deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

GÜNDEMİ SARSAN ŞOK İDDİA!

SPOR (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 11.09.2012 - 09:31, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:01
 

GÜNDEMİ SARSAN ŞOK İDDİA!

GÜNEŞʹe konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Cep telefonuyla patlamanın gerçekleştirilmiş olma ihtimaline yoğunlaşmışlar GERÇİ Türkiye gündemi hiçbir zaman ʹnormalʹ olmadı ama özellikle son dönem bu anormal süreç iyice çığırından çıktı. Türkiyeʹnin siyasi geleneğinin vazgeçilmez tarzı olan iktidar-muhalefet kavgası özellikle Suriye üzerinden artık ağır suçlamalar ve ithamlarla şiddetini daha artırdı. Suçlamalar havada uçuşuyor, kim nerede duruyor ve o durdukları yer aslında nereye denk düşüyor kestirmek hayli zor artık. İşte bu kör dövüşü içinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğluʹna yöneltilen en ağır suçlama Esadʹın destekçisi olduğu ve Suriyeʹdeki katliamları savunduğu yönünde. Tüm kamuoyu gibi ben de bu soruların yanıtını almak istedim Kılıçdaroğlu ile yaptığım görüşmede ama sadece bu kadar değil. Ve asıl bomba. 25 askerimizin şehit olduğu Afyonkarahisarʹdaki patlamayla ilgili öyle bir bilgi paylaştı ki Kılıçdaroğlu; tartışmanın seyri artık kesinlikle değişecek... CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğluʹnun GÜNEŞʹin sorularını verdiği çok özel cevaplar şöyle: SORU: ʹBana Baasʹçı diyenin alnını karışlarımʹ dediniz ama yine de Suriye konusundaki tavrınız bazı çevrelerin kafalarını karıştırıyor. Hatta Esad rejiminin destekçisi olduğunuz bile iddia ediliyor. Suriye krizinde tam olarak nerede duruyorsunuz? KILIÇDAROĞLU: Ben dahil hiçbir CHPʹli Baas rejimini savunmadık. Savunmayız da. Bu bilinçli bir saldırı. Durduğumuz nokta Türkiyeʹnin çıkarlarıdır. Türkiyeʹnin ana muhalefet partisinin Baas rejimini savunduğunu iddia etmek gerçekten kirli bir politika. Cumhuriyeti kuran bir partinin lideri olarak açıkça söylüyorum ki; Türkiyeʹnin menfaatlerini savunmamızı bu tür iftiralarla engellemeye çalışan zihniyete teslim olmayacağız. SORU: Tamam da algılar çoğu zaman gerçeklerin önünde koşar. Sokaktaki insanda, ʹŞu CHPʹliler de Esadʹı ne kadar da seviyormuşʹ şeklinde bir algı da oluşuyor sanki. Algı bu, algılar masumdur, günahı olmaz. ERDOĞANʹLA ESAD BENZERLİĞİ KILIÇDAROĞLU: Algılar o kadar masum olsa, soru haline getirmezdiniz... Algıların günahı olmaz belki ama yalan algı oluşturanların günahı olur. Şayet böyle bir algı varsa; bu, yanlış algıyı meydana getirenlerin vebalidir. Asıl benzerlik Erdoğanʹla Esad arasındadır. Ben, Esadʹla hayatımda tesadüfen bile karşılaşmadım. Tatil yapmadım. Benim eşim de Esadʹın eşini tanımaz. Esad da muhaliflerini tutukluyor, hükümet de... Esad da tek başına antidemokratik şekilde ülkesini yönetiyor, Erdoğan da... Esad da yargıya talimat veriyor, Erdoğan da... Esad ve Erdoğanʹın onlarca örtüşen ortak paydaları, geçmişe uzanan dostlukları varken bana ve partime böyle bir yakıştırma yapmak şayet kasıtlı değilse insafsızlıktır. SORU: Söz yargıdan açılmışken; yargı hem hükümetin hem de muhalefetin şamar oğlanına dönmüyor mu? Siz de yargıyı hükümetin emrinde olmakla suçluyorsunuz? Sokaktaki insan, ʹYahu bu nasıl yargıymış böyle? İktidar ve muhalefetin arasında tost oluyor!ʹ demez mi? Bu fotoğraf yargıya güvensizliği beslemez mi? KILIÇDAROĞLU: (Gülerek...) Keşke şunu da sorsaydınız Talat Bey; Başbakan televizyon kanallarından açıkça yargıya talimat veriyor. Bu nasıl iştir? Asıl sorulması gereken bu değil mi? SORU: Başbakanʹla röportaj yapsam sorardım tabii ki. Şunu öğrenmek istiyorum; yargı, iktidar ve muhalefet arasında bunalmıyor mu, sıkışmıyor mu? KILIÇDAROĞLU: Yargının sıkıştığı tek yer iktidar. Muhalefet icra makamı değil ki. İktidar yargıyı baskı altına alacak; muhalefet, ʹDur bakalım iktidar, yanlış yapıyorsun. Ey yargı niye teslim oluyorsun?ʹ diye sorunca, birileri de çıkıp muhalefete, ʹyargıyı sıkıştırmaʹ diyecek. Ana muhalefetin, yargıyı emri altına alan hükümete, ʹYargıya bu kötülüğü yapmayın. Ey yargı, siz de emir altına girmeyin!ʹ demesi, yargıyı sıkıştırmak değil, aksine yargıyı korumaktır. Bir yerde cinayet işleniyor dendiğinde, katile değil de, cinayeti haber verene kızılacaksa, zaten o ülkede konuşulacak, tartışılacak bir şey kalmamış demektir. Katil var diyene, katil sensin deniyor! SORU: Cinayet mi var? Kim, kimi öldürüyor? KILIÇDAROĞLU: (Hafiften kızgın bakıyor) Yok mu? Var mı? Evet, hem de taammüden işlenen bir yargı cinayeti var. Sizce yok mu Talat Bey? SORU: Ben, var ya da yok dersem, soru sormamın anlamı kalmaz. Kendi kendime konuşmuş olurum. Sizinle röportaj yaptığım için sizden öğrenmem daha uygun olur. KILIÇDAROĞLU: Hükümet yargıyı öldürüyor... Daha doğrusu yargıyı vurdu ve yargı can çekişiyor. Bu yazıyı okuyan yargı mensuplarının çoğunun içlerinden bana hak verdiğinden şüphem yok. SORU: Bu arada Esadʹı, Başkan Yardımcısı olduğunuz Sosyalist Enternasyonal de net bir şekilde kınadı. Sokaktaki adam dese ki, ʹSosyalist Enternasyonal bile kınadı, CHP kınamadı...ʹ nasıl yanıt verirsiniz? KILIÇDAROĞLU: (Gülerek...) Maşallah bu sokaktaki adam her kimse, sürekli tersten mi düşünür? Merak etmeyin sokaktaki adam her şeyi net görür. Görmesin diye duvar örülse bu milletin önüne, o duvarı yıkar yine de gerçeği görür. Biz Esadʹa alkış tutmuyoruz ki kınanmasını tartışalım. Biz, Türkiyeʹnin Suriye politikasının, Türkiyeʹnin çıkarlarıyla örtüşmediğini söylüyoruz. İkisinin arasındaki farkı iyi anlamak lazım. Objektif bakıldığında bu fark zaten güneş gibi görünür hale gelir. Mesele Türkiyeʹnin çıkarıysa gerisine dönüp bakmayız. SORU: Sosyalist Enternasyonalʹin başkan yardımcısı oldunuz. Size artık ʹsosyalist Kemalʹ diyebilir miyiz? KILIÇDAROĞLU: (Kahkaha atıyor...) Orada sosyal demokrat partiler var. CHP, demokrat bir partidir. CHP orada sosyal demokrasiyi temsilen bulunuyor. CHPʹyi başkan yardımcısı olarak temsil etmem önemli bir konum. Yalnız CHPʹyi değil. Türkiyeʹnin ana muhalefet partisi lideri olarak aynı zamanda Türkiyeʹyi temsil ediyorum. AKPʹLİLER BENİ ARIYOR! SORU: PKKʹnın kaçırdığı AKPʹli başkanın kardeşinin sizi araması hükümeti kızdırdı. Hatta bu konuşmanın mizansen olduğunu söyleyenler de var. Kim kimi aradı? Gerçekten de kardeşimi kurtarın diye sizden yardım istendi mi? Yoksa, yardımcılarınızın dalgınlığı mı oldu? KILIÇDAROĞLU: Her şey bizim anlattığımız gibi gerçekleşmiştir. Türkiyeʹnin ana muhalefet partisi liderinin, Türkiyeʹnin bir sıkıntısına ilgi duyması, bunu çözmek için gayret sarf etmesi ve bu gayretinden dolayı Başbakanʹın rahatsız olması inanılır gibi değil. Tam aksine teşekkür edilmeliydi. Bu bizim ayrımcılığı reddettiğimizin de belgesidir ayrıca. Bize yapılan itiraz da, ayrımcılık yapan zihniyetin şuur altı itirafıdır. CHP, gücünü yalnızca milletten aldığı için yapacağı hiçbir teşebbüs için her hangi bir güç alanından icazet almaz. Kaldı ki, dönem dönem beni bazı yöneticiler ararlar. SORU: Hükümetten mi? Kimler arar sizi? KILIÇDAROĞLU: AKPʹli belediye başkanları, bürokratlar da ararlar. SORU: Kimler, neden arıyor? KILIÇDAROĞLU: Kimlerin, neden aradığı da bende kalsın. SORU: Kalmasa? KILIÇDAROĞLU: (Gülerek) Kalsın, kalsın... BELEDİYE BAŞKANLIĞI SORU: Yerel seçimler geliyor. Bir başarı çıtanız var mı? Aday kriteriniz ne olacak? Ankara, İstanbul İzmir için robot resimler kafanızda var mı? KILIÇDAROĞLU: Her zaman daha yüksek oy almayı çıta olarak görüyoruz. Yerel seçimlerde CHPʹnin adayları kazanacak çapta olmalı, öyle de olacak. Partisine gönülden bağlı hiçbir CHPʹli, ʹkazanamasam da ben aday olayımʹ şeklinde bir arayışa girmez. Çapraz anketler dahil şu an açıklamak istemediğim bilimsel, sosyolojik ölçü ve yöntemlerle adaylarımızı belirleyeceğiz. SORU: Örneğin İstanbulʹa Gürsel Tekin, İzmirʹe de Kocaoğlu için vize verdiğiniz söyleniyor, doğru mu? KILIÇDAROĞLU: Bu arkadaşlarımız da değerli arkadaşlarımız ama hiç kimseye verdiğimiz böyle bir söz yok. ERDOĞANʹA GÜLÜYORUM SORU: Genel başkanlığa alıştınız mı? Kendinizi genel başkan olarak mı, lider olarak mı tanımlıyorsunuz? KILIÇDAROĞLU: Ortak aklı egemen kılan, bu konuda çaba harcayan bir liderim. Her şeyi bildiğimi iddia etmem, daha iyi fikri olanın yaklaşımını reddetmem. Ve en önemlisi hiç kimseyi ayrıştırmam. SORU: Siz vatandaş olsanız; Türkiyeʹnin en ağır problemi terör için TBMMʹde grubu bulunan partiler bir araya gelmese, siz bu partilere oy verir miydiniz? Mesela ben sırf bu yüzden hiçbir partiye oy vermemeyi düşünüyorum. Vatandaş Kılıçdaroğlu oy verir miydi? KILIÇDAROĞLU: Haklısınız... Ben de vatandaş olsam oy vermem. SORU: Başbakan Erdoğanʹı televizyonda seyrederken ne hissediyorsunuz? Tam o an; yüzünüzü mü ekşitiyorsunuz, not mu alıyorsunuz, yoksa içinizden başka şeyler mi söylüyorsunuz? KILIÇDAROĞLU: Gülüyorum... SORU: Gülmüyorsunuzdur. Başbakan sert konuşuyor. KILIÇDAROĞLU: Vallahi gülüyorum. SORU: Belki o da size gülüyordur. Size göre Başbakan sizi izlerken ne hissediyordur? KILIÇDAROĞLU: Kendisi daha iyi bilir ama dikkatlice ve gergin izliyordur. Bana verdiği cevaplardan belli değil mi? SORU: Başbakan sizin gerginliğinizi aldığına göre teşekkür etmelisiniz o zaman. KILIÇDAROĞLU: Benim gerginliğimi aldığı için teşekkür edebilirim ama milleti gerdiği için millet adına kendisinden hesap sormaya devam edeceğim. SORU: Milleti geriyor dediniz de, o zaman yüzde elli gerilmiş bir Türkiye mi var? KILIÇDAROĞLU: (Gülüyor...) Oyları fena halde düşüyor. Tam da bu yüzden seçimi erkene almak için harekete geçtiler. CHP olarak her durumda seçime hazır olduğumuz için erken seçim kararına destek vereceğiz. Başbakanʹla her noktada ayrışmıyoruz, mesela; Başbakanʹın yaptırdığı anketlerde de, bizim yaptırdığımız anketlerde de AKP hızlı bir düşüş içine girmiş görülüyor. İşte bu gerçekte Başbakanʹla birleşiyoruz. Afyonkarahisar faciası Ana Muhalefet Partisi Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığım röportajı bitirdikten sonra ikram ettiği bitkisel çaylar eşliğinde sohbete koyulduk. Fark ettim ki, gündemin en önemli konusu olan Afyonkarahisar Ana Depo Komutanlığıʹnda 25 askerimizin şehit olduğu patlamayı sormayı unutmuşum. Röportaj sonrası konuyu Afyonkarahisarʹdaki o faciaya getirdim. Ve Kılıçdaroğluʹnun asıl bomba açıklaması da bundan sonra geldi... SORU: Kemal Bey 25 askerimizin şehit olması içimizi yaktı. Nedense bir türlü içimizi soğutan bir açıklama gelmiyor. Soruşturma bitmediği için orada neler olduğunu bir türlü anlamıyoruz. Sizin bu konuya ilişkin bilgileriniz var mı? KILIÇDAROĞLU: Evet, maalesef fidan gibi gençlerimiz şehit oldu. Bu olayla bizzat ilgilendim. Komutanlara sordum. SORU: Ne dediler? Bir bulguya ulaştınız mı? KILIÇDAROĞLU: (Kısa bir tereddütten sonra...) Ordu, ʹyüzde 99 sabotajʹ dedi. SORU: Allah, Allah... Genelkurmay net bir şey söylemedi. Bakanlar, ʹKesinlikle kazaʹ dedi. KILIÇDAROĞLU: Evet, bu kadar bilgi karmaşası yaşanınca üst düzey komutanlara sordum. Sabotaj olduğuna dair kuvvetli emareler olduğunu söylediler. SORU: Peki, kanıtları nedir acaba? KILIÇDAROĞLU: Birden fazla kanıtları var. Cep telefonuyla patlamanın gerçekleştirilmiş olma ihtimaline yoğunlaşmışlar. SORU: PKKʹ mı, Suriye kaynaklı mı? Telefonla nasıl yapılmış? KILIÇDAROĞLU: Kimin yaptığına dair şu anda bir bilgiye ulaşılamamış. Sabotajı yüzde 99 doğrulayan birkaç ihtimalden birisi telefon. Dışarıdan çaldırıldığında harekete geçen bir mekanizmadan söz etti komutanlar. Yüzde 1 ihtimali dışlamadan sonucu görmeliyiz. SORU: İnşallah doğru değildir. KILIÇDAROĞLU: İnşallah... Talat ATİLLA 
GÜNEŞʹe konuşan CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Cep telefonuyla patlamanın gerçekleştirilmiş olma ihtimaline yoğunlaşmışlar GERÇİ Türkiye gündemi hiçbir zaman ʹnormalʹ olmadı ama özellikle son dönem bu anormal süreç iyice çığırından çıktı. Türkiyeʹnin siyasi geleneğinin vazgeçilmez tarzı olan iktidar-muhalefet kavgası özellikle Suriye üzerinden artık ağır suçlamalar ve ithamlarla şiddetini daha artırdı. Suçlamalar havada uçuşuyor, kim nerede duruyor ve o durdukları yer aslında nereye denk düşüyor kestirmek hayli zor artık. İşte bu kör dövüşü içinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğluʹna yöneltilen en ağır suçlama Esadʹın destekçisi olduğu ve Suriyeʹdeki katliamları savunduğu yönünde. Tüm kamuoyu gibi ben de bu soruların yanıtını almak istedim Kılıçdaroğlu ile yaptığım görüşmede ama sadece bu kadar değil. Ve asıl bomba. 25 askerimizin şehit olduğu Afyonkarahisarʹdaki patlamayla ilgili öyle bir bilgi paylaştı ki Kılıçdaroğlu; tartışmanın seyri artık kesinlikle değişecek... CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğluʹnun GÜNEŞʹin sorularını verdiği çok özel cevaplar şöyle: SORU: ʹBana Baasʹçı diyenin alnını karışlarımʹ dediniz ama yine de Suriye konusundaki tavrınız bazı çevrelerin kafalarını karıştırıyor. Hatta Esad rejiminin destekçisi olduğunuz bile iddia ediliyor. Suriye krizinde tam olarak nerede duruyorsunuz? KILIÇDAROĞLU: Ben dahil hiçbir CHPʹli Baas rejimini savunmadık. Savunmayız da. Bu bilinçli bir saldırı. Durduğumuz nokta Türkiyeʹnin çıkarlarıdır. Türkiyeʹnin ana muhalefet partisinin Baas rejimini savunduğunu iddia etmek gerçekten kirli bir politika. Cumhuriyeti kuran bir partinin lideri olarak açıkça söylüyorum ki; Türkiyeʹnin menfaatlerini savunmamızı bu tür iftiralarla engellemeye çalışan zihniyete teslim olmayacağız. SORU: Tamam da algılar çoğu zaman gerçeklerin önünde koşar. Sokaktaki insanda, ʹŞu CHPʹliler de Esadʹı ne kadar da seviyormuşʹ şeklinde bir algı da oluşuyor sanki. Algı bu, algılar masumdur, günahı olmaz. ERDOĞANʹLA ESAD BENZERLİĞİ KILIÇDAROĞLU: Algılar o kadar masum olsa, soru haline getirmezdiniz... Algıların günahı olmaz belki ama yalan algı oluşturanların günahı olur. Şayet böyle bir algı varsa; bu, yanlış algıyı meydana getirenlerin vebalidir. Asıl benzerlik Erdoğanʹla Esad arasındadır. Ben, Esadʹla hayatımda tesadüfen bile karşılaşmadım. Tatil yapmadım. Benim eşim de Esadʹın eşini tanımaz. Esad da muhaliflerini tutukluyor, hükümet de... Esad da tek başına antidemokratik şekilde ülkesini yönetiyor, Erdoğan da... Esad da yargıya talimat veriyor, Erdoğan da... Esad ve Erdoğanʹın onlarca örtüşen ortak paydaları, geçmişe uzanan dostlukları varken bana ve partime böyle bir yakıştırma yapmak şayet kasıtlı değilse insafsızlıktır. SORU: Söz yargıdan açılmışken; yargı hem hükümetin hem de muhalefetin şamar oğlanına dönmüyor mu? Siz de yargıyı hükümetin emrinde olmakla suçluyorsunuz? Sokaktaki insan, ʹYahu bu nasıl yargıymış böyle? İktidar ve muhalefetin arasında tost oluyor!ʹ demez mi? Bu fotoğraf yargıya güvensizliği beslemez mi? KILIÇDAROĞLU: (Gülerek...) Keşke şunu da sorsaydınız Talat Bey; Başbakan televizyon kanallarından açıkça yargıya talimat veriyor. Bu nasıl iştir? Asıl sorulması gereken bu değil mi? SORU: Başbakanʹla röportaj yapsam sorardım tabii ki. Şunu öğrenmek istiyorum; yargı, iktidar ve muhalefet arasında bunalmıyor mu, sıkışmıyor mu? KILIÇDAROĞLU: Yargının sıkıştığı tek yer iktidar. Muhalefet icra makamı değil ki. İktidar yargıyı baskı altına alacak; muhalefet, ʹDur bakalım iktidar, yanlış yapıyorsun. Ey yargı niye teslim oluyorsun?ʹ diye sorunca, birileri de çıkıp muhalefete, ʹyargıyı sıkıştırmaʹ diyecek. Ana muhalefetin, yargıyı emri altına alan hükümete, ʹYargıya bu kötülüğü yapmayın. Ey yargı, siz de emir altına girmeyin!ʹ demesi, yargıyı sıkıştırmak değil, aksine yargıyı korumaktır. Bir yerde cinayet işleniyor dendiğinde, katile değil de, cinayeti haber verene kızılacaksa, zaten o ülkede konuşulacak, tartışılacak bir şey kalmamış demektir. Katil var diyene, katil sensin deniyor! SORU: Cinayet mi var? Kim, kimi öldürüyor? KILIÇDAROĞLU: (Hafiften kızgın bakıyor) Yok mu? Var mı? Evet, hem de taammüden işlenen bir yargı cinayeti var. Sizce yok mu Talat Bey? SORU: Ben, var ya da yok dersem, soru sormamın anlamı kalmaz. Kendi kendime konuşmuş olurum. Sizinle röportaj yaptığım için sizden öğrenmem daha uygun olur. KILIÇDAROĞLU: Hükümet yargıyı öldürüyor... Daha doğrusu yargıyı vurdu ve yargı can çekişiyor. Bu yazıyı okuyan yargı mensuplarının çoğunun içlerinden bana hak verdiğinden şüphem yok. SORU: Bu arada Esadʹı, Başkan Yardımcısı olduğunuz Sosyalist Enternasyonal de net bir şekilde kınadı. Sokaktaki adam dese ki, ʹSosyalist Enternasyonal bile kınadı, CHP kınamadı...ʹ nasıl yanıt verirsiniz? KILIÇDAROĞLU: (Gülerek...) Maşallah bu sokaktaki adam her kimse, sürekli tersten mi düşünür? Merak etmeyin sokaktaki adam her şeyi net görür. Görmesin diye duvar örülse bu milletin önüne, o duvarı yıkar yine de gerçeği görür. Biz Esadʹa alkış tutmuyoruz ki kınanmasını tartışalım. Biz, Türkiyeʹnin Suriye politikasının, Türkiyeʹnin çıkarlarıyla örtüşmediğini söylüyoruz. İkisinin arasındaki farkı iyi anlamak lazım. Objektif bakıldığında bu fark zaten güneş gibi görünür hale gelir. Mesele Türkiyeʹnin çıkarıysa gerisine dönüp bakmayız. SORU: Sosyalist Enternasyonalʹin başkan yardımcısı oldunuz. Size artık ʹsosyalist Kemalʹ diyebilir miyiz? KILIÇDAROĞLU: (Kahkaha atıyor...) Orada sosyal demokrat partiler var. CHP, demokrat bir partidir. CHP orada sosyal demokrasiyi temsilen bulunuyor. CHPʹyi başkan yardımcısı olarak temsil etmem önemli bir konum. Yalnız CHPʹyi değil. Türkiyeʹnin ana muhalefet partisi lideri olarak aynı zamanda Türkiyeʹyi temsil ediyorum. AKPʹLİLER BENİ ARIYOR! SORU: PKKʹnın kaçırdığı AKPʹli başkanın kardeşinin sizi araması hükümeti kızdırdı. Hatta bu konuşmanın mizansen olduğunu söyleyenler de var. Kim kimi aradı? Gerçekten de kardeşimi kurtarın diye sizden yardım istendi mi? Yoksa, yardımcılarınızın dalgınlığı mı oldu? KILIÇDAROĞLU: Her şey bizim anlattığımız gibi gerçekleşmiştir. Türkiyeʹnin ana muhalefet partisi liderinin, Türkiyeʹnin bir sıkıntısına ilgi duyması, bunu çözmek için gayret sarf etmesi ve bu gayretinden dolayı Başbakanʹın rahatsız olması inanılır gibi değil. Tam aksine teşekkür edilmeliydi. Bu bizim ayrımcılığı reddettiğimizin de belgesidir ayrıca. Bize yapılan itiraz da, ayrımcılık yapan zihniyetin şuur altı itirafıdır. CHP, gücünü yalnızca milletten aldığı için yapacağı hiçbir teşebbüs için her hangi bir güç alanından icazet almaz. Kaldı ki, dönem dönem beni bazı yöneticiler ararlar. SORU: Hükümetten mi? Kimler arar sizi? KILIÇDAROĞLU: AKPʹli belediye başkanları, bürokratlar da ararlar. SORU: Kimler, neden arıyor? KILIÇDAROĞLU: Kimlerin, neden aradığı da bende kalsın. SORU: Kalmasa? KILIÇDAROĞLU: (Gülerek) Kalsın, kalsın... BELEDİYE BAŞKANLIĞI SORU: Yerel seçimler geliyor. Bir başarı çıtanız var mı? Aday kriteriniz ne olacak? Ankara, İstanbul İzmir için robot resimler kafanızda var mı? KILIÇDAROĞLU: Her zaman daha yüksek oy almayı çıta olarak görüyoruz. Yerel seçimlerde CHPʹnin adayları kazanacak çapta olmalı, öyle de olacak. Partisine gönülden bağlı hiçbir CHPʹli, ʹkazanamasam da ben aday olayımʹ şeklinde bir arayışa girmez. Çapraz anketler dahil şu an açıklamak istemediğim bilimsel, sosyolojik ölçü ve yöntemlerle adaylarımızı belirleyeceğiz. SORU: Örneğin İstanbulʹa Gürsel Tekin, İzmirʹe de Kocaoğlu için vize verdiğiniz söyleniyor, doğru mu? KILIÇDAROĞLU: Bu arkadaşlarımız da değerli arkadaşlarımız ama hiç kimseye verdiğimiz böyle bir söz yok. ERDOĞANʹA GÜLÜYORUM SORU: Genel başkanlığa alıştınız mı? Kendinizi genel başkan olarak mı, lider olarak mı tanımlıyorsunuz? KILIÇDAROĞLU: Ortak aklı egemen kılan, bu konuda çaba harcayan bir liderim. Her şeyi bildiğimi iddia etmem, daha iyi fikri olanın yaklaşımını reddetmem. Ve en önemlisi hiç kimseyi ayrıştırmam. SORU: Siz vatandaş olsanız; Türkiyeʹnin en ağır problemi terör için TBMMʹde grubu bulunan partiler bir araya gelmese, siz bu partilere oy verir miydiniz? Mesela ben sırf bu yüzden hiçbir partiye oy vermemeyi düşünüyorum. Vatandaş Kılıçdaroğlu oy verir miydi? KILIÇDAROĞLU: Haklısınız... Ben de vatandaş olsam oy vermem. SORU: Başbakan Erdoğanʹı televizyonda seyrederken ne hissediyorsunuz? Tam o an; yüzünüzü mü ekşitiyorsunuz, not mu alıyorsunuz, yoksa içinizden başka şeyler mi söylüyorsunuz? KILIÇDAROĞLU: Gülüyorum... SORU: Gülmüyorsunuzdur. Başbakan sert konuşuyor. KILIÇDAROĞLU: Vallahi gülüyorum. SORU: Belki o da size gülüyordur. Size göre Başbakan sizi izlerken ne hissediyordur? KILIÇDAROĞLU: Kendisi daha iyi bilir ama dikkatlice ve gergin izliyordur. Bana verdiği cevaplardan belli değil mi? SORU: Başbakan sizin gerginliğinizi aldığına göre teşekkür etmelisiniz o zaman. KILIÇDAROĞLU: Benim gerginliğimi aldığı için teşekkür edebilirim ama milleti gerdiği için millet adına kendisinden hesap sormaya devam edeceğim. SORU: Milleti geriyor dediniz de, o zaman yüzde elli gerilmiş bir Türkiye mi var? KILIÇDAROĞLU: (Gülüyor...) Oyları fena halde düşüyor. Tam da bu yüzden seçimi erkene almak için harekete geçtiler. CHP olarak her durumda seçime hazır olduğumuz için erken seçim kararına destek vereceğiz. Başbakanʹla her noktada ayrışmıyoruz, mesela; Başbakanʹın yaptırdığı anketlerde de, bizim yaptırdığımız anketlerde de AKP hızlı bir düşüş içine girmiş görülüyor. İşte bu gerçekte Başbakanʹla birleşiyoruz. Afyonkarahisar faciası Ana Muhalefet Partisi Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığım röportajı bitirdikten sonra ikram ettiği bitkisel çaylar eşliğinde sohbete koyulduk. Fark ettim ki, gündemin en önemli konusu olan Afyonkarahisar Ana Depo Komutanlığıʹnda 25 askerimizin şehit olduğu patlamayı sormayı unutmuşum. Röportaj sonrası konuyu Afyonkarahisarʹdaki o faciaya getirdim. Ve Kılıçdaroğluʹnun asıl bomba açıklaması da bundan sonra geldi... SORU: Kemal Bey 25 askerimizin şehit olması içimizi yaktı. Nedense bir türlü içimizi soğutan bir açıklama gelmiyor. Soruşturma bitmediği için orada neler olduğunu bir türlü anlamıyoruz. Sizin bu konuya ilişkin bilgileriniz var mı? KILIÇDAROĞLU: Evet, maalesef fidan gibi gençlerimiz şehit oldu. Bu olayla bizzat ilgilendim. Komutanlara sordum. SORU: Ne dediler? Bir bulguya ulaştınız mı? KILIÇDAROĞLU: (Kısa bir tereddütten sonra...) Ordu, ʹyüzde 99 sabotajʹ dedi. SORU: Allah, Allah... Genelkurmay net bir şey söylemedi. Bakanlar, ʹKesinlikle kazaʹ dedi. KILIÇDAROĞLU: Evet, bu kadar bilgi karmaşası yaşanınca üst düzey komutanlara sordum. Sabotaj olduğuna dair kuvvetli emareler olduğunu söylediler. SORU: Peki, kanıtları nedir acaba? KILIÇDAROĞLU: Birden fazla kanıtları var. Cep telefonuyla patlamanın gerçekleştirilmiş olma ihtimaline yoğunlaşmışlar. SORU: PKKʹ mı, Suriye kaynaklı mı? Telefonla nasıl yapılmış? KILIÇDAROĞLU: Kimin yaptığına dair şu anda bir bilgiye ulaşılamamış. Sabotajı yüzde 99 doğrulayan birkaç ihtimalden birisi telefon. Dışarıdan çaldırıldığında harekete geçen bir mekanizmadan söz etti komutanlar. Yüzde 1 ihtimali dışlamadan sonucu görmeliyiz. SORU: İnşallah doğru değildir. KILIÇDAROĞLU: İnşallah... Talat ATİLLA 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.