Ak Parti Kocaeli ve Gebzeʹde Işık ve Okurʹu bitirme hareketi!

20.12.2014 / 10:54 HABERPİ/SİYASETKULİSİ 2009 yerel seçimlerinde Başkan İbrahim Karaosmanoğluʹnun isteği doğrultusunda, Ak Parti Gebze Belediye Başkanı İbrahim Pehlivanʹın üstü çizildi ve Adnan Köşkerʹin önü açıldı.. 2011 Genel seçimlerine giderken Kocaeli Ak Partiʹde Osman Pepe dönemi resmen sona ererken iki dönemlik milletvekili Eyüp Ayarʹda sahanın dışına alındı ve Ak Parti Kocaeli Milletvekili Fikri Işıkʹın bastırması ile Gebze bölgesinden eski ilçe başkanı Mehmet Ali Okur milletvekili seçildi.. 2013 yılında "Ak Parti Kocaelinin patronu" olarak bilinen Nihat Ergün, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından alındı ve yerine Kocaeli Milletvekili Fikri Işık getirilirken bir anlamda Ak Parti Kocaeliʹnin yeni siyasi patronu da olmuş oldu.. 2014 yerel seçimlerinde Fikri Işık ve Karaosmanoğluʹnun onayladığı isimler ilçe belediye başkanı seçildi.. 2014 ilçe kongrelerinde Fikri Işık  ve Karaosmanoğluʹnun onayladığı isimler ilçe başkanı seçildi.. Ve Mehmet Ali Okurʹda Gebze bölgesinin siyasi patronu konumunda.. Sonuç olarak Kocaeli genelinde ve Gebze bölgesinde siyasi olarak pasifize edilenlerin de, milletvekili ve belediye başkan adayı olamayanların da, ilçe başkanı seçilemeyenlerin de fatura kestiği isimler Fikri Işık, İbrahim Karaosmanoğlu ve Mehmet Ali Okur oldu.. İbrahim Karaosmanoğluʹnun son dönemi olduğu için onun hakkında "bitirme planı" oluşturmaya gerek duymayan parti içi muhalif kesim, Bakan Işık ve Milletvekili Okurʹu etkisiz kılmak için her türlü hamleye soyundular ve dahası kendi aralarında güç birlikleri oluşturmaya başladılar.. Hele hele Cumhurbaşkanı Erdoğanʹın Gebze Tübitakʹta yaptığı konuşmada Bakan Fikri Işıkʹa "burada parelel temizlik daha tam tamamlanmamış Sayın Bakan" şeklindeki uyarısından sonra iyice ellerini ovuşturmaya başladılar..  Hedef 2015 ve sonrası için onların altını boşaltarak etkisizleştirmek.. Neden mi? Gelin bundan sonrasını bir fıkra anlatarak tamamlayalım; KUYRUK ACISI Zamanın birinde, bir oduncu ormanda odun keserken çalı arasında bir yılana rastlamış. Elindeki baltayı kaldırıp yılanın başını vurmak üzereyken bir an gözgöze gelmiş. Yaradana olan aşkı -yılan bile olsa- yaratılana yansımış ve yılana vurmaya kıyamamış. Yılanda duygulanmış ve dile gelerek ʹʹEy insanoglu, sen bana kıyamadın, bende sana iyilik edecegimʹʹ demiş. Bir kör kuyuya dalmış ve kaybolmuş. Biraz sonra ağzında bir altın lira ile dönmüş ve ʹʹBundan böyle ömür boyu sana hergün bir altın lira verecegim!ʹʹ demiş. Oduncu altını bozdurmuş ve evinde o gün şenlik olmuş. Ailesi dahil hiç kimseye olanı biteni anlatmamış. Herkes sadece oduncunun çok çalıştığı için durumunun düzeldiğini zannetmiş. Oduncu yıllar boyu hergün o kör kuyunun başına gitmiş, yılan ile buluşmuş ve altınını almış. Birgün oduncu ağır hastalanmış. Kuyunun başına gidemez olmuş. Birkaç gün geçince bolluğa alışmış olan evinde darlık başlamış. Oduncu oğlunu yanına çağırmış ve yılanın sırrını anlatarak ʹʹKör kuyunun başına git ve oğlum olduğunu söyle; yılan sana altın verecek!ʹʹ demiş. Oğlu inanmamış ama gitmiş. Yılan önce saklanmış, sonra ortaya çıkmış. Onun oduncunun oğlu olduğuna iyice kanaat getirince de kuyuya inip bir altın getirmiş. Oğlan önce inanmadığı hikayenin gerçek olduğunu görünce hırsa kapılmış, ʹʹKimbilir daha ne kadar altın var kuyunun içinde!ʹʹ diye düşünmüş. Hırsla yılanı öldürmek için bir hamle yapmış, ıskalamış ama yılanın kuyruğunu koparmış. Yılan da can havliyle dönüp oğlanı sokmuş ve öldürmüş. Akşam yaklaşıp da oğlu gelmeyince oduncu iyice endişelenmiş. Hasta yatağından sürünerek bile olsa kalkmış. Kuyunun başına gitmiş ki oğlu cansız yatıyor. Yılanda o anda görünmüş; kuyruğu yok ve kanlar içinde. Oduncu durumu anlamış ve çok üzülmüş. Canının parçası oğlu yerde cansız, yıllardır velinimeti olan yılanda yaralı... ʹʹHatalı olan oğlum olmalıʹʹ demiş ve yılandan özür dileyerek ʹʹTekrar dost olalımʹʹ demiş. Yılan ise acı acı gülümsemiş ve ʹʹçok isterdim ama sende bu evlat acısı, bende de bu kuyruk acısı varken biz artık dost olamayızʹʹ demiş. cengizyücak/haberpi.com