deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

SAVCILIKTAN EGEMEN BAĞIŞ İÇİN FLAŞ KARAR

SPOR (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 08.05.2014 - 19:28, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:01
 

SAVCILIKTAN EGEMEN BAĞIŞ İÇİN FLAŞ KARAR

Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Zeki Bayrakʹın verdiği kararda,  "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçuna ilişkin TCKʹnın 216.  maddesinde "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerlerin alenen aşağılanması"  fiilinin müeyyideye bağlandığı belirtildi. Fiilin cezalandırılması için "kamu barışını bozmaya elverişli olması  gerektiği" kaydedilen kararda, "Bu aşağılamanın mutlaka alenen yapılması ve kamu  barışını bozmaya elverişli nitelikte olması gerekmektedir. Aleniyet, suçun kurucu  unsurudur. TCK 216/3. maddesinde düzenlenen suç somut bir zarar suçu değil, somut  tehlike suçudur. Bu nedenle fiil/eylemin yapılması ya da suça konu sözlerin  söylenmesiyle halkın dini değerlerinin aşağılandığı duygusuna kapılması önemli  olmayıp, objektif olarak eylemin aşağılayıcı nitelikte olması yeterlidir"  denildi. Müşteki Tanalʹın internet ve gazete haberlerinden şikayet dilekçesinde  konu ettiği, Egemen Bağış ile Metehan Demir arasındaki telefon görüşmesinde  geçtiği iddia edilen sözlerin, "halkın İslam dinine mensup kesiminin kutsal  kitabı olan Kurʹan ayetlerinin bir kısmına yönelik alaycı ifadeleri dolayısıyla  bu dine mensup insanları rencide ettiği ve benimsediği dini değerleri  aşağıladığının söylenebileceği" kaydedilen kararda, ancak 18 Mart 2014ʹte  internet ortamına düşen ve "basında yayınlandığı ileri sürülen" telefon  görüşmelerinin bütün halinde değerlendirildiğinde, "yasal çerçevede verilmiş  meşru bir dinleme kararına dayanmadığı" ifade edildi. "Bu bağlamda yapılacak bir soruşturma ya da kovuşturma için  değerlendirilebilecek yasal hukuki delil niteliğinde bulunmadığı", "yapıldığı  iddia olunan telefon görüşmesinin iki kişi arasında gerçekleştiği ve bu itibarla  TCK 216/3. maddesinde yazılı suça ilişkin kurucu unsur olan ʹaleniyetʹ şartının  olayda mevcut bulunmadığı" aktarılan kararda, "başlangıçta alenen yapılmamış  olması sebebiyle, daha sonra kamuoyunun herhangi bir şekilde konuşmalardan  haberdar olmasının aleniyet şartının vücuduna imkan vermeyeceği ve anılan suçu  oluşturmayacağı" bildirildi. Kararda, bu gerekçelerle Bağış hakkında "kovuşturma yapılmasına yer  olmadığına" karar verildiği belirtildi. (Milliyet)
Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Zeki Bayrakʹın verdiği kararda,  "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçuna ilişkin TCKʹnın 216.  maddesinde "halkın bir kesiminin benimsediği dini değerlerin alenen aşağılanması"  fiilinin müeyyideye bağlandığı belirtildi. Fiilin cezalandırılması için "kamu barışını bozmaya elverişli olması  gerektiği" kaydedilen kararda, "Bu aşağılamanın mutlaka alenen yapılması ve kamu  barışını bozmaya elverişli nitelikte olması gerekmektedir. Aleniyet, suçun kurucu  unsurudur. TCK 216/3. maddesinde düzenlenen suç somut bir zarar suçu değil, somut  tehlike suçudur. Bu nedenle fiil/eylemin yapılması ya da suça konu sözlerin  söylenmesiyle halkın dini değerlerinin aşağılandığı duygusuna kapılması önemli  olmayıp, objektif olarak eylemin aşağılayıcı nitelikte olması yeterlidir"  denildi. Müşteki Tanalʹın internet ve gazete haberlerinden şikayet dilekçesinde  konu ettiği, Egemen Bağış ile Metehan Demir arasındaki telefon görüşmesinde  geçtiği iddia edilen sözlerin, "halkın İslam dinine mensup kesiminin kutsal  kitabı olan Kurʹan ayetlerinin bir kısmına yönelik alaycı ifadeleri dolayısıyla  bu dine mensup insanları rencide ettiği ve benimsediği dini değerleri  aşağıladığının söylenebileceği" kaydedilen kararda, ancak 18 Mart 2014ʹte  internet ortamına düşen ve "basında yayınlandığı ileri sürülen" telefon  görüşmelerinin bütün halinde değerlendirildiğinde, "yasal çerçevede verilmiş  meşru bir dinleme kararına dayanmadığı" ifade edildi. "Bu bağlamda yapılacak bir soruşturma ya da kovuşturma için  değerlendirilebilecek yasal hukuki delil niteliğinde bulunmadığı", "yapıldığı  iddia olunan telefon görüşmesinin iki kişi arasında gerçekleştiği ve bu itibarla  TCK 216/3. maddesinde yazılı suça ilişkin kurucu unsur olan ʹaleniyetʹ şartının  olayda mevcut bulunmadığı" aktarılan kararda, "başlangıçta alenen yapılmamış  olması sebebiyle, daha sonra kamuoyunun herhangi bir şekilde konuşmalardan  haberdar olmasının aleniyet şartının vücuduna imkan vermeyeceği ve anılan suçu  oluşturmayacağı" bildirildi. Kararda, bu gerekçelerle Bağış hakkında "kovuşturma yapılmasına yer  olmadığına" karar verildiği belirtildi. (Milliyet)
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.