LÜTFÜ TÜRKKAN SANİYESİ SANİYESİNE KAYITLADI

İŞTE SANİYE SANİYE SİLİVRİYE GİRİŞ FOTOĞRAFLARI Görüşmede Başbuğ, PKK için “Belki bundan sonraki mekanları Moda Çay Bahçesi olacaktır” eleştirisinde bulundu. “Terörün bitmesi konusunda Haziran’da silahlı militanların Kuzey Irak’a çekilmesinin beklendiğini” söyleyen Başbuğ ile Türkkan arasında şu ilginç diyalog gelişti: BÜTÜN KARARGAHIM BURADA Türkkan: Daha önce bu teröristler Moda’daki çay bahçesinde mi oturuyorlardı. Zaten Kuzey Irak’tan geliyorlardı. Başbuğ: (Gülerek) Haklısınız. Belki bundan sonraki mekanları Moda Çay Bahçesi olacaktır. İçeride olmaktan memnunum. Benim bütün karargâhım burada. Genelkurmay Başkanı olarak dışarıda olmayı hazmedemezdim. Buradan tahliye olacaksam, karargahımla birlikte tahliye olmalıyım. Karargâhtaki arkadaşlarımın içeride, benim dışarıda olmamı kendime yediremem. Çok ağrıma gider. BEN HAYVAN DEĞİLİM Kaldığı yerin şemalarını çizerek Türkkan’a gösteren Haberal ise şunları aktardı: “5 metre 80 santime 2 metre 20 santimetre içerisinde yiyorum içiyorum, yatıyorum, kalkıyorum, duş alıyorum, tuvalet yapıyorum. 15’e 30 santim bir yerden bana yemek veriliyor. Her taraf beton ve demir. Bu şartlarda ancak yırtıcı hayvanlar muhafaza edilebilir. Ben bilim adamıyım, hayvan değilim. Meclis’te milletvekillerinin içtiği çorbanın sıcak veya soğuk olmasına kadar ilgilenen Meclis Başkanı Cemil Çiçek, milletin iradesiyle seçilmiş, bizlerin yaşam şartlarıyla alakalı en ufak bilgi sahibi değil. Merak da etmiyor. Gelip parlamentoda seçilmiş olan milletvekillerinin hangi şartlarda yaşadığını görmesi gerekiyor. Bu benle beraber milletin iradesine yapılan bir saygısızlıktır. Türkiye’nin insan haklarında ne kadar ileri gittiğini bilmem ama cezaevi şartlarında Afrika ülkeleri ile aynı statüde yer alıyoruz. Cezalandırılmak isteniyorum; ancak suçumu da bilmiyorum.” Görüşmede Tevbe süresi 51. ayeti de okuyan Haberal, “Silivri bir toplama değil, işkence kampıdır. 7 asır evvel hüküm süren Kanuni döneminde bile bir aydan fazla uzun süren yargılama uzun sayılırdı” değerlendirmesinde de bulundu. HASRET ÇOK KOYUYOR Türkkan, 105 kilogramdan 85 kilograma düşen Balbay’ı çok sportmen gördüğünü ifade ederken, “Oturduğumda kızı Yağmur’dan bahsetti. Kalktığımda hala Yağmur’dan bahsediyordu. ‘Hasret çok koyuyor’ dedi. Görüşme de Balbay da Türkkan’a “İki tane ‘B’ye çok önem veriyorum. Beyin ve beden sağlığına. Çünkü Yağmur ve kardeşi beni bekliyor” değerlendirmesinde bulundu. Türkkan görüşmede Balbay, Özarslan, Haberal ve Başbuğ’un İmralı ile beraber aynı şartlarda tutsak olarak görüldüklerinin altını çizdiklerini ve “İçeride tutulduğumuz davalarda hukuki bir amaç taşınmıyor ve bahaneler uyduruyorlar” dediklerini vurguladı. Ziyaretçi salonunun oldukça soğuk olduğunu belirterek “Buz gibiydi, ben duramadım” diyen Türkkan, Haberal’ın koğuşların daha da soğuk olduğunu vurguladığını aktardı. Haberal, Türkkan’a “Sadece dört dilim bir kaloriferle ısınmaya çalışıyorum” dedi.  İŞTE LÜTFÜ TÜRKKANʹIN KENDİ KALEMİNDEN YAZIP FACEBOOK SAYFASINDAN PAYLAŞTIĞI SİLİVRİ NOTLARI; SİLİVRİ CEZAEVİNDEYDİM... Silivriʹde tutsak edilen asker ve Milletvekilleri ile görüştüm bugün. İlk ziyaret ettiğim kişi, 40 yıllık dostum, çocukluk arkadaşım Korgeneral Korkut Özarslan oldu. Korgeneral Korkut Özarslan, Balyoz davası kapsamında sadece 55 sn savunma yapabilme imkânı bulup, 18 yıla mahkûm edildi... Korkut Paşa, Balyoz davasında bilirkişi olan Kurmay Binbaşı Ahmet Erdoğanʹın hazırladığı raporun, baştan aşağı maddi hatalarla dolu olduğunu söyledi. Buna karşılık kendi ifadelerinin de gerekçeli kararda değiştirilmiş olduğunu ifade etti. 2010 da ifadesi Malatyaʹda alınıyor Korkut Paşaʹnın, ama ifade tutanağındaki adres, 2007 de Ankaraʹda oturduğu evin adresi. İkinci ziyaretim, Zonguldak Milletvekili Prof Dr Mehmet Haberalʹa oldu. Sayın Haberalʹa ilk sözüm, belki de Rabbim sizi bir takım kötülüklerden muhafaza ediyor dediğimde, Tevbe Suresi 51. Ayeti okuyarak bana hak verdiğini ifade etti. Haberal, Silivriʹnin toplama kampı değil, işkence kampı olduğunu söylüyor. Kendisinin yaşam koşullarından bahsederken, yaşadığı hücrenin, beton ve demirden mütevellit 5.80 x 2.20 ebadında olduğunu anlatıp, çizdiği krokiyi de getirdi. Kapı altında bulunan 15x30 cm ebadındaki nir delikten yemek verildiğini, bu koşullarda ancak yırtıcı hayvanların yaşayabileceğini anlattı Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal... Bu arada Meclis Başkanı Cemil Çiçekʹe de; Diğer Milletvekilleriʹnin sorunları ile ilgilendiği gibi milletin iradesi ike seçilmiş kendi koşulları ile yakından ilgilenmesi çağrısında bulundu Haberal. Haberalʹın bir de teklifi var: SİLİVRİ CEZAEVİNDEYDİM II Savcı ve hakimlerin cezaevlerinde mutlaka 1 ay bile olsa staj yapmaları gerektiğini, aksi halde koşulların farkına varmalarının mümkün olmadığını belirtti.. Haberal,kendisinin sadece dilimlik bir kalorifer ile ısınmaya çalıştığını söyledi . Gerçekten de görüştüğüm tüm tutsakların görüşme salonları çok soğuktu. Bugün o soğuktan etkilenipo ben de boğazlarım şişmiş aksırık öksürük içinde gelebildim Ankaraʹya... 1385 gündür turuklu bulunan Haberal, diğer tutsaklar gibi halen neden yargılandığını bilmiyor. Neredeyse yedi asır evvel hüküm süren Kanuni döneminde bile bir aydan fazla uzun süren yargılamanın uzun sayıldığını okudu elindeki kitaptan. Yalancı şahitlerle bizi yargılayanlara hatırlatın dedi: Kanuni döneminde yalancı şahitler eşeğe ters bindirilip, halka yüzlerine tükürttütürülürmüş. Daha önce de ziyaret ettiğim Gen Kur Bşk Orgeneral Başbuğʹu, daha öncesine göre çok moralli gördüm.. Orgeneral Başbuğ, MHP Genel Başkanı Dr Devlet Bahçeliʹnin kendisini ziyaretinden duyduğu memnuniyeti defaatle ifade etti.. Başbuğ: "İmralıʹdaki bebek katili ile yapılan görüşmelerin, Kandilʹdeki terörist örgüt liderlerince ne kadar tasvip gördüğü tartışılır". B.Şehir Yasasıʹnın bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği konusunda, Başbuğ ile fikir beraberliğimiz olduğunu gördüm.. PKK lı teröristlerin Haziran ayında K.Irakʹa çekilebileceği değerlendirmesini yapan Başbuğʹa sordum: - "Daha önce eylem yapan teröristler, K. Irakʹtan değil de, Moda Çay Bahçesiʹnden mi geliyorlardı ?" Başbuğ: "Oradan gelmiyorlardı, Kuzey Irakʹtan geliyorlardı tabii ki, yine oradan istedikleri zanab gelebilirler ama belki de bundan sonra Moda çay bahçesinde otururlar" diye cevap verdi. Kendisi de benim gibi göçmen olup aslen Manastırlı olan Başbuğ ile, 2013 bitmeden bizim evde pırasalı Rumeli böreği yemek için sözleştik.. Bugün ziyaret ettiğim Silivri tutsakları arasında en duygusal olanı, İzmir Milletvekili Mustafa Balbayʹdı... Mustafa Balbay, tam 20 kg zayıflamış. 105 kilodan 85 kiloya düşmüş cezaevinde.. Evlât hasretiydi Balbayʹın en çok şikâyet ettiği. Sohbetimiz 12 yaşındaki kızı Yağmur ile başladı, Yağmur ile devam etti. 2 Bʹ nin kendisi için önemli olduğunu söyleyen Balbay, nedir bunlar diye sorduğumda Beden ve Beyin sağlığı olduğunu söyledi. Balbay, kendisine ait 1998-2006 arasında tuttuğu tüm notların, 2007 Şubatʹında tam 3.5 dak. aktarıldığını söylüyor. Delil de polis raporları. 5 Temmuz 2008 de sorgulanmış Balbay. Bilgisayarı ise 7 Temmuz da mühürlenmiş nasıl oldu ise.. Ergenekon adı verilen bu davanın nasıl bir garabet olduğunu belirtmesi açısından verdiği örnek de ilginç Balbayʹın. "Ben duruşmada önde otururken, iki sıra arkamda da Cumhuyet gazetesini bombalayablar oturuyor" diyor Balbay. İzmir Mv Mustafa Balbay ile sözleştik. 2013 bitmeden o Yağmur kızını, ben Türküm kızımı alıp birlikte Meclis Lokantasıʹnda yemek yiyeceğiz. Bu davaya Ergenekon ismi verilmesi bile, Türkʹün doğuş efsanesini itibarsızlaştırmaya yönelik bir operasyondur. Bugün ziyaret programımda yer alan Tuncay Özkan, safra kesesindeki bir sorun yüzünden serum almak üzere revirde bulunduğundan, görüşemedik. Bugün Haberalʹı, Balbayʹı ve Başbuğʹu ziyaretimden rahatsız olanlarla Pınarhisarʹda iken R.T. Erdoğanʹı ziyaret etmemden rahatsız olanlar aynı kafada adamlar. Geçmişteki solak bağnazlar ile şimdiki salak bağnazlar yer değiştirdi sadece.. Mazlumun ve zalimin ismini sormam..