deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Sarıgülʹe süpriz görev!

SPOR (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 03.09.2014 - 06:14, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:02
 

Sarıgülʹe süpriz görev!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, genel başkanlığa aday olan Muharrem İnceʹnin partiden tasfiye edilmeyeceğini söyledi. Mehmet Bekaroğlu için "CHPʹye gelmesini isterim" diyen Kılıçdaroğlu, "Mustafa Sarıgül partimizin üyesi, yönetici kadroda olabilir" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Star TV ana haberde gündeme ilişkin soruları yanıtladı. "Adli yıl açılışına Cumhurbaşkanı katılmadı. Başbakan ve hükümeti temsilen de kimse yoktu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Doğru değil, yargı siyasetçilerin at koşturdukları bir alan değil, olmaması da gerekir. Bağımsız ve tarafsız olması gerekir yargının. Hükümetin, adli yılın açılışında hazır bulunması, Cumhurbaşkanının, Başbakanın, Adalet Bakanının olması gerekiyor ama onlar katılmadılar" yanıtını verdi. Hükümetin, adli yıl açılışına, "paralel yargı" nedeniyle değil, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğluʹnun konuşmasına tepki olarak katılmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, savunma hakkının kutsal olduğunu ve bunu avukatların temsil ettiğini söyledi. "Savunmanın olmadığı yerde, siz hangi adli yılı açacaksınız" diye soran Kılıçdaroğlu, kendilerinin de zaman zaman adaletten, yargıdan, savunmadan şikayetlerini dile getirdiklerini ancak törene katılmak durumunda olduklarını kaydetti. "CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, cumhurbaşkanı yemin töreninde tüzük kitapçığı fırlattı. Başbakan Ahmet Davutoğlu, bugünkü grup toplantısının büyük bir bölümünü size ve partinize ayırdı. Bunu nasıl görüyorsunuz" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Başbakanlık koltuğuna yeni oturan birisinin, ilk grup toplantısında, doğrudan doğruya anamuhalefet partisini hedef alıp, bir konuşma yapması şık değil. Bakın ben şu ana kadar olumsuz bir şey söylememeye özen gösterdim. Ama o daha koltuğa çıkar çıkmaz ilk hedef CHP. Ne oldu, daha bir nefes al" yanıtını verdi. "Cumhurbaşkanıyla tokalaştık" Engin Altayʹın, "Yüksek Seçim Kurulunun, seçim sonuçlarını Resmi Gazeteʹde yayımlatmamasına" ilişkin soru sormak istemesine rağmen, TBMM Başkanı Cemil Çiçekʹin söz vermediğini savunan Kılıçdaroğlu, Altayʹın, tüzük kitapçığını fırlatmasını "meşru müdafaa" olarak değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, "Hukukta, meşru müdafaa var. Siz, zorunlu olduğunuz zaman belli bir suçu işlersiniz ve o suç olmaktan çıkar. Adam öldürmek suçtur, ama meşru müdafaa içinde öldürürseniz suç değildir. Söz istiyor, söz verilmiyor, iç tüzüğe göre istiyor, ʹvermeyeceğimʹ diyor. Vermezseniz, siz Anayasaʹyı çiğniyorsunuz. Kim? Anayasaʹyı çiğneyen TBMM Başkanı" diye konuştu. Altayʹın tepkisini bu şekilde gösterdiğini, bunun üç aşağı beş yukarı bütün demokrasilerde böyle olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Cemil Çiçekʹin, Adalet ve Kalkınma Partisinin grup başkanı gibi davrandığını iddia etti. "30 Ağustos Zafer Bayramıʹnda, Aslanlı Yolʹda, Cumhurbaşkanıyla el sıkıştınız mı?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Evet, Aslanlı Yolʹun başında, Cumhurbaşkanı geldi, herkesin elini sıktı, tabii doğal olarak biz de tokalaştık" cevabını verdi. "Hipodrumʹdaki törende Cumhurbaşkanı elini uzatsaydı, eli havada kalacak mıydı? Sıkmayacak mıydınız" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Elini uzatacak mıydı, uzatmayacak mıydı bilmem. Ama ben gidip de birisinin elini illa sıkacağım diye özel bir çaba içerisinde olmam. Sayın Cumhurbaşkanı elimizi sıkarsa tabii sıkarız. Bizim özel bir kavga alanımız yok" dedi. "Yalana tanıklık etmek istemedim" "Cumhurbaşkanı Erdoğanʹın yemin törenine katılmadınız ve sonrasında da ʹsavaş hali olmadığı sürece, kendisiyle görüşmeyeceğimʹ dediniz. Görüşmeyecek misiniz" sorusuna, Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi: "İlişkilerimizi sınırladık. Bir özel görüşmemiz zaten yok. Sayın Gül cumhurbaşkanı olduğu zaman kaç kez görüştük? 2 veya 3, daha fazla görüşmedik zaten. Bir cumhurbaşkanının, cumhurbaşkanlığı koltuğunu hak etmesi için bir: Anayasaʹyı çiğnememesi lazım. Çiğnedi mi çiğnedi. İki: temiz olması lazım. Kimse kusura bakmasın, temiz değil. Üç: aile boyu etik kurallara uyması lazım. Aile boyu öyle bir tablo yok. Dört: Resmi Gazeteʹye ambargo uygulandı, Yüksek Seçim Kurulu kararı yayımlanmadı. Anayasaʹyı açıkça çiğneyen birisine diyorlar ki ʹgit onu kutla.ʹ Neye gideceğim ben? Eğer bu ülkede ben demokrasiyi savunacaksam, ben onu görmemezlikten gelmem. Görmem lazım. O kişi Anayasaʹyı çiğnedi. Bunu sadece ben mi söylüyorum? Hayır, bütün hukukçular söylüyor. Meclisʹteki törene de katılmadım, gayet doğaldır katılmamam. Neden? Ben yalana tanıklık etmek istemedim. Anayasaʹya sadakatten söz edecekti orada. ʹAnayasaʹya sadık kalacağıma, namusum ve şerefim üzerine ant içerim.ʹ Anayasaʹya sadık kaldı mı? Hayır. Neyine tanıklık edeceğim ben?" Zorunlu olmadıkça, Cumhurbaşkanı Erdoğanʹla görüşmeyeceklerini bildiren Kılıçdaroğlu, "Örneğin, Sayın Cumhurbaşkanı Kıbrısʹa gitti, bizden de milletvekili istedi. Göndermedik. Davutoğlu da görecek, o kadar heyecanlanmasın. O da görecek. Bizim ilişkilerimizin ne olup olmadığını herkes görecek. Bizim tavrımız nettir" dedi. "Yeni kabineye ön yargıyla bakmıyorum" "Davutoğluʹnun yeni kabinesini nasıl buldunuz" sorusunu, Kılıçdaroğlu, "Benim, yeni kurulan bir Bakanlar Kuruluʹna ön yargıyla bakma gibi bir alışkanlığım yok, icraatına bakacağız. Belki bizim düşündüğümüzden çok daha güzel bir icraatı olacak bu kabinenin. O zaman da alkışlayacağız. Ama yaptıkları yanlışsa da çıkıp onun yanlış olduğunu söyleyeceğiz" diye yanıtladı. "Bu saatten sonra rakibiniz Sayın Davutoğlu olacak. Dişli bir rakip olarak mı görüyorsunuz" sorusu üzerine, Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Erdoğan emekli oldu Başbakanlıktan, Cumhurbaşkanlığında. Yeri belli, konumu belli, Anayasaʹnın çizdiği çerçeve içinde orada görevini yapacak. Elbette bizim muhatabımız hükümet, Başbakan. Bu Başbakanın önce bir kişiliğini ortaya koyması lazım. Erdoğanʹdan bağımsız bir kişiliği olduğunu, devleti yönetebilecek güce, erke ve akla sahip olduğunu göstermesi lazım. İlk adımda bunu göstermedi. Adli yıl açılış törenine katılmadı. Neden katılmadı? Çünkü, birisinin hala talimatı altında. Talimatla ülke yönetilmez, bağımsız iradeyle yönetilir. ʹBen başbakanım, bu ülkeyi artık ben yönetiyorum, benim sorumluluğum varʹ diyeceksiniz. Boynunuza davulu asacaklar, tokmağı başkası kullanacak ve siz başbakan olacaksınız. Bu doğru değil. Adli yılın açılışına gelmiş olsaydı, ben Davutoğluʹnun gerçekten kişilikli bir politika izleyeceğine kanaat getirecektim. Ama bugün gelmeyerek kendisinin dışında başka bir iradenin tutsağı olduğunu gösterdi." "Kongrede Muharrem İnce rakibiniz. Onun aday olması sizi şaşırttı mı" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Hayır, üç aşağı, beş yukarı belliydi zaten" cevabını verdi. "İnceʹnin kendisi hakkındaki sözlerinin hatırlatılması" üzerine, Kılıçdaroğlu, CHPʹnin geleneğinde artık çatışmanın değil, demokratik bir yarışın olduğunu söyledi. "İnceʹyi tasfiye etmeyeceğiz" "Muhalif isimlerin tasfiyesi olacak mı" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, her vatandaşın oyuna ihtiyaçlarının olduğunu, tasfiyenin olmayacağını bildirdi. Kılıçdaroğlu, kurultaydan sonra, partinin yetkili organlarının aldığı kararların aleyhine açıklamalar yapanlara acımayacağını, CHPʹyle yollarını ayıracaklarını kaydetti. "Muharrem İnceʹnin önümüzdeki süreçte tasfiyesi söz konusu olur mu" sorusuna ise Kılıçdaroğlu, "Hayır. Niye tasfiye edelim? Ben, geçmişte de genel başkanlığa aday olmuş pek çok arkadaşla çalıştım. Hatta bunların pek çoğu merkez yönetim kurulu üyesi" karşılığını verdi. "Nasıl bir CHP göreceğiz bundan sonra" sorusu üzerine, Kılıçdaroğlu, sorunlara odaklanmış, halka güven veren, farklı seslerin değil ortak sesin çıktığı bir CHPʹnin olacağını anlattı. Kılıçdaroğlu, "Mehmet Bekaroğluʹnu davet ettiniz mi" sorusuna da "Bekaroğlu ile görüşmemiz oldu. Gelmesini isterim. Henüz kararını bildirmedi" yanıtını verdi. "Mansur Yavaşʹı CHP yönetiminde görür müyüz" sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, Yavaşʹın başarılı bir grafiğinin bulunduğunu, CHPʹde olmasının güzel olacağını ifade etti. "Sarıgül yönetici kadroda olabilir" "Ekmeleddin İhsanoğluʹnu CHP siyasetinde yer vermeyi düşünür müsünüz" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Bence siyasete girmesi çok iyi olur, siyasetin düzeyi açısından" karşılığını verdi. "Bekaroğluʹndan sonra, Gezi olaylarında adı sıkça öne çıkan İhsan Eliaçık gibi isimlerin de partiye davet edildiği haberleri geldi. CHP sağa kayıyor yorumları yapılırken, bu kişilerin daveti bu yorumları güçlendirmiyor mu" sorusunu, Kılıçdaroğlu, şöyle yanıtladı: "Bazı haberleri ben de gazeteden okuyorum ve bazen de şaşkınlıkla okuyorum. Çıkan isimler var, benim görüştüğüm var. Bunların çoğu doğru değil. İhsan Beyle konuşmadık hiçbir zaman, hele siyaseti hiç konuşmadık. Çok az, bir veya iki kez belki bir yerde karşılaşmışızdır. İhsan Beye haksızlık etmiş oluruz. Siyaseti düşünüyor mu düşünmüyor mu onu bile bilmiyorum." Mehmet Bekaroğluʹnun "sağ tandanslı" olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, "CHP niye sağa kaysın ki? CHPʹnin yeri, konumu, programı, tüzüğü belli. Sağdan bir kişinin CHPʹye gelmesiyle CHP niye sağa kaysın ki? Gelen bütün arkadaşlarımız CHPʹnin tüzüğünü, programını okuyorlar, kabul ediyorlar, geliyorlar" dedi. "Mustafa Sarıgülʹü ileride "A" takımında görür müyüz" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Sarıgül partimizin üyesi, yönetici kadroda olabilir, herhangi bir sorun yok" yanıtını verdi. "Genel başkanlığımda oy düşüklüğü olmadı" Kılıçdaroğlu, "Kurultay, kongre salonunda olacak, spor salonu olmayacak. Bir yol bulunamaz mıydı, tarih değiştirilemez miydi" sorusuna, "Ankara Arenaʹda uluslararası bir karşılaşma var. O da ʹuzun sürecekʹ diye söylendi. Yapabileceğimiz bir yer de vardı, o da şimdiki salon. Güzel bir salon" karşılığını verdi. "Muharrem İnceʹye bir kırgınlığınız yok mu" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Hayır, her CHPʹlinin, CHP Genel Başkanlığına aday olma hakkı vardır" yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, kazanması durumunda İnceʹye en büyük desteği kendisinin vereceğini söyledi. "İktidar vaat edebiliyor musunuz" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Her siyasal parti elbette ki iktidar vaat etmek zorundadır. Biz vaat etmek ve bunun gereğini yapmak zorundayız" ifadesini kullandı. Halkın sorunlarını çözmeye yönelik projeleri ortaya koyacaklarını, Anadoluʹnun her yerini gezerek bunları anlatacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, doğu ve güneydoğuda CHPʹnin oyunun az olduğunu, buralara özel bir çaba harcayacaklarını kaydetti. "Anlamlı bir oy kaybı olursa istifa ederim dediniz. Siyasette anlamlı olan iktidara gelmeniz değil mi" sorusuna Kılıçdaroğlu, şu karşılığı verdi: "Her siyasal partinin hedefi iktidardır. Genel başkanlıktan ayrılmak için gerçekten oy kaybı olması gerekiyor. Oyunuz yükseliyorsa, sizin herhalde istifa etmemeniz gerekir. Benim genel başkanlığım dönemimde de girdiğimiz her seçimde oy düşüklüğü olmadı. Oyunuz düşerse, sizin genel başkanlıkta kalmanızı doğru bulmam. Oyunuz düşerse ayrılırsınız, yeni bir arkadaşımız gelir." "Paralel yapıyı kim koydu?" "Biz nerede hata yaptık diye özeleştiri yapıyor musunuz" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, özeleştiri yaptıklarını, araştırdıklarını, sorguladıklarını söyledi. "Bugün paralel yapıya yönelik operasyon vardı. Ve 25 Aralık dosyası kapandı. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi: "Bugün önemli olan 25 Aralık yolsuzluk dosyasının kapatılmış olmasıdır. Asıl üzerinde durmamız gereken konu budur. Savcıların, hırsızları kovaladıkları bir süreçten, hırsızların, savcıları kovaladığı bir sürecin içine girdik. Dramatik olanı budur. Sayın Davutoğlu, AKP kongresinde, ʹyolsuzluk yapanların gerekirse ellerini kırarızʹ demişti. Şimdi, yolsuzluk yapanların aklandığı bir sürece girdik. Ellerin kırıldığı değil, ellerin öpüldüğü bir sürecin içine girdik. Acaba bu tavrı Sayın Davutoğlu nasıl değerlendirecek? 25 Aralık dosyasını kapatan savcılar, kendi çocuklarına çok ağır bir miras bıraktılar. İleride o çocuklara, ʹsenin baban, yolsuzluk dosyalarını kapatan bir babaydıʹ diyecekler. Bu kadar ağır bir mirası, bir savcı üstlenemez. Ve o savcılara kimse kusura bakmasın, cumhuriyet savcısı denmez. İktidarın savcısı olmak ayrı, cumhuriyet savcısı olmak ayrı. Cumhuriyet savcısı, yolsuzlukların üzerine kararlılıkla giden kişidir. Kamu adına hareket eder. Benim adıma hareket ediyor. Benim adıma hareket eden birisi nasıl bir yolsuzluk dosyasını kapatır? Bunu asla ve asla doğru bulmam." Devletin içinde paralel yapı olmaz, devletin bir yapısı vardır. Çerçevesi Anayasa ile belirlenmiştir. Paralel yapı varsa şu soruyu sormak lazım: O paralel yapıyı devletin içine kim koydu? 12 yıldır ben yönetmiyorum bu ülkeyi. Kim yönetiyordu? Niye şikayet ediyorsunuz şimdi? Erdoğan, şunu söylüyordu: ʹSiz ne istediniz de biz vermedik?ʹ Ben de şu soruyu sordum: Ne istediler de sen verdin, ne istediler de vermedin de çatışma çıktı aranızda?" "Gün gelir, hesabı sorulur" "Davutoğluʹnun başbakanlığa getiriliş nedeni, yolsuzluk dosyalarını kapatmaktır" iddiasında bulunan Kılıçdaroğlu, "İlk adımını attı, dosyayı kapattı. Ama ne söyledi? ʹYolsuzluk yapanların gerekirse ellerini kırarız.ʹ Ellerini kırmadılar. Türkiye bu gerçeği bilsin" dedi. Yolsuzluk varsa üzerine kararlılıkla gidilmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Yazık, günahtır bu ülkeye. Eğer siz yolsuzluk yapanları koruyacaksanız, 25 Aralık dosyalarını kapatırsanız ancak bugün kapatırsınız. Ama gün gelir bunun hesabı sorulur" diye konuştu. 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, genel başkanlığa aday olan Muharrem İnceʹnin partiden tasfiye edilmeyeceğini söyledi. Mehmet Bekaroğlu için "CHPʹye gelmesini isterim" diyen Kılıçdaroğlu, "Mustafa Sarıgül partimizin üyesi, yönetici kadroda olabilir" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Star TV ana haberde gündeme ilişkin soruları yanıtladı. "Adli yıl açılışına Cumhurbaşkanı katılmadı. Başbakan ve hükümeti temsilen de kimse yoktu. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Doğru değil, yargı siyasetçilerin at koşturdukları bir alan değil, olmaması da gerekir. Bağımsız ve tarafsız olması gerekir yargının. Hükümetin, adli yılın açılışında hazır bulunması, Cumhurbaşkanının, Başbakanın, Adalet Bakanının olması gerekiyor ama onlar katılmadılar" yanıtını verdi. Hükümetin, adli yıl açılışına, "paralel yargı" nedeniyle değil, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğluʹnun konuşmasına tepki olarak katılmadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, savunma hakkının kutsal olduğunu ve bunu avukatların temsil ettiğini söyledi. "Savunmanın olmadığı yerde, siz hangi adli yılı açacaksınız" diye soran Kılıçdaroğlu, kendilerinin de zaman zaman adaletten, yargıdan, savunmadan şikayetlerini dile getirdiklerini ancak törene katılmak durumunda olduklarını kaydetti. "CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, cumhurbaşkanı yemin töreninde tüzük kitapçığı fırlattı. Başbakan Ahmet Davutoğlu, bugünkü grup toplantısının büyük bir bölümünü size ve partinize ayırdı. Bunu nasıl görüyorsunuz" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Başbakanlık koltuğuna yeni oturan birisinin, ilk grup toplantısında, doğrudan doğruya anamuhalefet partisini hedef alıp, bir konuşma yapması şık değil. Bakın ben şu ana kadar olumsuz bir şey söylememeye özen gösterdim. Ama o daha koltuğa çıkar çıkmaz ilk hedef CHP. Ne oldu, daha bir nefes al" yanıtını verdi. "Cumhurbaşkanıyla tokalaştık" Engin Altayʹın, "Yüksek Seçim Kurulunun, seçim sonuçlarını Resmi Gazeteʹde yayımlatmamasına" ilişkin soru sormak istemesine rağmen, TBMM Başkanı Cemil Çiçekʹin söz vermediğini savunan Kılıçdaroğlu, Altayʹın, tüzük kitapçığını fırlatmasını "meşru müdafaa" olarak değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, "Hukukta, meşru müdafaa var. Siz, zorunlu olduğunuz zaman belli bir suçu işlersiniz ve o suç olmaktan çıkar. Adam öldürmek suçtur, ama meşru müdafaa içinde öldürürseniz suç değildir. Söz istiyor, söz verilmiyor, iç tüzüğe göre istiyor, ʹvermeyeceğimʹ diyor. Vermezseniz, siz Anayasaʹyı çiğniyorsunuz. Kim? Anayasaʹyı çiğneyen TBMM Başkanı" diye konuştu. Altayʹın tepkisini bu şekilde gösterdiğini, bunun üç aşağı beş yukarı bütün demokrasilerde böyle olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Cemil Çiçekʹin, Adalet ve Kalkınma Partisinin grup başkanı gibi davrandığını iddia etti. "30 Ağustos Zafer Bayramıʹnda, Aslanlı Yolʹda, Cumhurbaşkanıyla el sıkıştınız mı?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Evet, Aslanlı Yolʹun başında, Cumhurbaşkanı geldi, herkesin elini sıktı, tabii doğal olarak biz de tokalaştık" cevabını verdi. "Hipodrumʹdaki törende Cumhurbaşkanı elini uzatsaydı, eli havada kalacak mıydı? Sıkmayacak mıydınız" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Elini uzatacak mıydı, uzatmayacak mıydı bilmem. Ama ben gidip de birisinin elini illa sıkacağım diye özel bir çaba içerisinde olmam. Sayın Cumhurbaşkanı elimizi sıkarsa tabii sıkarız. Bizim özel bir kavga alanımız yok" dedi. "Yalana tanıklık etmek istemedim" "Cumhurbaşkanı Erdoğanʹın yemin törenine katılmadınız ve sonrasında da ʹsavaş hali olmadığı sürece, kendisiyle görüşmeyeceğimʹ dediniz. Görüşmeyecek misiniz" sorusuna, Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi: "İlişkilerimizi sınırladık. Bir özel görüşmemiz zaten yok. Sayın Gül cumhurbaşkanı olduğu zaman kaç kez görüştük? 2 veya 3, daha fazla görüşmedik zaten. Bir cumhurbaşkanının, cumhurbaşkanlığı koltuğunu hak etmesi için bir: Anayasaʹyı çiğnememesi lazım. Çiğnedi mi çiğnedi. İki: temiz olması lazım. Kimse kusura bakmasın, temiz değil. Üç: aile boyu etik kurallara uyması lazım. Aile boyu öyle bir tablo yok. Dört: Resmi Gazeteʹye ambargo uygulandı, Yüksek Seçim Kurulu kararı yayımlanmadı. Anayasaʹyı açıkça çiğneyen birisine diyorlar ki ʹgit onu kutla.ʹ Neye gideceğim ben? Eğer bu ülkede ben demokrasiyi savunacaksam, ben onu görmemezlikten gelmem. Görmem lazım. O kişi Anayasaʹyı çiğnedi. Bunu sadece ben mi söylüyorum? Hayır, bütün hukukçular söylüyor. Meclisʹteki törene de katılmadım, gayet doğaldır katılmamam. Neden? Ben yalana tanıklık etmek istemedim. Anayasaʹya sadakatten söz edecekti orada. ʹAnayasaʹya sadık kalacağıma, namusum ve şerefim üzerine ant içerim.ʹ Anayasaʹya sadık kaldı mı? Hayır. Neyine tanıklık edeceğim ben?" Zorunlu olmadıkça, Cumhurbaşkanı Erdoğanʹla görüşmeyeceklerini bildiren Kılıçdaroğlu, "Örneğin, Sayın Cumhurbaşkanı Kıbrısʹa gitti, bizden de milletvekili istedi. Göndermedik. Davutoğlu da görecek, o kadar heyecanlanmasın. O da görecek. Bizim ilişkilerimizin ne olup olmadığını herkes görecek. Bizim tavrımız nettir" dedi. "Yeni kabineye ön yargıyla bakmıyorum" "Davutoğluʹnun yeni kabinesini nasıl buldunuz" sorusunu, Kılıçdaroğlu, "Benim, yeni kurulan bir Bakanlar Kuruluʹna ön yargıyla bakma gibi bir alışkanlığım yok, icraatına bakacağız. Belki bizim düşündüğümüzden çok daha güzel bir icraatı olacak bu kabinenin. O zaman da alkışlayacağız. Ama yaptıkları yanlışsa da çıkıp onun yanlış olduğunu söyleyeceğiz" diye yanıtladı. "Bu saatten sonra rakibiniz Sayın Davutoğlu olacak. Dişli bir rakip olarak mı görüyorsunuz" sorusu üzerine, Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Erdoğan emekli oldu Başbakanlıktan, Cumhurbaşkanlığında. Yeri belli, konumu belli, Anayasaʹnın çizdiği çerçeve içinde orada görevini yapacak. Elbette bizim muhatabımız hükümet, Başbakan. Bu Başbakanın önce bir kişiliğini ortaya koyması lazım. Erdoğanʹdan bağımsız bir kişiliği olduğunu, devleti yönetebilecek güce, erke ve akla sahip olduğunu göstermesi lazım. İlk adımda bunu göstermedi. Adli yıl açılış törenine katılmadı. Neden katılmadı? Çünkü, birisinin hala talimatı altında. Talimatla ülke yönetilmez, bağımsız iradeyle yönetilir. ʹBen başbakanım, bu ülkeyi artık ben yönetiyorum, benim sorumluluğum varʹ diyeceksiniz. Boynunuza davulu asacaklar, tokmağı başkası kullanacak ve siz başbakan olacaksınız. Bu doğru değil. Adli yılın açılışına gelmiş olsaydı, ben Davutoğluʹnun gerçekten kişilikli bir politika izleyeceğine kanaat getirecektim. Ama bugün gelmeyerek kendisinin dışında başka bir iradenin tutsağı olduğunu gösterdi." "Kongrede Muharrem İnce rakibiniz. Onun aday olması sizi şaşırttı mı" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Hayır, üç aşağı, beş yukarı belliydi zaten" cevabını verdi. "İnceʹnin kendisi hakkındaki sözlerinin hatırlatılması" üzerine, Kılıçdaroğlu, CHPʹnin geleneğinde artık çatışmanın değil, demokratik bir yarışın olduğunu söyledi. "İnceʹyi tasfiye etmeyeceğiz" "Muhalif isimlerin tasfiyesi olacak mı" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, her vatandaşın oyuna ihtiyaçlarının olduğunu, tasfiyenin olmayacağını bildirdi. Kılıçdaroğlu, kurultaydan sonra, partinin yetkili organlarının aldığı kararların aleyhine açıklamalar yapanlara acımayacağını, CHPʹyle yollarını ayıracaklarını kaydetti. "Muharrem İnceʹnin önümüzdeki süreçte tasfiyesi söz konusu olur mu" sorusuna ise Kılıçdaroğlu, "Hayır. Niye tasfiye edelim? Ben, geçmişte de genel başkanlığa aday olmuş pek çok arkadaşla çalıştım. Hatta bunların pek çoğu merkez yönetim kurulu üyesi" karşılığını verdi. "Nasıl bir CHP göreceğiz bundan sonra" sorusu üzerine, Kılıçdaroğlu, sorunlara odaklanmış, halka güven veren, farklı seslerin değil ortak sesin çıktığı bir CHPʹnin olacağını anlattı. Kılıçdaroğlu, "Mehmet Bekaroğluʹnu davet ettiniz mi" sorusuna da "Bekaroğlu ile görüşmemiz oldu. Gelmesini isterim. Henüz kararını bildirmedi" yanıtını verdi. "Mansur Yavaşʹı CHP yönetiminde görür müyüz" sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, Yavaşʹın başarılı bir grafiğinin bulunduğunu, CHPʹde olmasının güzel olacağını ifade etti. "Sarıgül yönetici kadroda olabilir" "Ekmeleddin İhsanoğluʹnu CHP siyasetinde yer vermeyi düşünür müsünüz" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Bence siyasete girmesi çok iyi olur, siyasetin düzeyi açısından" karşılığını verdi. "Bekaroğluʹndan sonra, Gezi olaylarında adı sıkça öne çıkan İhsan Eliaçık gibi isimlerin de partiye davet edildiği haberleri geldi. CHP sağa kayıyor yorumları yapılırken, bu kişilerin daveti bu yorumları güçlendirmiyor mu" sorusunu, Kılıçdaroğlu, şöyle yanıtladı: "Bazı haberleri ben de gazeteden okuyorum ve bazen de şaşkınlıkla okuyorum. Çıkan isimler var, benim görüştüğüm var. Bunların çoğu doğru değil. İhsan Beyle konuşmadık hiçbir zaman, hele siyaseti hiç konuşmadık. Çok az, bir veya iki kez belki bir yerde karşılaşmışızdır. İhsan Beye haksızlık etmiş oluruz. Siyaseti düşünüyor mu düşünmüyor mu onu bile bilmiyorum." Mehmet Bekaroğluʹnun "sağ tandanslı" olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, "CHP niye sağa kaysın ki? CHPʹnin yeri, konumu, programı, tüzüğü belli. Sağdan bir kişinin CHPʹye gelmesiyle CHP niye sağa kaysın ki? Gelen bütün arkadaşlarımız CHPʹnin tüzüğünü, programını okuyorlar, kabul ediyorlar, geliyorlar" dedi. "Mustafa Sarıgülʹü ileride "A" takımında görür müyüz" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Sarıgül partimizin üyesi, yönetici kadroda olabilir, herhangi bir sorun yok" yanıtını verdi. "Genel başkanlığımda oy düşüklüğü olmadı" Kılıçdaroğlu, "Kurultay, kongre salonunda olacak, spor salonu olmayacak. Bir yol bulunamaz mıydı, tarih değiştirilemez miydi" sorusuna, "Ankara Arenaʹda uluslararası bir karşılaşma var. O da ʹuzun sürecekʹ diye söylendi. Yapabileceğimiz bir yer de vardı, o da şimdiki salon. Güzel bir salon" karşılığını verdi. "Muharrem İnceʹye bir kırgınlığınız yok mu" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Hayır, her CHPʹlinin, CHP Genel Başkanlığına aday olma hakkı vardır" yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, kazanması durumunda İnceʹye en büyük desteği kendisinin vereceğini söyledi. "İktidar vaat edebiliyor musunuz" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Her siyasal parti elbette ki iktidar vaat etmek zorundadır. Biz vaat etmek ve bunun gereğini yapmak zorundayız" ifadesini kullandı. Halkın sorunlarını çözmeye yönelik projeleri ortaya koyacaklarını, Anadoluʹnun her yerini gezerek bunları anlatacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, doğu ve güneydoğuda CHPʹnin oyunun az olduğunu, buralara özel bir çaba harcayacaklarını kaydetti. "Anlamlı bir oy kaybı olursa istifa ederim dediniz. Siyasette anlamlı olan iktidara gelmeniz değil mi" sorusuna Kılıçdaroğlu, şu karşılığı verdi: "Her siyasal partinin hedefi iktidardır. Genel başkanlıktan ayrılmak için gerçekten oy kaybı olması gerekiyor. Oyunuz yükseliyorsa, sizin herhalde istifa etmemeniz gerekir. Benim genel başkanlığım dönemimde de girdiğimiz her seçimde oy düşüklüğü olmadı. Oyunuz düşerse, sizin genel başkanlıkta kalmanızı doğru bulmam. Oyunuz düşerse ayrılırsınız, yeni bir arkadaşımız gelir." "Paralel yapıyı kim koydu?" "Biz nerede hata yaptık diye özeleştiri yapıyor musunuz" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, özeleştiri yaptıklarını, araştırdıklarını, sorguladıklarını söyledi. "Bugün paralel yapıya yönelik operasyon vardı. Ve 25 Aralık dosyası kapandı. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi: "Bugün önemli olan 25 Aralık yolsuzluk dosyasının kapatılmış olmasıdır. Asıl üzerinde durmamız gereken konu budur. Savcıların, hırsızları kovaladıkları bir süreçten, hırsızların, savcıları kovaladığı bir sürecin içine girdik. Dramatik olanı budur. Sayın Davutoğlu, AKP kongresinde, ʹyolsuzluk yapanların gerekirse ellerini kırarızʹ demişti. Şimdi, yolsuzluk yapanların aklandığı bir sürece girdik. Ellerin kırıldığı değil, ellerin öpüldüğü bir sürecin içine girdik. Acaba bu tavrı Sayın Davutoğlu nasıl değerlendirecek? 25 Aralık dosyasını kapatan savcılar, kendi çocuklarına çok ağır bir miras bıraktılar. İleride o çocuklara, ʹsenin baban, yolsuzluk dosyalarını kapatan bir babaydıʹ diyecekler. Bu kadar ağır bir mirası, bir savcı üstlenemez. Ve o savcılara kimse kusura bakmasın, cumhuriyet savcısı denmez. İktidarın savcısı olmak ayrı, cumhuriyet savcısı olmak ayrı. Cumhuriyet savcısı, yolsuzlukların üzerine kararlılıkla giden kişidir. Kamu adına hareket eder. Benim adıma hareket ediyor. Benim adıma hareket eden birisi nasıl bir yolsuzluk dosyasını kapatır? Bunu asla ve asla doğru bulmam." Devletin içinde paralel yapı olmaz, devletin bir yapısı vardır. Çerçevesi Anayasa ile belirlenmiştir. Paralel yapı varsa şu soruyu sormak lazım: O paralel yapıyı devletin içine kim koydu? 12 yıldır ben yönetmiyorum bu ülkeyi. Kim yönetiyordu? Niye şikayet ediyorsunuz şimdi? Erdoğan, şunu söylüyordu: ʹSiz ne istediniz de biz vermedik?ʹ Ben de şu soruyu sordum: Ne istediler de sen verdin, ne istediler de vermedin de çatışma çıktı aranızda?" "Gün gelir, hesabı sorulur" "Davutoğluʹnun başbakanlığa getiriliş nedeni, yolsuzluk dosyalarını kapatmaktır" iddiasında bulunan Kılıçdaroğlu, "İlk adımını attı, dosyayı kapattı. Ama ne söyledi? ʹYolsuzluk yapanların gerekirse ellerini kırarız.ʹ Ellerini kırmadılar. Türkiye bu gerçeği bilsin" dedi. Yolsuzluk varsa üzerine kararlılıkla gidilmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Yazık, günahtır bu ülkeye. Eğer siz yolsuzluk yapanları koruyacaksanız, 25 Aralık dosyalarını kapatırsanız ancak bugün kapatırsınız. Ama gün gelir bunun hesabı sorulur" diye konuştu. 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.