deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

İşte Abdülheyʹin hiç bilinmeyen hayatı!

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 26.10.2014 - 12:33, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:02
 

İşte Abdülheyʹin hiç bilinmeyen hayatı!

Boyacı, futbolcu ve nihayetinde oyuncu... atvʹde yayınlanan Beyaz Karanfil dizisinin başrol oyuncusu Kenan Çoban, oyuncu olmadan önce çaycılıktan futbolculuğa birçok iş yapmış. Tesadüfen oyuncu olan Çobanʹla 10 yıl tek bir karakteri canlandırdıktan sonra gelen başrolün mutluluüunu yaşauan Kurtlar Vadisiʹnin Abdülheyʹi bilinmeyenlerini Sabahʹtan Sonat Baharʹa anlattı. - Kenan Çobanʹın hikayesi nerede ve nasıl başlıyor? - Elazığʹda, mütevazı bir Türk ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldim. Elazığ küçük, sıcacık bir Anadolu şehri... Sohbetle, muhabbetle, dostlukla, arkadaşlıkla büyüdüm. Mahallede büyüyen her çocuk gibi; kavgayla, dövüşle, küsmeyle, barışmayla büyüdüm. Elazığʹın iklimi serttir, yoğun kar yağışının altında oynadığımız futbolu hatırlıyorum, sürülerle birlikte dağlara çıkıp kendimize tahtalardan oklar, yaylar yaptığımızı hatırlıyorum, hayvanlarla, tabiatla, meyve ağaçlarıyla, doğayla iç içe büyüdüğümüzü hatırlıyorum... - En büyük gençlik hayalinizin futbolcu olmak olduğunu duydum... Ama çevre baskısı nedeniyle vazgeçmişsiniz... - İyi oynardım. Hâlâ da iyi oynuyorum aslında. Futbolcu olmak müthiş bir rüyaydı benim için. Elazığʹdan da iyi bir ekol çıktı; zamanında Beşiktaşʹta oynayan Ulvi gibi, Mehmet Ekşiʹnin dahil gibi bir ekol... Biz onlardan sonraki kuşağız. Bence birinci sınıf bir futbolcu olabilirdim ama ama galiba ailem o riske girmemi istemedi. Şimdilerde çok futbolcu arkadaşım var, haftada iki-üç gün halı sahada oynuyoruz. - Hiç aklınıza gelir miydi oyuncu olmak? - Hiiiiç gelmezdi. Çok içe dönük biriyim, utangacım... Ömrüm boyunca dikkat çekmeyi hiç istemedim. Bir gün oyuncu olmayı, kameraların önünde olmayı bırakın, bana kalsa göz önünde olmayı tercih etmezdim. Ama takdiri ilahi, kaderimiz böyle yazılmış. Çok şükür bundan da şikayetçi değilim, çok da güzel bir kader. İnsanların sizi tanıması, sevmesi, sizinle iletişim kurması, size dertlerini, sevgilerini anlatması çok güzel. GECE GÜNDÜZ ÇALIŞTIM - Sizin hakkınızda çaycılıktan oyunculuğa geçiş yaptığınıza dair rivayetler var... - Kurtlar Vadisi dizisinin setine prodüksiyon elemanı olarak girdim, çaycı olarak işe başlamadım. Bana güvendiği, inandığı için sete beni Raci Şaşmaz soktu. Orada insanlarla kısa sürede çok yakın ilişkiler kurdum. Benim aldığım terbiye gereği de birilerinin ille de bir şeye hizmet etmesini beklemeden kim ne isterse yapmaya çalıştım. Bu sırada çay da götürüp getirdim. Çaycı da olsam bundan asla gocunmaz gururla söylerdim. Ama ʹçaycılıktan oyunculuğaʹ efsanesinin kökeni budur. Bir gün Raci Şaşmazʹın beni oyuncu olarak değerlendireceğini bilmiyordum. Raci Şaşmaz bende farklı bir şeyler gördüğünü söylediğinde heyecanlandım, çok da utandım, yapıp yapamayacağımı düşündüm. Bir parça onu utandırmamak, onu mahcup etmemek adına gece gündüz oyunculuk için mücadele ettim. ÇAYCIDAN OYUNCU MU OLUR? - Tepki çekti mi bu durum? - Hepiniz hatırlarsınız Kurtlar Vadisiʹnin ilk döneminde çok sayıda büyük abilerimiz, Devlet Tiyatrosuʹnun çok önemli oyuncuları yer alıyordu dizide. Hem yaş, hem kıdemce büyük insanlar vardı. Bırakın çay götürmeyi, onları sırtımda da taşırdım ki taşıdım da. Dizide yaralanan kim varsa sırtımda taşıdım, Dizide 10 yıl oyunculukla birlikte hamallık da yaptım. Çakırʹı da taşıdım, Mematiʹyi de taşıdım, Polatʹı da taşıdım. Sanırım güçlü olduğum için senaristlerimiz sürekli Abdülheyʹe taşıttı, yani sadece çay taşımadım, oyuncu da taşıdım. Tabii ki çok zor oldu. Kurtlar Vadisiʹne başladığım zaman çok hürmet ettiğim, çok sevdiğim, saydığım, beni de çok seven sayan insanların bazıları tavır almaya başladı. Zannettiler ki ben onların yerini alacağım ya da onlardan bir şey alınıp bana verilecek. Açıkçası ilk başta çok insan desteklemedi oyuncu olmamı, özellikle de oyuncular. "Çaycıdan oyuncu mu çıkarmış?" söylemi de onlardan çıkan laftır. Onları da anlıyorum, yadırgamıyorum. Ben de belki onların yerinde olsaydım böyle düşünürdüm fakat bu tepki sadece bana değil, tüm alaylılara yönelikte; Kenan, Kıvanç gibi farklı bir alandan, meslekten oyunculuğa geçenlere de tepki gösteriyorlardı.  MEYDAN OKUMAKTIR TRABZONSPORLU OLMAK - Fanatik bir Trabzanspor taraftarıymışsınız... Ne derece bir fanatiklik bu? - Dünyaya geldiğim zaman Trabzonsporun en fırtınalı dönemleriymiş Trabzonsporʹun bir Anadolu kulübü olarak üç büyüklere baş kaldırması çok takdir edilen bir davranıştı. Trabzonsporʹu tutanlar bilir; Trabzonsporlu taraftarın yüzü gülmez ama başı dik gezer. Meydan okumak gibidir Trabzonsporlu olmak, ben de bundan gurur duyuyorum.
Boyacı, futbolcu ve nihayetinde oyuncu... atvʹde yayınlanan Beyaz Karanfil dizisinin başrol oyuncusu Kenan Çoban, oyuncu olmadan önce çaycılıktan futbolculuğa birçok iş yapmış. Tesadüfen oyuncu olan Çobanʹla 10 yıl tek bir karakteri canlandırdıktan sonra gelen başrolün mutluluüunu yaşauan Kurtlar Vadisiʹnin Abdülheyʹi bilinmeyenlerini Sabahʹtan Sonat Baharʹa anlattı. - Kenan Çobanʹın hikayesi nerede ve nasıl başlıyor? - Elazığʹda, mütevazı bir Türk ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldim. Elazığ küçük, sıcacık bir Anadolu şehri... Sohbetle, muhabbetle, dostlukla, arkadaşlıkla büyüdüm. Mahallede büyüyen her çocuk gibi; kavgayla, dövüşle, küsmeyle, barışmayla büyüdüm. Elazığʹın iklimi serttir, yoğun kar yağışının altında oynadığımız futbolu hatırlıyorum, sürülerle birlikte dağlara çıkıp kendimize tahtalardan oklar, yaylar yaptığımızı hatırlıyorum, hayvanlarla, tabiatla, meyve ağaçlarıyla, doğayla iç içe büyüdüğümüzü hatırlıyorum... - En büyük gençlik hayalinizin futbolcu olmak olduğunu duydum... Ama çevre baskısı nedeniyle vazgeçmişsiniz... - İyi oynardım. Hâlâ da iyi oynuyorum aslında. Futbolcu olmak müthiş bir rüyaydı benim için. Elazığʹdan da iyi bir ekol çıktı; zamanında Beşiktaşʹta oynayan Ulvi gibi, Mehmet Ekşiʹnin dahil gibi bir ekol... Biz onlardan sonraki kuşağız. Bence birinci sınıf bir futbolcu olabilirdim ama ama galiba ailem o riske girmemi istemedi. Şimdilerde çok futbolcu arkadaşım var, haftada iki-üç gün halı sahada oynuyoruz. - Hiç aklınıza gelir miydi oyuncu olmak? - Hiiiiç gelmezdi. Çok içe dönük biriyim, utangacım... Ömrüm boyunca dikkat çekmeyi hiç istemedim. Bir gün oyuncu olmayı, kameraların önünde olmayı bırakın, bana kalsa göz önünde olmayı tercih etmezdim. Ama takdiri ilahi, kaderimiz böyle yazılmış. Çok şükür bundan da şikayetçi değilim, çok da güzel bir kader. İnsanların sizi tanıması, sevmesi, sizinle iletişim kurması, size dertlerini, sevgilerini anlatması çok güzel. GECE GÜNDÜZ ÇALIŞTIM - Sizin hakkınızda çaycılıktan oyunculuğa geçiş yaptığınıza dair rivayetler var... - Kurtlar Vadisi dizisinin setine prodüksiyon elemanı olarak girdim, çaycı olarak işe başlamadım. Bana güvendiği, inandığı için sete beni Raci Şaşmaz soktu. Orada insanlarla kısa sürede çok yakın ilişkiler kurdum. Benim aldığım terbiye gereği de birilerinin ille de bir şeye hizmet etmesini beklemeden kim ne isterse yapmaya çalıştım. Bu sırada çay da götürüp getirdim. Çaycı da olsam bundan asla gocunmaz gururla söylerdim. Ama ʹçaycılıktan oyunculuğaʹ efsanesinin kökeni budur. Bir gün Raci Şaşmazʹın beni oyuncu olarak değerlendireceğini bilmiyordum. Raci Şaşmaz bende farklı bir şeyler gördüğünü söylediğinde heyecanlandım, çok da utandım, yapıp yapamayacağımı düşündüm. Bir parça onu utandırmamak, onu mahcup etmemek adına gece gündüz oyunculuk için mücadele ettim. ÇAYCIDAN OYUNCU MU OLUR? - Tepki çekti mi bu durum? - Hepiniz hatırlarsınız Kurtlar Vadisiʹnin ilk döneminde çok sayıda büyük abilerimiz, Devlet Tiyatrosuʹnun çok önemli oyuncuları yer alıyordu dizide. Hem yaş, hem kıdemce büyük insanlar vardı. Bırakın çay götürmeyi, onları sırtımda da taşırdım ki taşıdım da. Dizide yaralanan kim varsa sırtımda taşıdım, Dizide 10 yıl oyunculukla birlikte hamallık da yaptım. Çakırʹı da taşıdım, Mematiʹyi de taşıdım, Polatʹı da taşıdım. Sanırım güçlü olduğum için senaristlerimiz sürekli Abdülheyʹe taşıttı, yani sadece çay taşımadım, oyuncu da taşıdım. Tabii ki çok zor oldu. Kurtlar Vadisiʹne başladığım zaman çok hürmet ettiğim, çok sevdiğim, saydığım, beni de çok seven sayan insanların bazıları tavır almaya başladı. Zannettiler ki ben onların yerini alacağım ya da onlardan bir şey alınıp bana verilecek. Açıkçası ilk başta çok insan desteklemedi oyuncu olmamı, özellikle de oyuncular. "Çaycıdan oyuncu mu çıkarmış?" söylemi de onlardan çıkan laftır. Onları da anlıyorum, yadırgamıyorum. Ben de belki onların yerinde olsaydım böyle düşünürdüm fakat bu tepki sadece bana değil, tüm alaylılara yönelikte; Kenan, Kıvanç gibi farklı bir alandan, meslekten oyunculuğa geçenlere de tepki gösteriyorlardı.  MEYDAN OKUMAKTIR TRABZONSPORLU OLMAK - Fanatik bir Trabzanspor taraftarıymışsınız... Ne derece bir fanatiklik bu? - Dünyaya geldiğim zaman Trabzonsporun en fırtınalı dönemleriymiş Trabzonsporʹun bir Anadolu kulübü olarak üç büyüklere baş kaldırması çok takdir edilen bir davranıştı. Trabzonsporʹu tutanlar bilir; Trabzonsporlu taraftarın yüzü gülmez ama başı dik gezer. Meydan okumak gibidir Trabzonsporlu olmak, ben de bundan gurur duyuyorum.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.