ÇIRAKLIKTAN PATRONLUĞA PATRONLUKTAN?

Okuyamayan çocukları köylerde kaz veya koyun çobanlığına, kasaba ve ilçelerde ise marangoz veya tamirci çıraklığına ya da inşaatlarda ameleliğe göndermek Anadolunun geleneğinde var .. Ve o çocuk kabiliyetli ise işe başladığı yerde ustalığa kadar yükselir.. Becerikliliğinin yansıra biraz ticari zekaya sahip ve bir o kadar da uyanık ise atölye sahibi olur.. Sonrasını Yeşilçam film senaryolarından yola çıkarak tasavvur edecek olursak, başını sokacak bir ev, balonlarla süslenmiş mahalle kahvesinde davul zurnalı bir düğün ve ilerleyen zamanda da bir adet Murat 124 taksi.. Bu...bu...bu hepsi bu.. Dahası mı? Dahası insan aklını zorlar biraz.. Yani çıraklıktan patronluğa Yani ustalıktan sanayiciliğe. Yani ve hattası...... Yani o kadarı da; Çirkin Ördek Yavrusu ve Peter Pan.. O mu ne? Masal...masal..Masal Kitabı.. Masal gerçek olur mu? Olur tabi ki.. Oyunun kuralları dışına çıkarsan neden olmasın ki? Lakin bu kuraldışılık sakat iş.. Biliyorsunuz bu kuraldışılık genelde işin hile, hurda ve sahtekarlığına kaçmak demektir.. Ve bu kuraldışına kaçma işi belki çok servet getirir ve hatta çakma bir eğitim düzeyine dayalı çakma bir üniversite diploması sahibi olmaya kadar uzar gider.. Ama? Aması belli... Ve kötü olanı ise hayatın her alanında kuraldışına çıkma alışkanlığına yakalanmak.. Aziz Nesinʹin yazdığı Kemal Sunalʹın oynadığı "ZÜBÜK" filmi de çok anlamlıydı değil mi? haberpi/masalkulisi