deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

KOCAELİ AİLE HEKİMLERİ İSYANLARDA!

SPOR (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 10.01.2014 - 06:29, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:01
 

KOCAELİ AİLE HEKİMLERİ İSYANLARDA!

KOCAELİ AİLE HEKİMLERİ DERNEĞİ BASIN AÇIKLAMASI Değerli Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Çalışanları, Kocaeli Tabip Odası Temsilcileri, Sendika Temsilcileri ve Basın Yayın Kuruluşlarının Temsilcileri Kocaeli Aile Hekimleri Derneği’nin düzenlemiş olduğu basın açıklamamıza hoş geldiniz, katılım ve katkılarınız için teşekkür ederiz… Değerli Meslektaşlarımız; Kamuoyunda torba yasa olarak bilinen yasanın 52. Maddesi 02.01.2014 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda oylanarak kabul edilmiştir. 52. Madde ile Aile Hekimliği Kanununda değişikliğe gidilmiş ve “Aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına çalışma süresi ve mesai saatleri dışında ayda asgari sekiz saat; ihtiyaç halinde ise bu sürenin üzerinde nöbet görevi verilir’’ ifadesine yer verilmiştir. Aile Hekimliği sistemini temelinden sarsacak ve sistemi çalışmaz hale getirecek bu maddenin yasalaştırılması hususunda maalesef ısrarcı olunmuştur. Daha vahimi Sağlık Bakanlığı tüm illerdeki aile hekimlerinin, aile sağlığı çalışanlarının ve aile hekimlerinin çatı örgütü AHEF (Aile Hekimleri Federasyonu)’ in tüm uyarı ve taleplerine duyarsız kalmayı tercih etmiştir. 23 Kasım 2013 tarihinde Ankara’ da 2500 aile hekiminin talepleri için yürümüş olması ve 4 Aralık 2013 tarihinde tüm Türkiye’ de yaklaşık 12.000 aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı iş bırakmış olması görmezden gelinmiştir. Görmezden gelinmek ile kalınmamış sahada çalışan aile hekimlerinin yaklaşık yarısını temsil eden AHEF’ e % 5’ i temsil eden marjinal küçük bir grup yakıştırmasında bulunulmuştur. Torba Yasanın 52. Maddesi ile ‘’Aile hekimlerine ve aile sağlığı çalışanlarına çalışma süresi ve mesai saatleri dışında ayda asgari sekiz saat; ihtiyaç halinde ise bu sürenin üzerinde nöbet görevi verilir’’ denilerek asgari alt sınır belirlenmiş, üst sınır belirsiz bırakılarak yetki idareye bırakılmıştır. Bu yönü ile yasanın Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Çalışanları üzerinde idari baskı aracı olarak kullanılmasına imkan sağlanmıştır. Sağlık Bakanlığının Aile Hekimlerine ve Aile Sağlığı Çalışanlarına nöbeti zorunlu kılan yasanın gerekçesi olarak ‘’mesleki yetersizlik nedeni ile eğitim ihtiyacı’’ olarak ifade edilmiştir. Titri ne olursa olsun hekimlerin Tıp Fakültesinde aldıkları zorlu eğitimler ile kazandıkları becerileri, bilgileri, sınavlardaki yeterlilikleri sonucu mezun olurken aldıkları diplomaları hiçe saymak bilgisiz, yetersiz, eğitimsiz göstermek yakışmamıştır. Aile hekimlerini yetersiz ve eğitimsiz gösterecek açıklamalar ile bir meslek grubunun onuru çiğnenmektedir. Bu gerekçe asla gerçekler ile bağdaşmamaktadır. Gerekçe mesleki yetersizlik ve eğitim ise sözde yetersiz olan hekimlerin başında eğitici olmaksızın yöneteceği acil servislerden hizmet alan vatandaşlarımız eğitim materyali olarak mı kabul edilecektir? Bu noktadan hareketle muhtemel eğitim kayıpları konusunda tedbirler alınmış mıdır? Sağlık Bakanlığı Mevzuatına göre Acil Sağlık Hizmetlerinin sunumunda belirlenmiş sertifikasyon programına katılmış hekimlerin görevlendirilmesi esas alınmıştır. Ayrıca acil sağlık hizmetleri ekip çalışması içerisinde yürütülmesi gereken hizmetlerden olup ekibi yönetecek hekimin ekibini, acil servisi, hastanenin işleyişini bilmesi gerekmektedir. Bizler Aile Hekimliği Sistemi çalışanları olarak ‘’Meslek içi Eğitim’’ veya ‘’Uzmanlık’’ eğitimi almaya hazırız. Ancak söz konusu eğitim Eğitim ve Araştırma Hastaneleri ilgili akademisyenlerinin, eğitmenlerinin gözetiminde ilgili bilimsel program doğrultusunda teorik ve pratik olarak gerçekleştirilmelidir. Hali hazırda Tıpta Uzmanlık Kurulu yılda ortalama 2.000 aile hekimi için bu eğitimleri planlamaktadır. Ancak sağlık bakanlığı teşkilatlanma yasası ve kamudaki yanlış planlamalarının sonucu olarak ortaya çıkan acil servislerdeki hekim açığının sözde eğitim kisvesi ile giderilmeye çalışılması tamamı ile yanlış bilgilendirmeden ibarettir, gereken kamuoyu desteğini sağlamak için kasıtlı olarak kamuoyu yanıltılmıştır. Acil servislere yılda 90 Milyon başvurunun olduğu kamuoyunun dikkatinden kaçırılmakta ve bu hasta yükünün azaltılmasına yönelik hiçbir çalışma yapılmamaktadır. Acillere başvuruların sadece % 30’u gerçek acil durumlar veya hayati tehlikesi olan hastalardır. Acile başvuran her 100 hastadan 70’i soğuk algınlığı, baş ağrısı, eklem ağrısı, ateş gibi poliklinikte tedavi edilecek hastalardır. Doğru yaklaşım vatandaşlarımızın bilinçlendirilerek gereksiz insan gücü ve maddi kaynakların israfının önüne geçilmesidir. Hastalara ilk başvuru noktası olarak aile hekimlerine gitmeleri alışkanlığı kazandırılmalıdır. Artık vatandaşlarımız bilmelidirler ki; aile hekimlerine yakın gelecekte kendi kurumu dışında nöbet tutturulacaktır ve bu nöbetlerin ertesinde izin kullanmalarına müsaade edilmeyecektir. Bu bağlamda hem aile hekimliği görevimizin yerine getirilmesinde hem de acil sağlık hizmetlerinin yerine getirilmesinde ortaya çıkabilecek muhtemel aksaklıklardan ve tıbbi kötü uygulama nedeni ile telafisi imkansız zararların ortaya çıkmasından aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları sorumlu olmayacaktır. Bugüne kadar halkın sağlık sistemine olan memnuniyetinin %20 ‘ lerden, %80lere ulaşmasında, aşılama oranlarının Avrupa ortalamasının üzerinde %97 gibi yüksek seviyelere ulaşmasında, anne ve bebek ölümlerinin yarı yarıya azaltılmasında en büyük emeği olan Aile Hekimliği çalışanları, eğitim gibi bahanelerle kamu hastaneler birliğine bağlı ayrı sağlık işletmeleri olan hastanelerde çalıştırılmaya zorlanmaktadır. Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı çalışanları 2013 yılı başında 2 yıllık dönemi kapsayan aile hekimliği hizmet sözleşmesi imzalamış olup, sözleşme dönemi içerisinde yapılan kanun, yönetmelik değişiklikleri ile görev tanımlarımız değiştirilmekte, özlük haklarımızda gerilemelere yol açılmaktadır. Sağlık Bakanlığının STK’ ları, aile hekimlerini ve aile sağlığı çalışanlarını muhattap almaksızın yasalaştırdığı söz konusu madde bizler tarafından kabul edilemez ve uygulanamaz olarak değerlendirilmektedir. Aile Hekimlerinin dolgu malzemesi olarak görülmesini asla kabul etmiyoruz. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapmaya hazırlanmaktadır. Değerli Meslektaşlarımız ilimizde gündemde olan bir diğer konuyu ifade ederek sözlerime devam etmek istiyorum; İlimizde İzmit ve Gebze ilçelerinde adli ölü muayenesi işlemleri, Derince, Körfez, Kandıra, Başiskele, Kartepe, Gölcük, Karamürsel gibi diğer tüm ilçelerde defin amaçlı ölü muayeneleri, adli olaylara bağlı ölü muayenesi ve bu görevlendirmelere ek olarak Çayırova ilçemizde Adli Tıbbi Muayene işlemleri ağırlıklı olarak aile hekimleri tarafından yürütülmektedir. Kocaeli Aile Hekimleri Derneği olarak Kocaeli İdari Mahkemesine Kocaeli Valiliğiʹnin oluru ve aile hekimlerinin defin ruhsatı ve yerinde otopsi nöbeti tutmasına ilişkin nöbet listesinin iptali istemiyle dava açmış idik. Kocaeli 2. İdari Mahkemesi 31.12.2013 tarihinde dava konusu nöbet listelerinin iptaline hükmederek derneğimizin talebi doğrultusunda karara varmış bulunmaktadır. Bu itibarla Sayın Mahkeme tarafından belirtilen hususlara riayet etmek Anayasamızın hukuk devleti ilkesi gereğidir. Nitekim hukuka aykırılığı tespit edilmiş olan hukuki bir durum karşısında aynı hukuka aykırı işlemlerin sürdürülmesi yasaların üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesine de aykırı olacağı şüphesizdir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesi uyarınca idare mahkemelerinin yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Ayrıca normlar hiyerarşisi çerçevesinde kanun ile belirlenmiş tanımlar ve görevler dikkate alınmaksızın yönetmelik ve genelgeler ile yapılan düzenlemeler doğrultusunda görevlendirme yapılması kabul edilemez. Defin hizmetleri; Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu, 5393 Sayılı Belediye Kanunu ile tereddüte yer bırakılmaksızın belediyelerin görevleri arasında sayılmaktadır. İlimizin tamamının Büyükşehir Belediye sınırları içerisinde olduğu dikkate alındığında defin hizmetlerinin tam zamanlı olarak Kocaeli Büyükşehir Belediyesi koordinasyonunda İlçe Belediyeleri ile birlikte yürütülmesi sağlanmalıdır. Cenaze hizmetleri kapsamında cenaze aracından mevtanın helvasına, pilavına, ölü yıkayıcısından mezarlığına, törene katılacaklar için masasından sandalyesine kadar planlamasını yapan belediyeler; gömme iznini verecek hekimi hangi sebepler ile istihdam etmemektedirler? Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve İlçe Belediyelerindeki hekimlerden oluşturulacak bir havuz ile bu hizmetin devamı ivedilikle sağlanmalıdır. Hali hazırda belediyelerde gereken sayıda hekim istihdamı söz konusu değil ise sözleşmeli tabip çalıştırılması ya da hizmet satın alınması yolu ile bu hizmetin belediyeler tarafından sunumu kanunlara göre zaruridir. Ayrıca bir diğer konu olarak; sair mevzuat ile Adli Ölü Muayenesi ve Otopsi hizmetleri Adli Tıp Şube Müdürlüğünün doğrudan hizmet verdiği bölgelerde doğrudan Adli Tıp Kurumu’na bırakılmıştır. İlimizde Adli Tıp Şube Müdürlüğü olduğu için adli ölü muayenesi ve otopsi hizmetlerini sunmalıdırlar. Ayrıca ilimizde Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı kürsüsünde uzmanlık eğitimine devam eden asistanların eğitimi için vaka ihtiyacı bilinmektedir. İllerde Valiler, kanun, tüzük, yönetmelik ve hükümet kararlarının neşir, ilan ve uygulanmasını sağlamak ve bakanlıkların talimat ve emirlerini yürütmekle görevlidirler. Kanun, tüzük, yönetmelik ve hükümet kararlarının verdiği yetkiyi kullanmak ve bunların yüklediği ödevleri yerine getirmek için valiler mevzuat doğrultusunda genel emirler çıkarabilir, bunları ilan edebilir ve bütün tedbirleri alabilirler. İlin her yönden genel idaresini sağlamak, genel gidişini düzenlemek ve denetlemekten sorumludurlar. Bu bağlamda kanunlar doğrultusunda defin ve adli ölü muayenesi hizmetlerinin sunumunda birinci derecede görevlendirilmiş kurumların görevlerini yerine getirmeleri konusunda Kocaeli Valiliğinin gerekli tedbirleri alması gerektiğini ve Kocaeli 2.İdari Mahkemesi kararı doğrultusunda bu nöbet listelerine aile hekimlerinin yazılmaması gerektiğini kamuoyunun bilgisine sunmak istiyoruz. Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Çalışanları olarak Belediyelerin, Adli Tıp Kurumunun, Kamu Hastaneler Birliğine bağlı hastanelerin ve hatta Toplum Sağlığı Merkezlerinin görev tanımına giren işleri yapmak istemiyoruz. Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Çalışanları olarak koruyucu, geliştirici, tedavi ve rehabilite edici 1. Basamak Sağlık Hizmetlerinin sunumunu görev tanımlarımız doğrultusunda gerçekleştirmek istiyoruz. AİLE HEKİMLERİ VE AİLE SAĞLIĞI ÇALIŞANLARI OLARAK HALKIMIZIN SAĞLIĞINI KORUMA VE GELİŞTİRME SORUMLULUĞUMUZUN BİLİNCİNDE OLMAYA, HALKIMIZIN SAĞLIĞININ AVUKATI OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ… KOCAELİ AİLE HEKİMLERİ DERNEĞİ YÖNETİM KURULU (08.01.2014/KOCAELİ)
KOCAELİ AİLE HEKİMLERİ DERNEĞİ BASIN AÇIKLAMASI Değerli Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Çalışanları, Kocaeli Tabip Odası Temsilcileri, Sendika Temsilcileri ve Basın Yayın Kuruluşlarının Temsilcileri Kocaeli Aile Hekimleri Derneği’nin düzenlemiş olduğu basın açıklamamıza hoş geldiniz, katılım ve katkılarınız için teşekkür ederiz… Değerli Meslektaşlarımız; Kamuoyunda torba yasa olarak bilinen yasanın 52. Maddesi 02.01.2014 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda oylanarak kabul edilmiştir. 52. Madde ile Aile Hekimliği Kanununda değişikliğe gidilmiş ve “Aile hekimlerine ve aile sağlığı elemanlarına çalışma süresi ve mesai saatleri dışında ayda asgari sekiz saat; ihtiyaç halinde ise bu sürenin üzerinde nöbet görevi verilir’’ ifadesine yer verilmiştir. Aile Hekimliği sistemini temelinden sarsacak ve sistemi çalışmaz hale getirecek bu maddenin yasalaştırılması hususunda maalesef ısrarcı olunmuştur. Daha vahimi Sağlık Bakanlığı tüm illerdeki aile hekimlerinin, aile sağlığı çalışanlarının ve aile hekimlerinin çatı örgütü AHEF (Aile Hekimleri Federasyonu)’ in tüm uyarı ve taleplerine duyarsız kalmayı tercih etmiştir. 23 Kasım 2013 tarihinde Ankara’ da 2500 aile hekiminin talepleri için yürümüş olması ve 4 Aralık 2013 tarihinde tüm Türkiye’ de yaklaşık 12.000 aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı iş bırakmış olması görmezden gelinmiştir. Görmezden gelinmek ile kalınmamış sahada çalışan aile hekimlerinin yaklaşık yarısını temsil eden AHEF’ e % 5’ i temsil eden marjinal küçük bir grup yakıştırmasında bulunulmuştur. Torba Yasanın 52. Maddesi ile ‘’Aile hekimlerine ve aile sağlığı çalışanlarına çalışma süresi ve mesai saatleri dışında ayda asgari sekiz saat; ihtiyaç halinde ise bu sürenin üzerinde nöbet görevi verilir’’ denilerek asgari alt sınır belirlenmiş, üst sınır belirsiz bırakılarak yetki idareye bırakılmıştır. Bu yönü ile yasanın Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Çalışanları üzerinde idari baskı aracı olarak kullanılmasına imkan sağlanmıştır. Sağlık Bakanlığının Aile Hekimlerine ve Aile Sağlığı Çalışanlarına nöbeti zorunlu kılan yasanın gerekçesi olarak ‘’mesleki yetersizlik nedeni ile eğitim ihtiyacı’’ olarak ifade edilmiştir. Titri ne olursa olsun hekimlerin Tıp Fakültesinde aldıkları zorlu eğitimler ile kazandıkları becerileri, bilgileri, sınavlardaki yeterlilikleri sonucu mezun olurken aldıkları diplomaları hiçe saymak bilgisiz, yetersiz, eğitimsiz göstermek yakışmamıştır. Aile hekimlerini yetersiz ve eğitimsiz gösterecek açıklamalar ile bir meslek grubunun onuru çiğnenmektedir. Bu gerekçe asla gerçekler ile bağdaşmamaktadır. Gerekçe mesleki yetersizlik ve eğitim ise sözde yetersiz olan hekimlerin başında eğitici olmaksızın yöneteceği acil servislerden hizmet alan vatandaşlarımız eğitim materyali olarak mı kabul edilecektir? Bu noktadan hareketle muhtemel eğitim kayıpları konusunda tedbirler alınmış mıdır? Sağlık Bakanlığı Mevzuatına göre Acil Sağlık Hizmetlerinin sunumunda belirlenmiş sertifikasyon programına katılmış hekimlerin görevlendirilmesi esas alınmıştır. Ayrıca acil sağlık hizmetleri ekip çalışması içerisinde yürütülmesi gereken hizmetlerden olup ekibi yönetecek hekimin ekibini, acil servisi, hastanenin işleyişini bilmesi gerekmektedir. Bizler Aile Hekimliği Sistemi çalışanları olarak ‘’Meslek içi Eğitim’’ veya ‘’Uzmanlık’’ eğitimi almaya hazırız. Ancak söz konusu eğitim Eğitim ve Araştırma Hastaneleri ilgili akademisyenlerinin, eğitmenlerinin gözetiminde ilgili bilimsel program doğrultusunda teorik ve pratik olarak gerçekleştirilmelidir. Hali hazırda Tıpta Uzmanlık Kurulu yılda ortalama 2.000 aile hekimi için bu eğitimleri planlamaktadır. Ancak sağlık bakanlığı teşkilatlanma yasası ve kamudaki yanlış planlamalarının sonucu olarak ortaya çıkan acil servislerdeki hekim açığının sözde eğitim kisvesi ile giderilmeye çalışılması tamamı ile yanlış bilgilendirmeden ibarettir, gereken kamuoyu desteğini sağlamak için kasıtlı olarak kamuoyu yanıltılmıştır. Acil servislere yılda 90 Milyon başvurunun olduğu kamuoyunun dikkatinden kaçırılmakta ve bu hasta yükünün azaltılmasına yönelik hiçbir çalışma yapılmamaktadır. Acillere başvuruların sadece % 30’u gerçek acil durumlar veya hayati tehlikesi olan hastalardır. Acile başvuran her 100 hastadan 70’i soğuk algınlığı, baş ağrısı, eklem ağrısı, ateş gibi poliklinikte tedavi edilecek hastalardır. Doğru yaklaşım vatandaşlarımızın bilinçlendirilerek gereksiz insan gücü ve maddi kaynakların israfının önüne geçilmesidir. Hastalara ilk başvuru noktası olarak aile hekimlerine gitmeleri alışkanlığı kazandırılmalıdır. Artık vatandaşlarımız bilmelidirler ki; aile hekimlerine yakın gelecekte kendi kurumu dışında nöbet tutturulacaktır ve bu nöbetlerin ertesinde izin kullanmalarına müsaade edilmeyecektir. Bu bağlamda hem aile hekimliği görevimizin yerine getirilmesinde hem de acil sağlık hizmetlerinin yerine getirilmesinde ortaya çıkabilecek muhtemel aksaklıklardan ve tıbbi kötü uygulama nedeni ile telafisi imkansız zararların ortaya çıkmasından aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları sorumlu olmayacaktır. Bugüne kadar halkın sağlık sistemine olan memnuniyetinin %20 ‘ lerden, %80lere ulaşmasında, aşılama oranlarının Avrupa ortalamasının üzerinde %97 gibi yüksek seviyelere ulaşmasında, anne ve bebek ölümlerinin yarı yarıya azaltılmasında en büyük emeği olan Aile Hekimliği çalışanları, eğitim gibi bahanelerle kamu hastaneler birliğine bağlı ayrı sağlık işletmeleri olan hastanelerde çalıştırılmaya zorlanmaktadır. Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı çalışanları 2013 yılı başında 2 yıllık dönemi kapsayan aile hekimliği hizmet sözleşmesi imzalamış olup, sözleşme dönemi içerisinde yapılan kanun, yönetmelik değişiklikleri ile görev tanımlarımız değiştirilmekte, özlük haklarımızda gerilemelere yol açılmaktadır. Sağlık Bakanlığının STK’ ları, aile hekimlerini ve aile sağlığı çalışanlarını muhattap almaksızın yasalaştırdığı söz konusu madde bizler tarafından kabul edilemez ve uygulanamaz olarak değerlendirilmektedir. Aile Hekimlerinin dolgu malzemesi olarak görülmesini asla kabul etmiyoruz. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapmaya hazırlanmaktadır. Değerli Meslektaşlarımız ilimizde gündemde olan bir diğer konuyu ifade ederek sözlerime devam etmek istiyorum; İlimizde İzmit ve Gebze ilçelerinde adli ölü muayenesi işlemleri, Derince, Körfez, Kandıra, Başiskele, Kartepe, Gölcük, Karamürsel gibi diğer tüm ilçelerde defin amaçlı ölü muayeneleri, adli olaylara bağlı ölü muayenesi ve bu görevlendirmelere ek olarak Çayırova ilçemizde Adli Tıbbi Muayene işlemleri ağırlıklı olarak aile hekimleri tarafından yürütülmektedir. Kocaeli Aile Hekimleri Derneği olarak Kocaeli İdari Mahkemesine Kocaeli Valiliğiʹnin oluru ve aile hekimlerinin defin ruhsatı ve yerinde otopsi nöbeti tutmasına ilişkin nöbet listesinin iptali istemiyle dava açmış idik. Kocaeli 2. İdari Mahkemesi 31.12.2013 tarihinde dava konusu nöbet listelerinin iptaline hükmederek derneğimizin talebi doğrultusunda karara varmış bulunmaktadır. Bu itibarla Sayın Mahkeme tarafından belirtilen hususlara riayet etmek Anayasamızın hukuk devleti ilkesi gereğidir. Nitekim hukuka aykırılığı tespit edilmiş olan hukuki bir durum karşısında aynı hukuka aykırı işlemlerin sürdürülmesi yasaların üstünlüğü ve hukuk devleti ilkesine de aykırı olacağı şüphesizdir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesi uyarınca idare mahkemelerinin yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Ayrıca normlar hiyerarşisi çerçevesinde kanun ile belirlenmiş tanımlar ve görevler dikkate alınmaksızın yönetmelik ve genelgeler ile yapılan düzenlemeler doğrultusunda görevlendirme yapılması kabul edilemez. Defin hizmetleri; Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu, 5393 Sayılı Belediye Kanunu ile tereddüte yer bırakılmaksızın belediyelerin görevleri arasında sayılmaktadır. İlimizin tamamının Büyükşehir Belediye sınırları içerisinde olduğu dikkate alındığında defin hizmetlerinin tam zamanlı olarak Kocaeli Büyükşehir Belediyesi koordinasyonunda İlçe Belediyeleri ile birlikte yürütülmesi sağlanmalıdır. Cenaze hizmetleri kapsamında cenaze aracından mevtanın helvasına, pilavına, ölü yıkayıcısından mezarlığına, törene katılacaklar için masasından sandalyesine kadar planlamasını yapan belediyeler; gömme iznini verecek hekimi hangi sebepler ile istihdam etmemektedirler? Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve İlçe Belediyelerindeki hekimlerden oluşturulacak bir havuz ile bu hizmetin devamı ivedilikle sağlanmalıdır. Hali hazırda belediyelerde gereken sayıda hekim istihdamı söz konusu değil ise sözleşmeli tabip çalıştırılması ya da hizmet satın alınması yolu ile bu hizmetin belediyeler tarafından sunumu kanunlara göre zaruridir. Ayrıca bir diğer konu olarak; sair mevzuat ile Adli Ölü Muayenesi ve Otopsi hizmetleri Adli Tıp Şube Müdürlüğünün doğrudan hizmet verdiği bölgelerde doğrudan Adli Tıp Kurumu’na bırakılmıştır. İlimizde Adli Tıp Şube Müdürlüğü olduğu için adli ölü muayenesi ve otopsi hizmetlerini sunmalıdırlar. Ayrıca ilimizde Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı kürsüsünde uzmanlık eğitimine devam eden asistanların eğitimi için vaka ihtiyacı bilinmektedir. İllerde Valiler, kanun, tüzük, yönetmelik ve hükümet kararlarının neşir, ilan ve uygulanmasını sağlamak ve bakanlıkların talimat ve emirlerini yürütmekle görevlidirler. Kanun, tüzük, yönetmelik ve hükümet kararlarının verdiği yetkiyi kullanmak ve bunların yüklediği ödevleri yerine getirmek için valiler mevzuat doğrultusunda genel emirler çıkarabilir, bunları ilan edebilir ve bütün tedbirleri alabilirler. İlin her yönden genel idaresini sağlamak, genel gidişini düzenlemek ve denetlemekten sorumludurlar. Bu bağlamda kanunlar doğrultusunda defin ve adli ölü muayenesi hizmetlerinin sunumunda birinci derecede görevlendirilmiş kurumların görevlerini yerine getirmeleri konusunda Kocaeli Valiliğinin gerekli tedbirleri alması gerektiğini ve Kocaeli 2.İdari Mahkemesi kararı doğrultusunda bu nöbet listelerine aile hekimlerinin yazılmaması gerektiğini kamuoyunun bilgisine sunmak istiyoruz. Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Çalışanları olarak Belediyelerin, Adli Tıp Kurumunun, Kamu Hastaneler Birliğine bağlı hastanelerin ve hatta Toplum Sağlığı Merkezlerinin görev tanımına giren işleri yapmak istemiyoruz. Aile Hekimleri ve Aile Sağlığı Çalışanları olarak koruyucu, geliştirici, tedavi ve rehabilite edici 1. Basamak Sağlık Hizmetlerinin sunumunu görev tanımlarımız doğrultusunda gerçekleştirmek istiyoruz. AİLE HEKİMLERİ VE AİLE SAĞLIĞI ÇALIŞANLARI OLARAK HALKIMIZIN SAĞLIĞINI KORUMA VE GELİŞTİRME SORUMLULUĞUMUZUN BİLİNCİNDE OLMAYA, HALKIMIZIN SAĞLIĞININ AVUKATI OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ… KOCAELİ AİLE HEKİMLERİ DERNEĞİ YÖNETİM KURULU (08.01.2014/KOCAELİ)
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.