deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

NAZLI ILICAKʹTAN ŞOK İDDİA!

SPOR (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 27.07.2012 - 17:44, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:01
 

NAZLI ILICAKʹTAN ŞOK İDDİA!

Gazeteci-Yazar Nazlı Ilıcak Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nda, 28 Şubat postmodern darbe süreci ve 27 Nisan e-muhtırasına ilişkin soruları yanıtlarken ilginç değerlendirmelerde bulundu. Ilıcak’ın komisyon tutanaklarına yansıyan çarpıcı görüşleri özetle şöyle: EN BÜYÜK HEDEF: 28 Şubat sürecinde ben çok önemli hedeflerden biriydim. Hatta, diyorum ki Tayyip Erdoğan’dan sonra belki en büyük hedef ben oldum. Oğlumu hedefe koydular, benim meslek hayatımı hedefe koydular, milletvekili oldum, parlamenterliği hedefe koydular. İMZA ATMADILAR: (28 Şubat kararları) Hükümetin kendi isteğiyle böyle bir karar almasına imkân yok. Erbakan’ın o toplantıdan sonra Mesut Yılmaz’a ‘Bugün birlikte hareket etmek günüdür, gel bize destek ver, biz bu kararlara karşı çıkalım, imzalamayalım’ dediğini ama Yılmaz’ın ‘Ben karışmıyorum’ dediğini, onun üzerine imzaladığını ben Erbakan’dan duydum. DİK DURMADI: Yalnız, tabii Erbakan öyle gibi gösteriyordu, yani sanki mücadele etmiş gibi filan. Ben mesela Süleyman Demirel’le de konuşuyordum o zaman. Demirel’e diyordum ki; ‘Niye Erbakan’ın yanında yer almıyorsunuz?’. O diyordu ki; ‘Erbakan da kendini pek savunmuyor’. Yani, Erbakan da orada, askerle daha ılımlı, daha uyumlu hava içindeydi yani bunu bir taktik olarak yapıyordu yapmıyordu ama orada, yani bir dik duruş pek sergilenemedi. MEDYA OLMASA: Evet, medya olmasa 28 Şubatı gerçekleştiremezdi, yani bir psikolojik harekât medya kanalıyla yapılabilir ama medyada bunu ‘Ben askerle iş birliği yapayım’ bilinci içinde değil ‘Zaten doğal olarak ben bu iktidara karşıyım, o hazır belgeler de geliyor bana, akıyor askerden. Zaten ben sevmiyorum, zaten ben laikliği tehdit altında görüyorum’ diye onlara hizmet etti. 27 NİSAN: 28 Şubat’taki havayla 27 Nisan hiç mukayese edilemez. Bir kere daha güçlü bir iktidar var 27 Nisan’da. Ondan sonra... Hiçbir şey yok, durup dururken Cumhurbaşkanı seçildi seçilmedi hadiseleri, bilmem ne, ne olduğu belli değil, sonra o bildiriyi okursanız bir insicam da yok. O gece, 27 Nisan’da da herkes çok korkmuştu, inanın. Herkes birbirini kolluyordu, hani acaba kim ne diyecek diye... BİLDİRİ BİR TALİMATTI: O Yaşar Büyükanıt’a bence şeyi de sorun, şehit cenazeleriyle ilgili bir bildiri de yayınlandı... Yayınlanmadan önce şehit cenazelerinde hiç Hükümet aleyhine slogan atılmıyordu, bu bir talimattı, bu bir işaretti. Yaşar Büyükanıt’ın bu hadisede çok içinde olduğuna yüzde 100 inanıyorum, yani İlker Başbuğ’dan daha çok içindedir, çünkü tam da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin içinde... Tavır koydu Cumhurbaşkanı seçilince, selam bile vermedi... ‘Demirel’e baskı yaptılar’ Zannediyorum, 28 Şubat’ta sıcak darbe olabileceğine inanmıştı, ‘Nasıl hallederim?’ diye düşündü. Yoksa ben Demirel bu darbeyi organize eden kişi değil benim görüşüme göre. Ona baskı yaptılar, dediler ki ‘Erbakan’ı görevlendirmeyeceksin’ Ve o zaman, bu da çok önemli, o tabii kabul etmez ama- Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı Demirel’den randevu aldı. Demirel’in Erbakan’ı görevlendireceği saat beş ise dörtte de Karadayı gidecekti ve Demirel diyecekti ki Erbakan’a sözde -yani plan bu- ‘Karadayı benim ziyaretime geldi, işte, baskı var, seni görevlendiremem’. Daha ilk başta bu hükümetin kurulmasına karşıydılar askerler ve Refahın, Erbakan’ın görevlendirilmemesini istiyorlardı... Demirel, önce Erbakan’la görüşünce Karadayı da iptal etmiş randevusunu. Demirel darbe olacağına inandığı için kendisini arabulucu gibi gördü, askerlerle suhuletle bu işi götürelim, fazla şey yapmayalım... (Demirel’in 28 Şubat kararlarının altına tekrar imza koyarım demesi demokrasi kültürüyle bağdaşıyor mu? sorusu üzerine): 28 Şubat sürecinde sıcak darbeyi önlemeye çalıştığı muhakkak, fakat her zaman askerler ona karşı hareket etmiştir, her zaman onu devirmek istemiştir ve askerlerle hiçbir zaman arası iyi olmamıştır, çünkü daha ziyade muhafazakâr kesime yakın olduğu için, ilk defa seçkinler onu tuttu. GAZETEVATAN
Gazeteci-Yazar Nazlı Ilıcak Meclis Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nda, 28 Şubat postmodern darbe süreci ve 27 Nisan e-muhtırasına ilişkin soruları yanıtlarken ilginç değerlendirmelerde bulundu. Ilıcak’ın komisyon tutanaklarına yansıyan çarpıcı görüşleri özetle şöyle: EN BÜYÜK HEDEF: 28 Şubat sürecinde ben çok önemli hedeflerden biriydim. Hatta, diyorum ki Tayyip Erdoğan’dan sonra belki en büyük hedef ben oldum. Oğlumu hedefe koydular, benim meslek hayatımı hedefe koydular, milletvekili oldum, parlamenterliği hedefe koydular. İMZA ATMADILAR: (28 Şubat kararları) Hükümetin kendi isteğiyle böyle bir karar almasına imkân yok. Erbakan’ın o toplantıdan sonra Mesut Yılmaz’a ‘Bugün birlikte hareket etmek günüdür, gel bize destek ver, biz bu kararlara karşı çıkalım, imzalamayalım’ dediğini ama Yılmaz’ın ‘Ben karışmıyorum’ dediğini, onun üzerine imzaladığını ben Erbakan’dan duydum. DİK DURMADI: Yalnız, tabii Erbakan öyle gibi gösteriyordu, yani sanki mücadele etmiş gibi filan. Ben mesela Süleyman Demirel’le de konuşuyordum o zaman. Demirel’e diyordum ki; ‘Niye Erbakan’ın yanında yer almıyorsunuz?’. O diyordu ki; ‘Erbakan da kendini pek savunmuyor’. Yani, Erbakan da orada, askerle daha ılımlı, daha uyumlu hava içindeydi yani bunu bir taktik olarak yapıyordu yapmıyordu ama orada, yani bir dik duruş pek sergilenemedi. MEDYA OLMASA: Evet, medya olmasa 28 Şubatı gerçekleştiremezdi, yani bir psikolojik harekât medya kanalıyla yapılabilir ama medyada bunu ‘Ben askerle iş birliği yapayım’ bilinci içinde değil ‘Zaten doğal olarak ben bu iktidara karşıyım, o hazır belgeler de geliyor bana, akıyor askerden. Zaten ben sevmiyorum, zaten ben laikliği tehdit altında görüyorum’ diye onlara hizmet etti. 27 NİSAN: 28 Şubat’taki havayla 27 Nisan hiç mukayese edilemez. Bir kere daha güçlü bir iktidar var 27 Nisan’da. Ondan sonra... Hiçbir şey yok, durup dururken Cumhurbaşkanı seçildi seçilmedi hadiseleri, bilmem ne, ne olduğu belli değil, sonra o bildiriyi okursanız bir insicam da yok. O gece, 27 Nisan’da da herkes çok korkmuştu, inanın. Herkes birbirini kolluyordu, hani acaba kim ne diyecek diye... BİLDİRİ BİR TALİMATTI: O Yaşar Büyükanıt’a bence şeyi de sorun, şehit cenazeleriyle ilgili bir bildiri de yayınlandı... Yayınlanmadan önce şehit cenazelerinde hiç Hükümet aleyhine slogan atılmıyordu, bu bir talimattı, bu bir işaretti. Yaşar Büyükanıt’ın bu hadisede çok içinde olduğuna yüzde 100 inanıyorum, yani İlker Başbuğ’dan daha çok içindedir, çünkü tam da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin içinde... Tavır koydu Cumhurbaşkanı seçilince, selam bile vermedi... ‘Demirel’e baskı yaptılar’ Zannediyorum, 28 Şubat’ta sıcak darbe olabileceğine inanmıştı, ‘Nasıl hallederim?’ diye düşündü. Yoksa ben Demirel bu darbeyi organize eden kişi değil benim görüşüme göre. Ona baskı yaptılar, dediler ki ‘Erbakan’ı görevlendirmeyeceksin’ Ve o zaman, bu da çok önemli, o tabii kabul etmez ama- Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı Demirel’den randevu aldı. Demirel’in Erbakan’ı görevlendireceği saat beş ise dörtte de Karadayı gidecekti ve Demirel diyecekti ki Erbakan’a sözde -yani plan bu- ‘Karadayı benim ziyaretime geldi, işte, baskı var, seni görevlendiremem’. Daha ilk başta bu hükümetin kurulmasına karşıydılar askerler ve Refahın, Erbakan’ın görevlendirilmemesini istiyorlardı... Demirel, önce Erbakan’la görüşünce Karadayı da iptal etmiş randevusunu. Demirel darbe olacağına inandığı için kendisini arabulucu gibi gördü, askerlerle suhuletle bu işi götürelim, fazla şey yapmayalım... (Demirel’in 28 Şubat kararlarının altına tekrar imza koyarım demesi demokrasi kültürüyle bağdaşıyor mu? sorusu üzerine): 28 Şubat sürecinde sıcak darbeyi önlemeye çalıştığı muhakkak, fakat her zaman askerler ona karşı hareket etmiştir, her zaman onu devirmek istemiştir ve askerlerle hiçbir zaman arası iyi olmamıştır, çünkü daha ziyade muhafazakâr kesime yakın olduğu için, ilk defa seçkinler onu tuttu. GAZETEVATAN
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.