deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Sözlerim yalama oluyor

SPOR (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 14.01.2014 - 01:11, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:01
 

Sözlerim yalama oluyor

Geçmişte partilerin yönetimlerine defalarca mektup yazıp, uyardığını belirten ve Hürriyet gazetesinden Deniz Zeyrekʹe konuşan Cemil Çiçek “Sözlerimiz yalama oluyor” dedikten sonra şunları söyledi: ÇOK MEKTUP YAZDIM Sürecin başından beri grup başkanvekilleri ile görüştüm. ‘Müzakereler, Meclis’e yakışan bir üslup içinde sürsün’ dedim. Yaşananlar tatsız oldu. Hoş bir şey değil. Kimse bu yaşananlara ‘İyi oldu’ demez. Hiçbirini doğru bulmuyorum. Bu konularda parti yöneticilerine geçmişte de çok mektup yazdım, görüşme yaptım. Söylüyoruz da ne oluyor? Meclis Başkanı’nın bunca girişimi, sözü havada kalıyor, yalama oluyor. Bu da doğru değil. GÖRÜŞ BİLDİRME HAK Komisyonlardaki görüşmelerde iktidarın, muhalefetin ve sivil toplum örgütlerinin görüş bildirme hakkı var. Hak kullanımı meselesinin de ötesinde sabırla, suhuletle bir müzakere olmalı. Ancak söylemekle de her şey olmuyor. İçtüzüğe göre hangi STK temsilcisinin konuşacağı konusunda yetki Komisyon’da. İsminde ‘hukuk’ geçen bu kadar dernek var. Hepsi çağrılsa baş edemeyiz. Çağrılmadan gelirlerse de sıkıntı olur. Müzakere tıkanır. Bütün STK’lar konuşursa bir yasa 1 senede çıkmaz. Bunları makuliyet çerçevesinde tartışmak lazım. Ortada ‘Anayasa’ya aykırılık’ tartışması ve eleştirisi var. 100 derneği dinleseniz, hepsi de aynı eleştiriyi dillendirecek. O zaman hepsinin konuşması gerekir mi? GÜL, 104 KAPSAMINDA (‘Cumhurbaşkanı’nın devreye girmesi de söz konusuysa, bu sorun aşılabilecek mi?’ sorusu üzerine) Aşılmalı; çünkü bu işten yargının çok büyük bir kısmı rahatsız. Anadolu’nun en ücra yerlerinde canını dişine takıp, binlerce dosya içinde kaybolmuş 13 bin 500 hâkim ve savcı var. Eleştirilerin hiçbirine maruz kalmayan, o eleştirileri hiçbir şekilde hak etmeyen binlerce yargı mensubu var. Rahatsız olduklarını duyuyorum, inanıyorum. Abdullah Gül, ‘Cumhurbaşkanı’nın Görevleri’yle ilgili Anayasa’nın 104’üncü maddesine göre hareket ediyor. BEZ ÇIKARDIK, ÇÖZECEĞİZ Bu yaşananlardan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun büyük bölümü de rahatsız. Türkiye rahatsız, iş dünyası rahatsız. Dış borcun önemli bir bölümü özel sektörün borcu ve dolar aldı başını gidiyor. Geçen hafta yurtdışındaydım, oradaki yatırımcılar da rahatsız. Kim bu tablodan rahatsız olmaz ki? Bu sorunu biz çözmeyeceğiz de kim çözecek. Birleşmiş Milletler mi, Avrupa Birliği mi? Bu sorunu biz çıkardık biz çözeceğiz. 3 GÜNDE SUÇLU OLUYOR Kimse de yetki dışına çıkmasın. Hâkimse hâkim, savcıysa savcı, polisse polis, siyasetçiyse siyasetçi... Herkes Anayasa’nın (yargı bağımsızlığı ile ilgili) 138’inci maddesine bakıyor ama asıl kavga (kanunsuz emir başlıklı) 137’nci maddeden çıktı. Kimse soruşturmanın gizliliğine saygı duymuyor. Soruşturma başladıktan yarım saat sonra bütün belgeler basına sızıyor. Gizliliği ihlal eden 3 kişiyi bulun cezalandırın bakın bir daha kimse ihlale başvuruyor mu? Memlekette gözaltına alınıp 3 gün karakolda kalan kimsenin itibarı kalmıyor. Bakın 90 kişi gözaltına alındı. 24 kişi tutuklandı. Geri kalanın hakkı hukuku ne olacak? 3 gün içinde herkesin canına okuyoruz, suçlu ilan ediyoruz. Kimse durduk yerde görevden alınmıyor. 3 savcı 2 polis 1 siyasetçi ülkeyi allak bullak ediyorsa bu memlekette nasıl yaşayacağız? Kestirme bir çözüm arıyorsak benim diyeceğim ‘hukuk’tur... (hürriyet.com.tr)
Geçmişte partilerin yönetimlerine defalarca mektup yazıp, uyardığını belirten ve Hürriyet gazetesinden Deniz Zeyrekʹe konuşan Cemil Çiçek “Sözlerimiz yalama oluyor” dedikten sonra şunları söyledi: ÇOK MEKTUP YAZDIM Sürecin başından beri grup başkanvekilleri ile görüştüm. ‘Müzakereler, Meclis’e yakışan bir üslup içinde sürsün’ dedim. Yaşananlar tatsız oldu. Hoş bir şey değil. Kimse bu yaşananlara ‘İyi oldu’ demez. Hiçbirini doğru bulmuyorum. Bu konularda parti yöneticilerine geçmişte de çok mektup yazdım, görüşme yaptım. Söylüyoruz da ne oluyor? Meclis Başkanı’nın bunca girişimi, sözü havada kalıyor, yalama oluyor. Bu da doğru değil. GÖRÜŞ BİLDİRME HAK Komisyonlardaki görüşmelerde iktidarın, muhalefetin ve sivil toplum örgütlerinin görüş bildirme hakkı var. Hak kullanımı meselesinin de ötesinde sabırla, suhuletle bir müzakere olmalı. Ancak söylemekle de her şey olmuyor. İçtüzüğe göre hangi STK temsilcisinin konuşacağı konusunda yetki Komisyon’da. İsminde ‘hukuk’ geçen bu kadar dernek var. Hepsi çağrılsa baş edemeyiz. Çağrılmadan gelirlerse de sıkıntı olur. Müzakere tıkanır. Bütün STK’lar konuşursa bir yasa 1 senede çıkmaz. Bunları makuliyet çerçevesinde tartışmak lazım. Ortada ‘Anayasa’ya aykırılık’ tartışması ve eleştirisi var. 100 derneği dinleseniz, hepsi de aynı eleştiriyi dillendirecek. O zaman hepsinin konuşması gerekir mi? GÜL, 104 KAPSAMINDA (‘Cumhurbaşkanı’nın devreye girmesi de söz konusuysa, bu sorun aşılabilecek mi?’ sorusu üzerine) Aşılmalı; çünkü bu işten yargının çok büyük bir kısmı rahatsız. Anadolu’nun en ücra yerlerinde canını dişine takıp, binlerce dosya içinde kaybolmuş 13 bin 500 hâkim ve savcı var. Eleştirilerin hiçbirine maruz kalmayan, o eleştirileri hiçbir şekilde hak etmeyen binlerce yargı mensubu var. Rahatsız olduklarını duyuyorum, inanıyorum. Abdullah Gül, ‘Cumhurbaşkanı’nın Görevleri’yle ilgili Anayasa’nın 104’üncü maddesine göre hareket ediyor. BEZ ÇIKARDIK, ÇÖZECEĞİZ Bu yaşananlardan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun büyük bölümü de rahatsız. Türkiye rahatsız, iş dünyası rahatsız. Dış borcun önemli bir bölümü özel sektörün borcu ve dolar aldı başını gidiyor. Geçen hafta yurtdışındaydım, oradaki yatırımcılar da rahatsız. Kim bu tablodan rahatsız olmaz ki? Bu sorunu biz çözmeyeceğiz de kim çözecek. Birleşmiş Milletler mi, Avrupa Birliği mi? Bu sorunu biz çıkardık biz çözeceğiz. 3 GÜNDE SUÇLU OLUYOR Kimse de yetki dışına çıkmasın. Hâkimse hâkim, savcıysa savcı, polisse polis, siyasetçiyse siyasetçi... Herkes Anayasa’nın (yargı bağımsızlığı ile ilgili) 138’inci maddesine bakıyor ama asıl kavga (kanunsuz emir başlıklı) 137’nci maddeden çıktı. Kimse soruşturmanın gizliliğine saygı duymuyor. Soruşturma başladıktan yarım saat sonra bütün belgeler basına sızıyor. Gizliliği ihlal eden 3 kişiyi bulun cezalandırın bakın bir daha kimse ihlale başvuruyor mu? Memlekette gözaltına alınıp 3 gün karakolda kalan kimsenin itibarı kalmıyor. Bakın 90 kişi gözaltına alındı. 24 kişi tutuklandı. Geri kalanın hakkı hukuku ne olacak? 3 gün içinde herkesin canına okuyoruz, suçlu ilan ediyoruz. Kimse durduk yerde görevden alınmıyor. 3 savcı 2 polis 1 siyasetçi ülkeyi allak bullak ediyorsa bu memlekette nasıl yaşayacağız? Kestirme bir çözüm arıyorsak benim diyeceğim ‘hukuk’tur... (hürriyet.com.tr)
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.