abi gel poşeti açmama yardım et bi zahmet" diyor. -Yok kardeşim sağol ben balı sevmem.. -Abi deli misin sen. Anzer balı şifadır, sevilmez mi kavanozu 1 milyona gidiyor valla.. Tekrar "yok kardeşim istemez sağol" deyince adamın yüz ifadesi ve sesi sertleşiyor "gel yahu, bu zamanda kim kime anzer balı hediye eder, ben abime hediye edeceğim" diye çıkışıyor. Ve tabi ki ben "hadi sana hayırlı işler kardeş" diyerek topukluyorum arabayı.. O ise bakakalıyor kaçan avının arkasından.. Adamın üç kağıtçı olduğunu önce "Abi İzmitʹte serviste tanıştık ya.." demesinin ardından sonra "ben İstanbul Maltepeʹye götürüyorum" dediğim zaman "Karıştırdım hah işte abi orada tanıştık." diye kıvırmasından anlamıştım. Çünkü adam benim araç plakamın 41 olduğunu görünce "damardan bağlantı tamamdır" diye dalmıştı.. Düşünememişti Gebzelilerin yarı İstanbullu olduğunu uyanık salak.. Adamın derdi beni arabadan indirip ya bıçağını ya da silahını karnıma dayayarak ya cüzdanımı gasp etmek ya da "lüks arabası olan bu adam illa ki bala para teklif eder" diyerekten sahte balı, Anzer balı diye en az 500 kağıda bana çakmaktı.. Ve o üçkağıtçılar Gebzeʹde! Dün akşam ofisten çıkıp yine aracımla eve giderken bu kez Ford marka bir aracın beni takip ettiğini farkettim. "Huylanma Cengiz belki takip etmiyordur, yolumuz aynıdır" diye düşünüyordum ki Fordun ön koltuğunda şoförün yanında oturan gencin elini camdan çıkarıp bana el salladığını gördüm. Vallahi Gebzeʹyi evim olarak görüp, İstanbulʹa nazaran daha güvenli bulduğum için aklıma o İstanbulʹdaki üç kağıtçı gelmedi.. Evin arkasındaki park girişinin önünden giriş yapmak üzereyken bu kez korna çaldı. Geri döndüm o araçtaki adamın inip bana doğru geldiğini gördüm.. Adam yanıma geldi bu kez arabadan inmiştim; -Abi selam ya beni tanımadın mı? dedikten sonra eğilip saygıyla elimi öptü.. -Yok arkadaş tanıyamadım, kusura bakma.. -Abi ben mobilyacı Alinin oğluyum.. -Hangi mobilyacı Ali çıkaramadım.. -Abi şu aşağıda benzinliğin orda mobilya mağazamız vardı ya unuttun mu? Babamın çayını içmeye geldiğinde tanışmıştık ama o zaman ben küçüktüm. -Valla hatırlayamadım.. -Abi senle  bu arabanın servisinde de görüşmüştük ya, hani iki laf etmiştik..(ben de jeton düşüyor) Şimdi Trabzonʹa yerleştik abi. Rizeʹde Anzer balı üretiyoruz. Dur sana arabadan bir kavanoz Anzer balı getireyim, dediğinde tepem fena attı ve "bana bak lan üç kağıtçı, tepemi attırmadan hemen sittir git şurdan" diye patladım.. -Abi ne küfrediyon? -Ulan üç kağıtçı Anzerci, ben gazeteciyim, koca Gebzeʹde bula bula beni mi buldunuz dolandıracak? -Yok abi valla beni başkalarıyla karıştırıyorsun, bekle hemen getireyim hediye balı.. -Sittir lan hemen kaybol yoksa polis arıyorum, der demez üç kağıtçı Anzerci hemen kayboluyor.. EVET GEBZELİLER DİKKAT! O üçkağıtçılar Gebzeʹde! Siz siz olun, otomobilinizle seyir halindeyken size her el sallayanı tanıdık sanmayın.. hele hele ısrarla takip edip el sallayanın talimatına uyarak sakın durmayın.. Yoksa maazallah benim kadar şanslı olmayabilirsiniz.. 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.