deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

ÖNCE AK PARTİ DAĞILIR SONRA..

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 18.06.2012 - 19:11, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:01
 

ÖNCE AK PARTİ DAĞILIR SONRA..

gazetevatanʹdan Mine Şenocaklıʹya röportaj veren eski MİT Müsteşar yardımcısı Cevat Öneş çarpıcı açıklamalarda bulundu.. Öneş röportajında şu  ilginç tespitlerde bulundu; Ben şöyle ifade ediyorum; Türkiye’nin bugünkü potansiyeli, şartları Kürt meselesini çözmeye hazırdır. Toplum hazırdır. Toplumsal talepler bu istikamettedir. Sadece bu hazır potansiyeli şekillendiren nitelikli siyasete ihtiyacımız var. Türkiye siyasetleri senelerdir buna cevap veremiyor. 1999 Helsinki Zirvesi’nden itibaren Türkiye bir değişim içine girdi. AK Parti iktidarıyla bu değişim ivme kazandı. Bu konuda çok önemli adımlar atıldı. Ama bu atılan adımları önemserken yeterli olmadığını söylememiz ve yeni anayasayla bu meseleleri çözerek Türkiye’yi demokratik hukukun üstünlüğüyle şekillenen bir yapıya kavuşturmamız lazım. Ama zamanımız dar. - Zamanımız niye dar? Bu tarihi fırsatların kullanılması gerekir. Eğer bu fırsatı kullanamazsak bu AK Parti iktidarı için de iyi olmaz. AK Parti’nin bölünmesini, parçlanmasını yaratır. Türkiye’nin dinamiklerinin pozitif gelişimini de olumsuz etkiler. Mesele şu; biz Kürt meselesini Türkiye’nin bir demokrasi standartları meselesi olarak görüyoruz. Meseleye bu açıdan bakınca biz yeni anayasa inşası ile Türkiye demokrasisine yeni bir nitelik kazandırıyoruz. Evrensel değerlerin şekillendirdiği kurumsal bir yapı oluşturuyoruz. Şimdi eğer biz Kürt meselesini çözemezsek, PKK silahlı hareketini sonlandıramazsak bu yeni anayasa sürecini tamamlayamayız. Bu ne demektir? Toplumsal taleplere cevap veremeyen bir siyaset yapısı demektir, ki özellikle siyasi iktidar bundan büyük zarar görecektir ve bu Türkiye’nin de muhtemel gelişmeler içersindeki risklerini artıracaktır. - AKP’nin parçalanma riski var mı gerçekten? Tabii ki var! Eğer Kürt meselesini çözemezsek bugün tekrar biraz kıpırdayan güven unsuru ve çözüm umuduna cevap veremezsek, Kürt siyaseti tekrar bağımsız bir devlet yaratma istikametinde farklı yöne gidebilir. Veya onu bu istikamette kullananların elinde daha fazla araçsallaştırılır! - O zaman o sizin hiç dile getirmek istemediğiniz bölünme olabilir mi? Bugün Kürt siyasi hareketi sorunu bütünlük içinde çözmek isterken bu olay kırılma yaratır ve bağımsızlıkçı hareket Kürt siyasetinde güç kazanabilir, yön değiştirebilir. İşte o zaman Türkiye bölünme riskiyle karşı karşıya kalabilir. Bölgesel gelişmelerdeki kırılganlıklar da bu endişeyi yaratıyor tabii. Türkiye’nin ve AKP’nin geleceğini İslami kesimdeki demokratik adımlar tayin edecek! - AKP içindeki parçalanma Kürt sorununa bakış yüzünden mi olur? AK Parti’nin gücü, Türkiye’deki değişim dinamiklerine ve özellikle haklar bakımından kendini mağdur hisseden kitlelere cevap verebilen değişimci, dönüşümcü bir parti olmasından geliyor. AK Parti toplumdan desteği bu değişimci, dönüşümcü gücüyle alıyor. Eğer Erdoğan Kürt meselesini çözemezse, Türkiye’nin zora girmesi muhtemel. Bugün AB ülkelerinde gördüğümüz ekonomik krizin Türkiye’yi etkilemediğini söyleyemeyiz. Bu etkileme gücü artarak devam edebilir. - Yani AKP’nin varlığının devamı Kürt meselesine mi bağlı? Evet. Öncelikle Kürt meselesine bağlı. Çünkü Kürt meselesinin çözülememesi, yeni anayasanın ihtiyaca cevap verecek şekilde yapılamamasını ve demokratik dönüşümün nitelikli olmamasını sağlar. Türkiye çoğulcu yapıda gelişiyor, demokratik haklar güçleniyor. Bu toplumsal taleplere cevap veremeyen siyasi hareketlerin toplum tarafından silindiğini biz biliyoruz. - Siz yıllarca Diyarbakır’da görev yaptınız. O bölgeyi iyi biliyorsunuz. Orada çok dindar bir yapı da var. Ama PKK laik bir yapı... Her ne kadar destekleyenlerin tümü laik olmasa da... Doğru... PKK laik bir yapı ama PKK’yı destekleyenlerin hepsinin laik olduğunu söyleyemeyiz. Bugün BDP ve PKK’nın etkilediği kitleler içersinde dindar muhafazakâr bir yapı da var. Ama şunu ifade edeyim; Türkiye’nin genel muhafazakâr yapısı içinde ciddi bir demokratikleşme, çoğulculaşma hareketi var. Bu dinamiği görmek lazım. Esas AK Parti’deki değişimle de bu dinamikler doğrudan bağlantılı ve AK Parti’yi doğrudan demokratikleşme istikametinde eleştiriyorlar ve zorluyorlar. 
gazetevatanʹdan Mine Şenocaklıʹya röportaj veren eski MİT Müsteşar yardımcısı Cevat Öneş çarpıcı açıklamalarda bulundu.. Öneş röportajında şu  ilginç tespitlerde bulundu; Ben şöyle ifade ediyorum; Türkiye’nin bugünkü potansiyeli, şartları Kürt meselesini çözmeye hazırdır. Toplum hazırdır. Toplumsal talepler bu istikamettedir. Sadece bu hazır potansiyeli şekillendiren nitelikli siyasete ihtiyacımız var. Türkiye siyasetleri senelerdir buna cevap veremiyor. 1999 Helsinki Zirvesi’nden itibaren Türkiye bir değişim içine girdi. AK Parti iktidarıyla bu değişim ivme kazandı. Bu konuda çok önemli adımlar atıldı. Ama bu atılan adımları önemserken yeterli olmadığını söylememiz ve yeni anayasayla bu meseleleri çözerek Türkiye’yi demokratik hukukun üstünlüğüyle şekillenen bir yapıya kavuşturmamız lazım. Ama zamanımız dar. - Zamanımız niye dar? Bu tarihi fırsatların kullanılması gerekir. Eğer bu fırsatı kullanamazsak bu AK Parti iktidarı için de iyi olmaz. AK Parti’nin bölünmesini, parçlanmasını yaratır. Türkiye’nin dinamiklerinin pozitif gelişimini de olumsuz etkiler. Mesele şu; biz Kürt meselesini Türkiye’nin bir demokrasi standartları meselesi olarak görüyoruz. Meseleye bu açıdan bakınca biz yeni anayasa inşası ile Türkiye demokrasisine yeni bir nitelik kazandırıyoruz. Evrensel değerlerin şekillendirdiği kurumsal bir yapı oluşturuyoruz. Şimdi eğer biz Kürt meselesini çözemezsek, PKK silahlı hareketini sonlandıramazsak bu yeni anayasa sürecini tamamlayamayız. Bu ne demektir? Toplumsal taleplere cevap veremeyen bir siyaset yapısı demektir, ki özellikle siyasi iktidar bundan büyük zarar görecektir ve bu Türkiye’nin de muhtemel gelişmeler içersindeki risklerini artıracaktır. - AKP’nin parçalanma riski var mı gerçekten? Tabii ki var! Eğer Kürt meselesini çözemezsek bugün tekrar biraz kıpırdayan güven unsuru ve çözüm umuduna cevap veremezsek, Kürt siyaseti tekrar bağımsız bir devlet yaratma istikametinde farklı yöne gidebilir. Veya onu bu istikamette kullananların elinde daha fazla araçsallaştırılır! - O zaman o sizin hiç dile getirmek istemediğiniz bölünme olabilir mi? Bugün Kürt siyasi hareketi sorunu bütünlük içinde çözmek isterken bu olay kırılma yaratır ve bağımsızlıkçı hareket Kürt siyasetinde güç kazanabilir, yön değiştirebilir. İşte o zaman Türkiye bölünme riskiyle karşı karşıya kalabilir. Bölgesel gelişmelerdeki kırılganlıklar da bu endişeyi yaratıyor tabii. Türkiye’nin ve AKP’nin geleceğini İslami kesimdeki demokratik adımlar tayin edecek! - AKP içindeki parçalanma Kürt sorununa bakış yüzünden mi olur? AK Parti’nin gücü, Türkiye’deki değişim dinamiklerine ve özellikle haklar bakımından kendini mağdur hisseden kitlelere cevap verebilen değişimci, dönüşümcü bir parti olmasından geliyor. AK Parti toplumdan desteği bu değişimci, dönüşümcü gücüyle alıyor. Eğer Erdoğan Kürt meselesini çözemezse, Türkiye’nin zora girmesi muhtemel. Bugün AB ülkelerinde gördüğümüz ekonomik krizin Türkiye’yi etkilemediğini söyleyemeyiz. Bu etkileme gücü artarak devam edebilir. - Yani AKP’nin varlığının devamı Kürt meselesine mi bağlı? Evet. Öncelikle Kürt meselesine bağlı. Çünkü Kürt meselesinin çözülememesi, yeni anayasanın ihtiyaca cevap verecek şekilde yapılamamasını ve demokratik dönüşümün nitelikli olmamasını sağlar. Türkiye çoğulcu yapıda gelişiyor, demokratik haklar güçleniyor. Bu toplumsal taleplere cevap veremeyen siyasi hareketlerin toplum tarafından silindiğini biz biliyoruz. - Siz yıllarca Diyarbakır’da görev yaptınız. O bölgeyi iyi biliyorsunuz. Orada çok dindar bir yapı da var. Ama PKK laik bir yapı... Her ne kadar destekleyenlerin tümü laik olmasa da... Doğru... PKK laik bir yapı ama PKK’yı destekleyenlerin hepsinin laik olduğunu söyleyemeyiz. Bugün BDP ve PKK’nın etkilediği kitleler içersinde dindar muhafazakâr bir yapı da var. Ama şunu ifade edeyim; Türkiye’nin genel muhafazakâr yapısı içinde ciddi bir demokratikleşme, çoğulculaşma hareketi var. Bu dinamiği görmek lazım. Esas AK Parti’deki değişimle de bu dinamikler doğrudan bağlantılı ve AK Parti’yi doğrudan demokratikleşme istikametinde eleştiriyorlar ve zorluyorlar. 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.