deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

Tayyip Erdoğan tuzağa mı düştü?

SPOR (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 10.06.2013 - 17:45, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:01
 

Tayyip Erdoğan tuzağa mı düştü?

Independent on Sunday yazarı Patrick Cockburn, “Erdoğan gibi marifetli bir siyasetçi ve etrafındakilerin bu kadar kısa bir zaman içinde bu kadar çok hata yapması şaşırtıcı” diyor. Yazar özetle şöyle diyor: “Zeynel Abidin (devrik Tunus lideri) ve Hüsnü Mübarekʹin (devrik Mısır lideri) 2011ʹde Arap Baharıʹnın başlangıcında halkın baskıya karşı gösterdiği tepkiyi yanlış değerlendirmesini anlamak kolay. Çünkü polis devleti liderleri olarak halkın görüşünü dikkate almıyorlardı. Peki Ama Erdoğan nasıl aynı tuzağa düştü?” ʹEn basit açıklama kibirʹ “En basit açıklama uzun süre iktidarda kalanların kibiri. Tavsiyeleri dikkate almazlar, muhaliflerini kötülerler ve hafife alırlar. Bu Türklere özgü bir şey değil. Aynı şey tıpkı Erdoğan gibi üçer seçim kazanan (eski İngiltere başbakanları) Margaret Thatcher ve Tony Blair için de geçerli.ʹʹ “Kıyaslama Türkiye ile Orta Doğu ülkeleri arasında değil, Türkiye ile Batı Avrupa arasında yapılmalı. Yabancıların Türkiyeʹyi anlamakta güçlü çektiği birçok şeyden biri buradaki siyasetin diğer Müslüman ülkelerinkiyle benzerlik gösterdiğini düşünmeleri. Evet Türkiyeʹde 1960ʹtan sonra dört darbe oldu. Bu darbeler sonrasıda Irak ve Arjantinʹdekileri aratmayacak şeyler yaşandı. 12 Eylül darbesinde işkencede 450 kişi öldü. 50 kişi idam edildi. Birçok insan kayboldu. En az 178 bin kişi gözaltına alındı ve hemen hepsi işkenceden geçirildi, 64 bin kişi hapse atıldı.” “Bunlar, Türk siyasetini Baas rejimi altındaki Irakʹta ya da cunta yönetimi altındaki Arjantinʹde yaşananlara benzetebilir ama Arjantin ya da Orta Doğuʹdaki polis devletlerinin aksine Türkiyeʹde seçimlerden hiç vazgeçilmedi.” “Taksim protestoları ve Türkiyeʹnin Suriyeʹdeki iç savaşta düştüğü açmaz, şimdilik Türkiyeʹnin Orta Doğu, hatta Balkanlar ve Karadenizʹde Osmanlı İmparatoluğuʹnun oynadığı role soyunması tartışmalarını durdurdu. Bu bana her zaman Erdoğanʹın Türkiyeʹsinin siyasi, askeri ve ekonomik gücünün abartılması gibi geldi.” ʹYeni Osmanlıcılık tartışması bittiʹ "Yeni Osmanlılar fikri, Ankaraʹnın geç anladığı bazı tehlikeler içeriyordu. Öncelikle Türkiye, bu artan nüfuzunu nerede kullanacaktı. Öncelikle, müdahaleci yabancı ülkeler için dünyanın en tehlikeli ülkeleri olan Lübnan, Suriye, Irak ve İran. Amerika bile gücünün zirvesindeyken, biri 1979ʹda Şahʹın devrilmesi sırasında İranʹda diğeri 2003ʹte işgal sırasında Irakʹta olmak üzere en büyük iki yenilgisini bu bölgede aldı. Türkiye, nüfuzunun hızla artacağı beklentisiyle bu bataklıkta öne çıkmaya başladı. Bugünlerde artık Yeni Osmanlıcılık konuşulmuyor. Erdoğan Esad ve hükümetinin hemen düşeceği kumarını kaybetti. Türkiye kendini Amerikaʹnın Suriyeʹdeki temsilcisi olarak buldu. “Türkiyeʹnin dış politikadaki yanlışları ve Erdoğanʹın Taksim protestoları karşısında yaptığı hataların telafisi yok. Ama Türk devletinin zayıflığı ve siyasi kutuplaşmanın derinliği daha belirginleşiyor. Protestolar, Avrupa resesyona saplanmışken ekonomik başarı sergileyen Türkiyeʹnin daha önce gizli kalan eksikliklerini su yüzüne çıkardı. Bu izlenim önemli zira Türkiyeʹye yabancı sermaye akışı komşularına kıyasla istikrarlı bir ülke olmasına bağlı. Türkiyeʹnin batısında her gece devam eden protestolar, Türkiyeʹnin güneyinde patlayan bombalar ve Kürt sorununun yeniden alevlenmesi olasılığı Türkiyeʹnin hala dünyanın başarı öykülerinden biri olduğu inancını zayıflatıyor.” ʹGezi Parkı, Türkiyeʹnin ilk komünüʹ Observer gazetesi Türkiyeʹdeki protestolarla ilgili haberinde Gezi Parkıʹnın Türkiyeʹnin ilk komününe dönüştüğünü yazdı. Sembol kadın Sungur: Protestolar halkın gücünü yansıtıyor. Taksimʹde polis tarafından üzerine biber gazı sıkılırken görüntülenen ve kırmızı elbisesiyle protestoların simgelerinden biri haline gelen İTÜ Mimarlık Fakültesi asistanlarından Ceyda Sungur, Sunday Telegraphʹa konuştu. Sungur, "Bana göre bu, ifade özgürlüğü ve halkın gücünü temsil ediyor. Halk ilk kez bu gücü geri alabilecek bir öz güvene sahip. Her şeyi değiştirebilecek bir özgüvene sahipler" dedi.
Independent on Sunday yazarı Patrick Cockburn, “Erdoğan gibi marifetli bir siyasetçi ve etrafındakilerin bu kadar kısa bir zaman içinde bu kadar çok hata yapması şaşırtıcı” diyor. Yazar özetle şöyle diyor: “Zeynel Abidin (devrik Tunus lideri) ve Hüsnü Mübarekʹin (devrik Mısır lideri) 2011ʹde Arap Baharıʹnın başlangıcında halkın baskıya karşı gösterdiği tepkiyi yanlış değerlendirmesini anlamak kolay. Çünkü polis devleti liderleri olarak halkın görüşünü dikkate almıyorlardı. Peki Ama Erdoğan nasıl aynı tuzağa düştü?” ʹEn basit açıklama kibirʹ “En basit açıklama uzun süre iktidarda kalanların kibiri. Tavsiyeleri dikkate almazlar, muhaliflerini kötülerler ve hafife alırlar. Bu Türklere özgü bir şey değil. Aynı şey tıpkı Erdoğan gibi üçer seçim kazanan (eski İngiltere başbakanları) Margaret Thatcher ve Tony Blair için de geçerli.ʹʹ “Kıyaslama Türkiye ile Orta Doğu ülkeleri arasında değil, Türkiye ile Batı Avrupa arasında yapılmalı. Yabancıların Türkiyeʹyi anlamakta güçlü çektiği birçok şeyden biri buradaki siyasetin diğer Müslüman ülkelerinkiyle benzerlik gösterdiğini düşünmeleri. Evet Türkiyeʹde 1960ʹtan sonra dört darbe oldu. Bu darbeler sonrasıda Irak ve Arjantinʹdekileri aratmayacak şeyler yaşandı. 12 Eylül darbesinde işkencede 450 kişi öldü. 50 kişi idam edildi. Birçok insan kayboldu. En az 178 bin kişi gözaltına alındı ve hemen hepsi işkenceden geçirildi, 64 bin kişi hapse atıldı.” “Bunlar, Türk siyasetini Baas rejimi altındaki Irakʹta ya da cunta yönetimi altındaki Arjantinʹde yaşananlara benzetebilir ama Arjantin ya da Orta Doğuʹdaki polis devletlerinin aksine Türkiyeʹde seçimlerden hiç vazgeçilmedi.” “Taksim protestoları ve Türkiyeʹnin Suriyeʹdeki iç savaşta düştüğü açmaz, şimdilik Türkiyeʹnin Orta Doğu, hatta Balkanlar ve Karadenizʹde Osmanlı İmparatoluğuʹnun oynadığı role soyunması tartışmalarını durdurdu. Bu bana her zaman Erdoğanʹın Türkiyeʹsinin siyasi, askeri ve ekonomik gücünün abartılması gibi geldi.” ʹYeni Osmanlıcılık tartışması bittiʹ "Yeni Osmanlılar fikri, Ankaraʹnın geç anladığı bazı tehlikeler içeriyordu. Öncelikle Türkiye, bu artan nüfuzunu nerede kullanacaktı. Öncelikle, müdahaleci yabancı ülkeler için dünyanın en tehlikeli ülkeleri olan Lübnan, Suriye, Irak ve İran. Amerika bile gücünün zirvesindeyken, biri 1979ʹda Şahʹın devrilmesi sırasında İranʹda diğeri 2003ʹte işgal sırasında Irakʹta olmak üzere en büyük iki yenilgisini bu bölgede aldı. Türkiye, nüfuzunun hızla artacağı beklentisiyle bu bataklıkta öne çıkmaya başladı. Bugünlerde artık Yeni Osmanlıcılık konuşulmuyor. Erdoğan Esad ve hükümetinin hemen düşeceği kumarını kaybetti. Türkiye kendini Amerikaʹnın Suriyeʹdeki temsilcisi olarak buldu. “Türkiyeʹnin dış politikadaki yanlışları ve Erdoğanʹın Taksim protestoları karşısında yaptığı hataların telafisi yok. Ama Türk devletinin zayıflığı ve siyasi kutuplaşmanın derinliği daha belirginleşiyor. Protestolar, Avrupa resesyona saplanmışken ekonomik başarı sergileyen Türkiyeʹnin daha önce gizli kalan eksikliklerini su yüzüne çıkardı. Bu izlenim önemli zira Türkiyeʹye yabancı sermaye akışı komşularına kıyasla istikrarlı bir ülke olmasına bağlı. Türkiyeʹnin batısında her gece devam eden protestolar, Türkiyeʹnin güneyinde patlayan bombalar ve Kürt sorununun yeniden alevlenmesi olasılığı Türkiyeʹnin hala dünyanın başarı öykülerinden biri olduğu inancını zayıflatıyor.” ʹGezi Parkı, Türkiyeʹnin ilk komünüʹ Observer gazetesi Türkiyeʹdeki protestolarla ilgili haberinde Gezi Parkıʹnın Türkiyeʹnin ilk komününe dönüştüğünü yazdı. Sembol kadın Sungur: Protestolar halkın gücünü yansıtıyor. Taksimʹde polis tarafından üzerine biber gazı sıkılırken görüntülenen ve kırmızı elbisesiyle protestoların simgelerinden biri haline gelen İTÜ Mimarlık Fakültesi asistanlarından Ceyda Sungur, Sunday Telegraphʹa konuştu. Sungur, "Bana göre bu, ifade özgürlüğü ve halkın gücünü temsil ediyor. Halk ilk kez bu gücü geri alabilecek bir öz güvene sahip. Her şeyi değiştirebilecek bir özgüvene sahipler" dedi.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.