deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

BAHÇELİ ÇOK FENA YÜKLENDİ ˮŞEREFSİZ KİM?ˮ

SPOR (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 09.01.2013 - 12:38, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:01
 

BAHÇELİ ÇOK FENA YÜKLENDİ ˮŞEREFSİZ KİM?ˮ

HABERPİ-Partisinin grup toplantısında konuşan Devlet Bahçeli Başbakan Erdoğanʹa terör örgütü elebaşısı Öcalan ile görüşmelere çok fena yüklendi.. Habur Sınır Kapısında davullar ve zurnalarla karşılanan teröristler için kurulan çadır mahkemelerin bu hükümet zamamında olduğunu söyeleyen Devlet Bahçeli; “Kendisi, 22 Ağustos 2010 günü Kayseri Cumhuriyet meydanındaki konuşmasında aynen şöyle demiştir: “Bizim PKK ile bir araya geldiğimizi söyleme şerefsizliği yapanlar, bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir. Biz terör örgütüyle hiçbir zaman masaya oturmadık, hiçbir zaman da oturmayacağız. Bizim felsefemizde, anlayışımızda böyle bir şey olmaz. Şunu bilin, Tayyip Erdoğan’ın başında bulunduğu bir iktidar hiçbir zaman terör örgütüyle masaya oturmaz.” Bir sonraki gün, yani 23 Ağustos 2010 tarihinde, Show TV’de katıldığı bir programda ise, Kayseri’deki konuşmalarını inkar edercesine İmralı’yla görüşmeleri kabul etmek durumunda kalmıştır. Bir suçlunun telaşıyla sorumluluğu kendisinden uzaklaştırmak adına Türk siyasetine yeni bir yorum getirmiş ve “biz hükümet olarak görüşmüyoruz, devletin istihbarat örgütleri görüşüyor” diyerek korkudan ve çekindiğinden dolayı devleti sorumlu ilan etmiştir. 2 Eylül 2010 tarihinde ise TV-8’de, bu defa, “devletin sürekliliği var, bizden önce de İmralı ile görüşüldü” mazeretlerine sığınmayı tek çare olarak görmüştür. Ne ilginçtir ki, iki gün sonra bu kez de partisinin İstanbul’daki açık hava toplantısında şahsımı ve partimizi hedef alarak, “iddia sahibi, iddiasını ispatla mükelleftir. Benim veya arkadaşlarımın masaya oturduğunu ispat edemezseniz şerefsizsiniz.” kabalığını ve kalitesizliğini göstermiştir. Allah büyük ve adaletlidir. Doğrunun, hakkın ve haklının yanındadır. Yalancının mumu her zaman yatsıya kadar yanmış, gizli kapaklı işler kimseyi mutlu etmemiş, pinokyoluk kimseye fayda sağlamamıştır. Yıllardır soruyoruz, yıllardır sorguluyoruz; İmralı canisiyle görüşme ve müzakereler hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya çıktığına göre şerefsiz kimdir? Şerefsizlik kimin payına ve hanesine düşmüştür? Şeref dersinden sınıfta çakmışların, her defasında ikmale kalmışların Türk milletinin ve devletinin şerefini sahiplenmesi nasıl mümkün olacaktır? Böylesi bir paradoksun içinden nasıl çıkılacak, batan şeref teknesi bölücülük ummanından nasıl çıkarılacaktır? Sayın Başbakan gelin önce bonusuyla birlikte epey biriken şu şeref bahsinin üzerinde duralım ve açıkta kalan şerefsizlik hesabını artık açılmamak üzere kapatalım.Böylece hak yerini bulsun, bizim payımıza gecikmiş iade itibarı, sana da yüz kızarıklığı ve bir özür dileme borcu düşsün.Geçen yılın son günlerinde Şanlıurfa’ya giden Başbakan, burada yaptığı konuşmasında; “artık şiddet sussun siyaset konuşsun, silahlar sussun fikirler konuşsun” diyerek PKK’ya çağrı yapmış, yürüyen müzakerelere ön ayak olmuştur.Başbakan PKK’yla konuşmayı siyaset zannetmektedir.
HABERPİ-Partisinin grup toplantısında konuşan Devlet Bahçeli Başbakan Erdoğanʹa terör örgütü elebaşısı Öcalan ile görüşmelere çok fena yüklendi.. Habur Sınır Kapısında davullar ve zurnalarla karşılanan teröristler için kurulan çadır mahkemelerin bu hükümet zamamında olduğunu söyeleyen Devlet Bahçeli; “Kendisi, 22 Ağustos 2010 günü Kayseri Cumhuriyet meydanındaki konuşmasında aynen şöyle demiştir: “Bizim PKK ile bir araya geldiğimizi söyleme şerefsizliği yapanlar, bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir. Biz terör örgütüyle hiçbir zaman masaya oturmadık, hiçbir zaman da oturmayacağız. Bizim felsefemizde, anlayışımızda böyle bir şey olmaz. Şunu bilin, Tayyip Erdoğan’ın başında bulunduğu bir iktidar hiçbir zaman terör örgütüyle masaya oturmaz.” Bir sonraki gün, yani 23 Ağustos 2010 tarihinde, Show TV’de katıldığı bir programda ise, Kayseri’deki konuşmalarını inkar edercesine İmralı’yla görüşmeleri kabul etmek durumunda kalmıştır. Bir suçlunun telaşıyla sorumluluğu kendisinden uzaklaştırmak adına Türk siyasetine yeni bir yorum getirmiş ve “biz hükümet olarak görüşmüyoruz, devletin istihbarat örgütleri görüşüyor” diyerek korkudan ve çekindiğinden dolayı devleti sorumlu ilan etmiştir. 2 Eylül 2010 tarihinde ise TV-8’de, bu defa, “devletin sürekliliği var, bizden önce de İmralı ile görüşüldü” mazeretlerine sığınmayı tek çare olarak görmüştür. Ne ilginçtir ki, iki gün sonra bu kez de partisinin İstanbul’daki açık hava toplantısında şahsımı ve partimizi hedef alarak, “iddia sahibi, iddiasını ispatla mükelleftir. Benim veya arkadaşlarımın masaya oturduğunu ispat edemezseniz şerefsizsiniz.” kabalığını ve kalitesizliğini göstermiştir. Allah büyük ve adaletlidir. Doğrunun, hakkın ve haklının yanındadır. Yalancının mumu her zaman yatsıya kadar yanmış, gizli kapaklı işler kimseyi mutlu etmemiş, pinokyoluk kimseye fayda sağlamamıştır. Yıllardır soruyoruz, yıllardır sorguluyoruz; İmralı canisiyle görüşme ve müzakereler hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya çıktığına göre şerefsiz kimdir? Şerefsizlik kimin payına ve hanesine düşmüştür? Şeref dersinden sınıfta çakmışların, her defasında ikmale kalmışların Türk milletinin ve devletinin şerefini sahiplenmesi nasıl mümkün olacaktır? Böylesi bir paradoksun içinden nasıl çıkılacak, batan şeref teknesi bölücülük ummanından nasıl çıkarılacaktır? Sayın Başbakan gelin önce bonusuyla birlikte epey biriken şu şeref bahsinin üzerinde duralım ve açıkta kalan şerefsizlik hesabını artık açılmamak üzere kapatalım.Böylece hak yerini bulsun, bizim payımıza gecikmiş iade itibarı, sana da yüz kızarıklığı ve bir özür dileme borcu düşsün.Geçen yılın son günlerinde Şanlıurfa’ya giden Başbakan, burada yaptığı konuşmasında; “artık şiddet sussun siyaset konuşsun, silahlar sussun fikirler konuşsun” diyerek PKK’ya çağrı yapmış, yürüyen müzakerelere ön ayak olmuştur.Başbakan PKK’yla konuşmayı siyaset zannetmektedir.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.