deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

ˮCemaat dağılırˮ diyen Gülerceʹden bombardıman!

SPOR (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 02.11.2014 - 11:10, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:02
 

ˮCemaat dağılırˮ diyen Gülerceʹden bombardıman!

ʹHizmet Hareketiʹnden tamamen ayrıldımʹ diyen Hüseyin Gülerce konuştu. Cemaate ağır suçlamlarda bulunan Gülerce, Cemaatin yönetime hakim olmak istediğni söyledi. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfıʹnın Mütevelli Heyeti Üyeliğiʹnden istifa eden ve 17 Aralık sürecinde cemaatla yaşadığı gerilim sonrası bir dönem Genel Yayın Yönetmenliğiʹni de yaptığı 25 yıldır yazdığı Zaman gazetesinden ayrılan Hüseyin Gülerce, "Hükümet şu anda Hizmet Hareketiʹni bitirmek için tüm cephelerde çok ciddi savaş veriyor" diyerek, cemaatın bu "savaşı" kazanma şansının olmadığını söyledi. Gülen cemaatı için "Dağılır" diyen Gülerce, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu... Hepsi çok ciddi iddialarda bulunuyorlar. Bunları yok saymanız mümkün değil. Bu iddialardan herhangi biri doğru çıkarsa ʹHizmet Hareketiʹ çok büyük yara alır" ifadelerini kullandı. Zaman gazetesinden ayrılma sürecini anlatan Gülerce, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidanʹın ifadeye çağrılması sonrası gazetenin manşetiyle sarsıntı geçirdiğini söyleyerek, "Hocaefendi, Hizmet Hareketiʹnin nabzını kılcal damarlarına kadar tutan bir insan. ʹSavcılar hep haklı çıktıʹ başlığını mutlaka görmüştür ya da haberdar edilmiştir. MİT Müsteşarıʹnın ifadeye çağrılmasına destek vermek, hükümete resmen savaş ilan etmekti" diye konuştu. Gülerce şunları söyledi: "25 Aralıkʹtaki olayı görünce ʹHizmet Hareketi, hükümete topyekûn savaş açmışʹ dedim. ʹErdoğan gitsin, AK Parti kalsınʹ planı çerçevesinde hareket ettiler. Erdoğan gittikten sonra AK Parti Meclis Grubuʹndan ʹHizmet tandanslıʹ bir hükümetin çıkabileceğini umdular. Siyaseti bilen bir insan olarak bana bunu sorsalardı, asla böyle bir şeyin olmayacağını söylerdim." Hüseyin Gülerce bu görüşlerini, Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakanʹa açıkladı. Hakanʹın "Cemaat, devleti ele geçirmek istedi" başlığıyla yayımlanan (1 Kasım 2014) söyleşisi şöyle: Cemaat, devleti ele geçirmek istedi Ne oldu da Hizmetʹi bırakma noktasına geldiniz? İlk sarsıntıyı ʹ7 Şubat Kriziʹnde geçirdim. Savcıların MİT Müsteşarı Hakan Fidanʹı ifadeye çağırması olayı... Savcıların ifadeye çağırması sarsmadı beni. Devletin savcıları, millet adına bir şey görmüşlerdir, ifadeye çağırmışlardır. Burada bir şey yok. Sarsıntıyı ertesi gün Zaman gazetesini alınca geçirdim. Gazete bu haberi "Savcılar bugüne kadar hep haklı çıktı" diye veriyordu. Bu haber, bu şekilde Hocaefendiʹden habersiz verilemez. İşleyişi biliyorum. Hocaefendi, Hizmet Hareketiʹnin nabzını kılcal damarlarına kadar tutan bir insan. Bu başlığı mutlaka görmüştür ya da haberdar edilmiştir. O haberin o şekilde verilmesinin anlamı neydi? Neden sizde sarsıntıya yol açtı? Hocaefendiʹnin çizgisi belliydi. Hangi hükümet olursa olsun hep destek olmuş, saygılı davranmıştır. Oysa MİT Müsteşarıʹnın ifadeye çağrılmasına destek vermek, "Savcılar hep haklı çıktı" diye haber yaptırmak, hükümete resmen savaş ilan etmekti. Bu konuyu konuşmadınız mı Cemaatʹten arkadaşlarınızla? Üç gün sonra Gazeteciler ve Yazarlar Vakfıʹnda bir toplantıdaydık. Zaman gazetesinden Abdülhamit Bilici Bey de vardı toplantıda. Ben orada "Savcılar daima haklı çıkıyor" diye başlık atmanın yanlış olduğunu söyledim. Gerekçelerimi anlattım. "Bu başlık Hizmetʹe zarar veriyor" dedim. İkna edici bir şey söylemediler. Savunma bile yapmadılar. Ben o zaman o haberin arkasında Hocaefendiʹnin olduğunu anladım. Ama buna rağmen Cemaatʹten kopmadınız. Kopmadım ama sarsıntı geçirdim. İkinci sarsıntım Geziʹden sonra Zamanʹda Başbakan Erdoğanʹa yönelik hakaretlerin başlamasıyla gerçekleşti. İhsan Dağı, Mümtazʹer Türköne, Ahmet Turan Alkan gibi Hizmetʹin içinden yetişmemiş arkadaşlar, eleştirinin de ötesine geçen yazılar yazmaya başladı. Bunların da Hocaefendiʹden habersiz bir şekilde yayınlanması mümkün değildi. Sizin açınızdan kopuş nerede başladı? 25 Aralıkʹtaki olayı görünce "Hizmet Hareketi, hükümete topyekûn savaş açmış" dedim. Nasıl yorumladınız bu "topyekûn harekete geçme" olayını? Bir savaşa girerken dost kuvvetler, düşman kuvvetler analizi yapılır. Gücünüz yeter mi böyle bir şeye? Buna bakılır. Baktılar ve güçlerinin yeteceğini düşündüler. Kendilerine güvendiler. "Erdoğan gitsin, AK Parti kalsın" planı çerçevesinde hareket ettiler. Erdoğan gittikten sonra AK Parti Meclis Grubuʹndan "Hizmet tandanslı" bir hükümetin çıkabileceğini umdular. Siyaseti bilen bir insan olarak bana bunu sorsalardı, asla böyle bir şeyin olmayacağını söylerdim. Cemaat sizce devleti ele geçirmek mi istiyordu? Yönetime hâkim olmak istediler. Neden? Çünkü Türkiye için en iyisini, en güzelini kendilerinin yaptıklarına inanıyorlar. Diyorlar ki: Bizim yöntemimiz tek yöntem, dünyaya açılıyoruz, her şeyin en iyisi burada ve bunu engellemek ihanet... "Böyle güzel ve yararlı bir şeyi engellemeye çalışıyor AK Parti, bu nedenle ihanet ediyor" diye düşünüyorlar. Hizmetʹin kazanma şansı yok bitecek Cemaatʹi bitirecek mi hükümet? Böyle söyleyince Hizmetʹin içindekiler "Hizmet bitmez" diyorlar. Çoğu şu anda ne olup bittiğini bilmiyorlar tabii. Peki, ne olup bitiyor? Hükümet şu anda Hizmet Hareketiʹni bitirmek için tüm cephelerde çok ciddi savaş veriyor. Kazanma şansı yok mu Cemaatʹin? Bana göre yok. Ama Cemaatʹteki arkadaşlar, kendi davalarının en doğru olduğunu düşünüyorlar. "Peygamberlerin yolundan gidiyoruz" diyorlar. "Hz. İbrahim ateşe atılınca pes etti mi" diyorlar. "Hz. Musa firavuna pes etti mi" diyorlar. Mesela Zaman yazarı Ali Ünal Bey, Bülent Arınçʹa cevap verirken "Müminler münafıklardan özür dilemez" diye yazdı. İnanç planında Hizmetʹe bir şey olmayacağını düşünüyorlar. Oysa Hizmet Hareketiʹnin karşısına kocaman bir dağ çıktı. Onlar hâlâ küçücük bir tümsekle karşı karşıya olduklarını düşünüyorlar. "Bizim otobüsümüzün altı bile değmez, devam edelim, bu tümseği geçeceğiz" diyorlar. Sizce ne olur? Dağılır mı Cemaat? Bana göre dağılır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu... Hepsi çok ciddi iddialarda bulunuyorlar. Bunları yok saymanız mümkün değil. Bu iddialardan herhangi biri doğru çıkarsa "Hizmet Hareketi" çok büyük yara alır. Hangi iddia doğru çıkabilir? Mesela Fethullah Gülenʹin "dinleme emri" verdiği iddiası mı? Evet... Bazı polisler itirafçı oldu deniliyor. Ne derece doğru bilmiyoruz. Bazı polislerin Pensilvanyaʹya gittikleri, talimatı bizzat oradan aldıkları söyleniyor. Bunlar kanıtlanırsa... Cemaat biter. (devamı hürriyet.com.trʹde) KAYNAK: Hürriyet-Ahmet Hakan Coşkun
ʹHizmet Hareketiʹnden tamamen ayrıldımʹ diyen Hüseyin Gülerce konuştu. Cemaate ağır suçlamlarda bulunan Gülerce, Cemaatin yönetime hakim olmak istediğni söyledi. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfıʹnın Mütevelli Heyeti Üyeliğiʹnden istifa eden ve 17 Aralık sürecinde cemaatla yaşadığı gerilim sonrası bir dönem Genel Yayın Yönetmenliğiʹni de yaptığı 25 yıldır yazdığı Zaman gazetesinden ayrılan Hüseyin Gülerce, "Hükümet şu anda Hizmet Hareketiʹni bitirmek için tüm cephelerde çok ciddi savaş veriyor" diyerek, cemaatın bu "savaşı" kazanma şansının olmadığını söyledi. Gülen cemaatı için "Dağılır" diyen Gülerce, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu... Hepsi çok ciddi iddialarda bulunuyorlar. Bunları yok saymanız mümkün değil. Bu iddialardan herhangi biri doğru çıkarsa ʹHizmet Hareketiʹ çok büyük yara alır" ifadelerini kullandı. Zaman gazetesinden ayrılma sürecini anlatan Gülerce, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidanʹın ifadeye çağrılması sonrası gazetenin manşetiyle sarsıntı geçirdiğini söyleyerek, "Hocaefendi, Hizmet Hareketiʹnin nabzını kılcal damarlarına kadar tutan bir insan. ʹSavcılar hep haklı çıktıʹ başlığını mutlaka görmüştür ya da haberdar edilmiştir. MİT Müsteşarıʹnın ifadeye çağrılmasına destek vermek, hükümete resmen savaş ilan etmekti" diye konuştu. Gülerce şunları söyledi: "25 Aralıkʹtaki olayı görünce ʹHizmet Hareketi, hükümete topyekûn savaş açmışʹ dedim. ʹErdoğan gitsin, AK Parti kalsınʹ planı çerçevesinde hareket ettiler. Erdoğan gittikten sonra AK Parti Meclis Grubuʹndan ʹHizmet tandanslıʹ bir hükümetin çıkabileceğini umdular. Siyaseti bilen bir insan olarak bana bunu sorsalardı, asla böyle bir şeyin olmayacağını söylerdim." Hüseyin Gülerce bu görüşlerini, Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakanʹa açıkladı. Hakanʹın "Cemaat, devleti ele geçirmek istedi" başlığıyla yayımlanan (1 Kasım 2014) söyleşisi şöyle: Cemaat, devleti ele geçirmek istedi Ne oldu da Hizmetʹi bırakma noktasına geldiniz? İlk sarsıntıyı ʹ7 Şubat Kriziʹnde geçirdim. Savcıların MİT Müsteşarı Hakan Fidanʹı ifadeye çağırması olayı... Savcıların ifadeye çağırması sarsmadı beni. Devletin savcıları, millet adına bir şey görmüşlerdir, ifadeye çağırmışlardır. Burada bir şey yok. Sarsıntıyı ertesi gün Zaman gazetesini alınca geçirdim. Gazete bu haberi "Savcılar bugüne kadar hep haklı çıktı" diye veriyordu. Bu haber, bu şekilde Hocaefendiʹden habersiz verilemez. İşleyişi biliyorum. Hocaefendi, Hizmet Hareketiʹnin nabzını kılcal damarlarına kadar tutan bir insan. Bu başlığı mutlaka görmüştür ya da haberdar edilmiştir. O haberin o şekilde verilmesinin anlamı neydi? Neden sizde sarsıntıya yol açtı? Hocaefendiʹnin çizgisi belliydi. Hangi hükümet olursa olsun hep destek olmuş, saygılı davranmıştır. Oysa MİT Müsteşarıʹnın ifadeye çağrılmasına destek vermek, "Savcılar hep haklı çıktı" diye haber yaptırmak, hükümete resmen savaş ilan etmekti. Bu konuyu konuşmadınız mı Cemaatʹten arkadaşlarınızla? Üç gün sonra Gazeteciler ve Yazarlar Vakfıʹnda bir toplantıdaydık. Zaman gazetesinden Abdülhamit Bilici Bey de vardı toplantıda. Ben orada "Savcılar daima haklı çıkıyor" diye başlık atmanın yanlış olduğunu söyledim. Gerekçelerimi anlattım. "Bu başlık Hizmetʹe zarar veriyor" dedim. İkna edici bir şey söylemediler. Savunma bile yapmadılar. Ben o zaman o haberin arkasında Hocaefendiʹnin olduğunu anladım. Ama buna rağmen Cemaatʹten kopmadınız. Kopmadım ama sarsıntı geçirdim. İkinci sarsıntım Geziʹden sonra Zamanʹda Başbakan Erdoğanʹa yönelik hakaretlerin başlamasıyla gerçekleşti. İhsan Dağı, Mümtazʹer Türköne, Ahmet Turan Alkan gibi Hizmetʹin içinden yetişmemiş arkadaşlar, eleştirinin de ötesine geçen yazılar yazmaya başladı. Bunların da Hocaefendiʹden habersiz bir şekilde yayınlanması mümkün değildi. Sizin açınızdan kopuş nerede başladı? 25 Aralıkʹtaki olayı görünce "Hizmet Hareketi, hükümete topyekûn savaş açmış" dedim. Nasıl yorumladınız bu "topyekûn harekete geçme" olayını? Bir savaşa girerken dost kuvvetler, düşman kuvvetler analizi yapılır. Gücünüz yeter mi böyle bir şeye? Buna bakılır. Baktılar ve güçlerinin yeteceğini düşündüler. Kendilerine güvendiler. "Erdoğan gitsin, AK Parti kalsın" planı çerçevesinde hareket ettiler. Erdoğan gittikten sonra AK Parti Meclis Grubuʹndan "Hizmet tandanslı" bir hükümetin çıkabileceğini umdular. Siyaseti bilen bir insan olarak bana bunu sorsalardı, asla böyle bir şeyin olmayacağını söylerdim. Cemaat sizce devleti ele geçirmek mi istiyordu? Yönetime hâkim olmak istediler. Neden? Çünkü Türkiye için en iyisini, en güzelini kendilerinin yaptıklarına inanıyorlar. Diyorlar ki: Bizim yöntemimiz tek yöntem, dünyaya açılıyoruz, her şeyin en iyisi burada ve bunu engellemek ihanet... "Böyle güzel ve yararlı bir şeyi engellemeye çalışıyor AK Parti, bu nedenle ihanet ediyor" diye düşünüyorlar. Hizmetʹin kazanma şansı yok bitecek Cemaatʹi bitirecek mi hükümet? Böyle söyleyince Hizmetʹin içindekiler "Hizmet bitmez" diyorlar. Çoğu şu anda ne olup bittiğini bilmiyorlar tabii. Peki, ne olup bitiyor? Hükümet şu anda Hizmet Hareketiʹni bitirmek için tüm cephelerde çok ciddi savaş veriyor. Kazanma şansı yok mu Cemaatʹin? Bana göre yok. Ama Cemaatʹteki arkadaşlar, kendi davalarının en doğru olduğunu düşünüyorlar. "Peygamberlerin yolundan gidiyoruz" diyorlar. "Hz. İbrahim ateşe atılınca pes etti mi" diyorlar. "Hz. Musa firavuna pes etti mi" diyorlar. Mesela Zaman yazarı Ali Ünal Bey, Bülent Arınçʹa cevap verirken "Müminler münafıklardan özür dilemez" diye yazdı. İnanç planında Hizmetʹe bir şey olmayacağını düşünüyorlar. Oysa Hizmet Hareketiʹnin karşısına kocaman bir dağ çıktı. Onlar hâlâ küçücük bir tümsekle karşı karşıya olduklarını düşünüyorlar. "Bizim otobüsümüzün altı bile değmez, devam edelim, bu tümseği geçeceğiz" diyorlar. Sizce ne olur? Dağılır mı Cemaat? Bana göre dağılır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu... Hepsi çok ciddi iddialarda bulunuyorlar. Bunları yok saymanız mümkün değil. Bu iddialardan herhangi biri doğru çıkarsa "Hizmet Hareketi" çok büyük yara alır. Hangi iddia doğru çıkabilir? Mesela Fethullah Gülenʹin "dinleme emri" verdiği iddiası mı? Evet... Bazı polisler itirafçı oldu deniliyor. Ne derece doğru bilmiyoruz. Bazı polislerin Pensilvanyaʹya gittikleri, talimatı bizzat oradan aldıkları söyleniyor. Bunlar kanıtlanırsa... Cemaat biter. (devamı hürriyet.com.trʹde) KAYNAK: Hürriyet-Ahmet Hakan Coşkun
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.