AK PARTİDEN SERT TEPKİ: İSTİFA ET

Hükümet, İslam Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmelettin İhsanoğlu’nun Mısır konusunda “sessiz kaldığı” düşüncesinde. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ dün Kanal 24’teki programda Mısır’la ilgili konuşurken, sözü İhsanoğlu’na getirdi. Bozdağ, İİT’nin Mısır’daki zulüm karşısında sessiz kaldığını, bu kuruluşun kralların çıkarlarının değil İslam’ın teşkilatı olduğunu ifade etti. ‘İstifamı basardım’ Bozdağ, şunları söyledi: “Ben İİT Genel Sekreteri olsam, çıkardım derdim ki ‘Bu zulüm karşısında İslam ülkelerini işbirliğine davet ediyorum’. Eğer işbirliğine yanaşmazlarsa, çıkar derdim ki ‘Ben İslam adına böylesi bir işbirliği teşkilatının böylesi zulüm karşısında sessiz kalmasının onursuzluğunu taşıyamam.’ İstifamı basardım, oradan ayrılırdım. ” Çelik: Ne iş yapar? İhsanoğlu’na bir eleştiri de AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’ten geldi. Çelik, İhsanoğlu’nu darbeye sessiz kaldığı gerekçesiyle çok sert ifadelerle eleştirdi. Twitter üzerinden açıklama yapan Çelik, “İhsanoğlu’nun ne iş yaptığını bilen var mı? Bu zat, darbeden sonra Mursi’yi suçlamıştı” ifadesini kullandı. Ekmelettin İhsanoğlu’nun İİT Genel Sekreteri seçilmesi için Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan’ın büyük çaba harcadığını belirten Çelik, “Hatırladıkça ‘yazık’ diyorum“ şeklinde tweet attı. Hemen yanıt geldi Eleştirilere İhsanoğlu hemen yanıt verdi. İhsanoğlu 17 Ağustos tarihinde bir televizyona yaptığı açıklamaların gözden kaçtığını belirterek, şöyle konuştu: “Mısır’da yaşananlar vahşettir. Böylesi bir kıyımın karşısında insanı kalbi dağlanıyor ve tüm vicdanınızla reddediyorsunuz. Mısır’da doğmuş ve büyümüş biri olarak benim hislerim, ortalama bir Türk vatandaşının hissiyatının çok ötesindedir. Göreve geldiğimiz günden beri sicilimizin ne olduğu meydandadır. Bunu takip etme imkânı olmayanlar, farklı kanaatler ifade ediyorlar. Olayların başlamasından bir gün sonra bizim yaptığımız açıklama, BM Güvenlik Konseyi’nin dün yaptığı açıklamanın gerisinde değildir. Bazı vatandaşlarımız ve dostlarımız bunun ötesinde ifadelerde bulunmamızı istiyorlar. Şahsen herkesin söylediğinden daha fazlasını söylemeye hakkı olan, ama bu pozisyonda bulunan biri olarak müşterek bir karar olmadığı sürece açıklama yapmak için devletlerin konsensusunu ve mekanizmaların harekete geçirilmesini beklemem lazımdır.” (Vatan)