deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler youtube mp3 Bonusverensiteler.com deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş

CHP ATATÜRKʹE KALMADI SANA DA KALMAZ!

SPOR (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 14.02.2012 - 14:26, Güncelleme: 03.09.2022 - 16:01
 

CHP ATATÜRKʹE KALMADI SANA DA KALMAZ!

CHPʹnin eski genel sekreteri Önder Sav, Habertürk TV Ankara Temsilcisi Ali Can Türkoğluʹnun sorularını yanıtladı. İşte Savʹın açıklamaları: Bu zamana kadar suskunluğumu korudum. 12 Haziran seçimlerinden önce YSKʹnın belirlediği takvim doğrultusunda ben de diğer pek çok aday adayı gibi başvuruda bulundum. Aday gösterilmedim. Yine sustum. Hiçbir tepki vermedim, değerlendirme yapmadım. 12 Haziran seçimleri bana göre başarılı sonuçlanmadı. Buna rağmen yine sustum. Bütün basın yayın organlarının bu konudaki taleplerine karşı suskunluğumu korumaya devam ettim. Siyasi yaşamımda CHPʹyi hemen her şeyin üzerinde tuttum. Ama 1956ʹdan bu yana üyesi olduğum CHPʹde bu günlerde anlaşılması güç olaylar meydana gelince suskunluğumu bozmaya karar verdim. Susmanın ağırlığını konuşmaktan daha zor olduğunu düşünerek bu programı kabul ettim. CHP manen bana çok şey verdi. 1980 öncesi iki kez milletvekili seçilmem, 1974ʹde çalışma ve sosyal güvenlik baklanlığna getirilmem, grup başkanvekillikleri yapmam, sonra CHPʹnin en uzun süreli genel sekreterlik görevi... Ben hala CHPʹye kendimi borçlu sayıyorum. CHPʹyi tanımadan, binasının yerini bilmeden parti yöneticisi olanlar, partiye hakaret edip başka partiye gidip dönenlerle bizim gibileri aynı kefede gösterilmeyi kabul etmem. Tüzük tartışması hangi aşamalardan geçti? Bu konuda yansız bir değerlendirme yapmak istiyorum. Genl Başkan 22 Mayıs günü, Atatürk Spor Salonuʹnda aynen şöyle seslendi: Daha demokratik bir yapı olacak. Tüzüğün hukuksuzluklarını belirtmişti. Yargıtayʹdan üst üste uyarı yazıları geldi Sayın genel Başkan da, 3 Kasımʹda genel başkanlık görevini yapmadı, Parti Meclisiʹni toplamadı. Genel başkan yardımcısı ile toplantı devam etti. Tüzük değişikliği için kurultay çağrısı yapıldı. Sayın Genel Başkan, merkez yönetiminin değiştirildiğini bildirdi. Benimle beraber arkadaşlarımız saf dışı edildi. "ÇARŞAF LİSTE SÖZÜNÜ TUTMADI" Ne yazık ki Sayın Genel Başkan önüne çıkan ilk fırsatı tepti, Aralık 2010ʹdaki kurultayda söz verdiği çarşaf listeyi bertaraf ederek blok listeyi kurultaya dayattı. Ama maalesef liste orataya çıktıktan sonra delegelerde ve partililerde düş kırıklığı oldu. Mustafa Kemalʹden bu yana hiçbir genel başkan bu kadar parti dışından gelen insana yer vermemiştir. Bu 17 kişinin 9 tanesi halen milletvekili. hem parti meclisindeler hem de parlamentodalar. Parti dışından 17 kişiyi PM üyesi yapmak gibi bir hukuksuzluğu ortaya koymuşlardır. Parti Meclisi üyesi olup da başka partinin üyeliği devam edenler vardı. Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğluʹnun ʹSabahattin Aliʹyi CHP öldürttüʹ sözlerini bir dil sürçmesi olarak görüyorum. Ben CHPʹye gönül verenlere o ozanın sözleriyle ʹAldırma gönül aldırmaʹ diyorum. CHPʹyi adaylık vesilesi ile tanıyan 40 kişi ne yazık ki bugün milletvekilidir. Acı verici bir olaydır. Ön seçim vaadinde bulunan Sayın Genel Başkan sözünü tutsaydı, bu 40 kişi hatta genel başkan yardımcılığı yapan pek çok kişi seçilemezdi. Örgütten 206 arkadaşımız başvurdu sadece bir il başkanı ve iki ilçe başkanı seçilebildi. Örgüt pişman edildi. Ön seçim yapılan 29 ilin 11ʹinde liste başı olan arkadaşlar bile parlamentoya gelemedi. Az oy alınacak yerlerde ön seçime gidildi. "DENİZ BAYKAL DA ÖN SEÇİM YAPMAMIŞTI AMA..." Sayın Deniz Baykal hiç kimseye seni milletvekili yapacağım vaadinde bulunmamıştı. Sizin orada ön seçim yapacağım da dememiştir. Ön seçim yapılsaydı tabii daha iyi olurdu. Ben de ön seçimle gelerek milletvekili olmuştum. Seçimlerden önce de sonra da Sayın Genel Başkanʹın tüzük değişikliği vaadi oldu. Lider sultasına son vereceğiz diyordu. Parti Meclisi tüzük değişikliği için yol vermedi. Genel Başkan tüzük değişicek diyor yol alınamıyor. Beşte bir üye imza topladı. Bu talep bekletildikten sonra Sayın Genel Başkan birdenbire ʹBen kendi kurultayımı toplayacağımʹ diye ortaya çıkıyor. Bu hem etik değil hem de hukuka uygun değil. Çok garip bir olay daha yaşandı. 26 Şubatʹta Atatürk Spor Salonuʹnda yapılacağı söylenen kurultay Arenaʹya alındığı açıklandı. Eksik bir kurultay çağrısı yapılmıştır bir başka gariplik olarak, kimse kusura bakmasın, bu, hukuku arkadan dolanmaktır. 1 Martʹta yapılacak kurultay da 27 Şubatʹa alındı. Kaldi ki, üyelerden böyle bir talep yok. Becerikli bir parti üst üste böyle kararlar verir mi? Nedir bu telaş? Neyi nereden kaçırıyorlar? Bunlar CHPʹnin ciddiyetiyle bağdaşan şeyler değildir. GENEL BAŞKAN DEĞİŞİKLİĞİ GÜNDEMDE YOK Tüzük kurultayı isteyenlerin gündeminde genel başkan değişikliği yok. Siyasi partiler kanunu açık. Yeni bir söylem de şu oldu, 26 Şubat kurultayı için. Bir şölen havasında geçeceği söylendi. Ne şöleni? Daha iyi bir projeniz mi var, acaba temel politikalarda değişiklik mi yapıyoruz, özgürlüklerin genişletilmesi için yeni bir anayasa projesi mi sunuyoruz ki büyük bir salonda bunu şölene çevireceğiz... Delegenin kim, seyircinin kim, gazetecinin kim olduğu belli olmayan bir salonda tüzük gibi önemli bir konuda kurultay yapacaksınız. Şölen buysa, ben bu şölende yokum. Baykalʹın genel başkanlığı döneminde tüzük değişikliği kurultayı için büyük bir salonda, şamatalı bir tüzük kurultayını engellemiştir. Doğrusu da budur. KILIÇDAROĞLU İLE NEDEN YOLLARI AYRILDI? Tüzük maddelerinin uygulanıp uygulanmaması noktasında anlaşmazlık çıktı. Biz Sayın Genel Başkanʹın imzasıyla dışlanmış olduk. Kılıçdaroğlu ismini ilk ben ortaya attım. Ben hariç MYKʹnın diğer üyeleri Sayın Baykalʹın yeniden aday olmasını istiyorlardı. Örgüte yapılan danışmalarda o günün koşulları içinde aday olmasının zorlukları olacaktı. Öne çıkan isim Sayın Kılıçdaroğlu oldu ve onun elini havaya kaldırdık. Ben geriye bakmam, pişmanlık da duymam. O günün koşullarına göre değerlendiririm. Sayın Baykal kaset komplosuyla uzaklaştırılmadan önce Sonar tarafından yapılan ankete göre CHPʹnin oyu yüzde 28ʹdi. 12 Haziranʹda puan kaybedildi. Yüzde 26 başarı olarak görülüyor. Önceki seçimde göre puan arttı deniliyor. AKPʹnin ne kadar oy artırdığına bakarsanız, başarı göremezseniz. Bu yönetim örgütlere çok sıkıntılı anlar yaşattı. Bugün çok inanmak istemedim. Hatayʹda merkez ve ilçe yönetimleri alındı. Bu mu parti içi demokrasi? Delegenin yapısını değiştirmek istiyorlar. BAYKAL YALNIZ MI BIRAKILDI? Mevcut yönetim Sayın Baykalʹa tam anlamıyla sahip çıktı mı, çıkmadı mı ona Sayın Baykal karar verecektir. Sayın Baykal benim 1957ʹden beri arkadaşım. Hiçbir kırgınlığımız, küskünlüğümüz yoktur. Bazı kararlarına karşı çıktığım olabilir. Ben bunu gizlice değil, parti yönetimi önünde yaptım. Ben genel sekreterlik yaptığım dönemde de mevcut tüzüğün yanlış olduğunu söylemiştim. Yanlış her zaman yanlıştır. CHP Atatürkʹe bile kalmadı, Kılıçdaroğluʹna da kalmaz. Sayın Kılıçdaroğlu ile en son temasımız bir yılı aşkın süre önce Meclisʹteki odasında gerçekleşti, 18 Aralık kurultayı vesilesiyle. Kılıçdaroğlu bugün dördüncü MYK ile çalışıyor, bu çarpık tüzük nedeniyle. Sayın Kılıçdaroğlu bu tüzük değişiklikleri ile ilgili sütten çıkmış ak kaşık değil. 2002 yılında milletvekili oldu, 2003 yılında yönetici oldu. 2007 yılında grup başkanvekili oldu. Niçin Sayın Kılıçdaroğlu bu tüzük değişikliklerine o zaman katılmadığını söyledi. Ayrıca bir kısım yöneticiler bugün 21.12.2008 kurultayında da yöneticiydiler. Niye o zaman konuşmadılar? O dönem ben karşı çıktım, susması gereken onlar, ben değilim. Yargının hatta silahlı kuvvetlerin yıpratıldığı dönemde CHPʹnin güçlü olması gerekiyor. Tüzük, CHPʹnin anayasasıdır. Orada fedakarlık yapılmaması gerekiyor. Hala cep telefonu kullanıyorum. O yes no meselesinde beni bunamış gibi gösterdiler. Belleğim yerinde. Ben Müslümanım, atesitlere de saygı duyarım. İnançların sorgulanmasından hoşlanmam. Benim hiçbir gün Sayın Genel Başkanʹla yarışmadım. Sayın Baykalʹdan bu işi daha iyi yaparım duygusu olmamıştır. Sayın Kılıçdaroğluʹna da aynı saygıyı göstermişimdir. benim herhangi bir mevki kaygım yok. İmzacıları desteklememim nedeni CHPʹnin layık olduğu tüzüğe kavuşması içindir.
CHPʹnin eski genel sekreteri Önder Sav, Habertürk TV Ankara Temsilcisi Ali Can Türkoğluʹnun sorularını yanıtladı. İşte Savʹın açıklamaları: Bu zamana kadar suskunluğumu korudum. 12 Haziran seçimlerinden önce YSKʹnın belirlediği takvim doğrultusunda ben de diğer pek çok aday adayı gibi başvuruda bulundum. Aday gösterilmedim. Yine sustum. Hiçbir tepki vermedim, değerlendirme yapmadım. 12 Haziran seçimleri bana göre başarılı sonuçlanmadı. Buna rağmen yine sustum. Bütün basın yayın organlarının bu konudaki taleplerine karşı suskunluğumu korumaya devam ettim. Siyasi yaşamımda CHPʹyi hemen her şeyin üzerinde tuttum. Ama 1956ʹdan bu yana üyesi olduğum CHPʹde bu günlerde anlaşılması güç olaylar meydana gelince suskunluğumu bozmaya karar verdim. Susmanın ağırlığını konuşmaktan daha zor olduğunu düşünerek bu programı kabul ettim. CHP manen bana çok şey verdi. 1980 öncesi iki kez milletvekili seçilmem, 1974ʹde çalışma ve sosyal güvenlik baklanlığna getirilmem, grup başkanvekillikleri yapmam, sonra CHPʹnin en uzun süreli genel sekreterlik görevi... Ben hala CHPʹye kendimi borçlu sayıyorum. CHPʹyi tanımadan, binasının yerini bilmeden parti yöneticisi olanlar, partiye hakaret edip başka partiye gidip dönenlerle bizim gibileri aynı kefede gösterilmeyi kabul etmem. Tüzük tartışması hangi aşamalardan geçti? Bu konuda yansız bir değerlendirme yapmak istiyorum. Genl Başkan 22 Mayıs günü, Atatürk Spor Salonuʹnda aynen şöyle seslendi: Daha demokratik bir yapı olacak. Tüzüğün hukuksuzluklarını belirtmişti. Yargıtayʹdan üst üste uyarı yazıları geldi Sayın genel Başkan da, 3 Kasımʹda genel başkanlık görevini yapmadı, Parti Meclisiʹni toplamadı. Genel başkan yardımcısı ile toplantı devam etti. Tüzük değişikliği için kurultay çağrısı yapıldı. Sayın Genel Başkan, merkez yönetiminin değiştirildiğini bildirdi. Benimle beraber arkadaşlarımız saf dışı edildi. "ÇARŞAF LİSTE SÖZÜNÜ TUTMADI" Ne yazık ki Sayın Genel Başkan önüne çıkan ilk fırsatı tepti, Aralık 2010ʹdaki kurultayda söz verdiği çarşaf listeyi bertaraf ederek blok listeyi kurultaya dayattı. Ama maalesef liste orataya çıktıktan sonra delegelerde ve partililerde düş kırıklığı oldu. Mustafa Kemalʹden bu yana hiçbir genel başkan bu kadar parti dışından gelen insana yer vermemiştir. Bu 17 kişinin 9 tanesi halen milletvekili. hem parti meclisindeler hem de parlamentodalar. Parti dışından 17 kişiyi PM üyesi yapmak gibi bir hukuksuzluğu ortaya koymuşlardır. Parti Meclisi üyesi olup da başka partinin üyeliği devam edenler vardı. Genel Başkan Sayın Kılıçdaroğluʹnun ʹSabahattin Aliʹyi CHP öldürttüʹ sözlerini bir dil sürçmesi olarak görüyorum. Ben CHPʹye gönül verenlere o ozanın sözleriyle ʹAldırma gönül aldırmaʹ diyorum. CHPʹyi adaylık vesilesi ile tanıyan 40 kişi ne yazık ki bugün milletvekilidir. Acı verici bir olaydır. Ön seçim vaadinde bulunan Sayın Genel Başkan sözünü tutsaydı, bu 40 kişi hatta genel başkan yardımcılığı yapan pek çok kişi seçilemezdi. Örgütten 206 arkadaşımız başvurdu sadece bir il başkanı ve iki ilçe başkanı seçilebildi. Örgüt pişman edildi. Ön seçim yapılan 29 ilin 11ʹinde liste başı olan arkadaşlar bile parlamentoya gelemedi. Az oy alınacak yerlerde ön seçime gidildi. "DENİZ BAYKAL DA ÖN SEÇİM YAPMAMIŞTI AMA..." Sayın Deniz Baykal hiç kimseye seni milletvekili yapacağım vaadinde bulunmamıştı. Sizin orada ön seçim yapacağım da dememiştir. Ön seçim yapılsaydı tabii daha iyi olurdu. Ben de ön seçimle gelerek milletvekili olmuştum. Seçimlerden önce de sonra da Sayın Genel Başkanʹın tüzük değişikliği vaadi oldu. Lider sultasına son vereceğiz diyordu. Parti Meclisi tüzük değişikliği için yol vermedi. Genel Başkan tüzük değişicek diyor yol alınamıyor. Beşte bir üye imza topladı. Bu talep bekletildikten sonra Sayın Genel Başkan birdenbire ʹBen kendi kurultayımı toplayacağımʹ diye ortaya çıkıyor. Bu hem etik değil hem de hukuka uygun değil. Çok garip bir olay daha yaşandı. 26 Şubatʹta Atatürk Spor Salonuʹnda yapılacağı söylenen kurultay Arenaʹya alındığı açıklandı. Eksik bir kurultay çağrısı yapılmıştır bir başka gariplik olarak, kimse kusura bakmasın, bu, hukuku arkadan dolanmaktır. 1 Martʹta yapılacak kurultay da 27 Şubatʹa alındı. Kaldi ki, üyelerden böyle bir talep yok. Becerikli bir parti üst üste böyle kararlar verir mi? Nedir bu telaş? Neyi nereden kaçırıyorlar? Bunlar CHPʹnin ciddiyetiyle bağdaşan şeyler değildir. GENEL BAŞKAN DEĞİŞİKLİĞİ GÜNDEMDE YOK Tüzük kurultayı isteyenlerin gündeminde genel başkan değişikliği yok. Siyasi partiler kanunu açık. Yeni bir söylem de şu oldu, 26 Şubat kurultayı için. Bir şölen havasında geçeceği söylendi. Ne şöleni? Daha iyi bir projeniz mi var, acaba temel politikalarda değişiklik mi yapıyoruz, özgürlüklerin genişletilmesi için yeni bir anayasa projesi mi sunuyoruz ki büyük bir salonda bunu şölene çevireceğiz... Delegenin kim, seyircinin kim, gazetecinin kim olduğu belli olmayan bir salonda tüzük gibi önemli bir konuda kurultay yapacaksınız. Şölen buysa, ben bu şölende yokum. Baykalʹın genel başkanlığı döneminde tüzük değişikliği kurultayı için büyük bir salonda, şamatalı bir tüzük kurultayını engellemiştir. Doğrusu da budur. KILIÇDAROĞLU İLE NEDEN YOLLARI AYRILDI? Tüzük maddelerinin uygulanıp uygulanmaması noktasında anlaşmazlık çıktı. Biz Sayın Genel Başkanʹın imzasıyla dışlanmış olduk. Kılıçdaroğlu ismini ilk ben ortaya attım. Ben hariç MYKʹnın diğer üyeleri Sayın Baykalʹın yeniden aday olmasını istiyorlardı. Örgüte yapılan danışmalarda o günün koşulları içinde aday olmasının zorlukları olacaktı. Öne çıkan isim Sayın Kılıçdaroğlu oldu ve onun elini havaya kaldırdık. Ben geriye bakmam, pişmanlık da duymam. O günün koşullarına göre değerlendiririm. Sayın Baykal kaset komplosuyla uzaklaştırılmadan önce Sonar tarafından yapılan ankete göre CHPʹnin oyu yüzde 28ʹdi. 12 Haziranʹda puan kaybedildi. Yüzde 26 başarı olarak görülüyor. Önceki seçimde göre puan arttı deniliyor. AKPʹnin ne kadar oy artırdığına bakarsanız, başarı göremezseniz. Bu yönetim örgütlere çok sıkıntılı anlar yaşattı. Bugün çok inanmak istemedim. Hatayʹda merkez ve ilçe yönetimleri alındı. Bu mu parti içi demokrasi? Delegenin yapısını değiştirmek istiyorlar. BAYKAL YALNIZ MI BIRAKILDI? Mevcut yönetim Sayın Baykalʹa tam anlamıyla sahip çıktı mı, çıkmadı mı ona Sayın Baykal karar verecektir. Sayın Baykal benim 1957ʹden beri arkadaşım. Hiçbir kırgınlığımız, küskünlüğümüz yoktur. Bazı kararlarına karşı çıktığım olabilir. Ben bunu gizlice değil, parti yönetimi önünde yaptım. Ben genel sekreterlik yaptığım dönemde de mevcut tüzüğün yanlış olduğunu söylemiştim. Yanlış her zaman yanlıştır. CHP Atatürkʹe bile kalmadı, Kılıçdaroğluʹna da kalmaz. Sayın Kılıçdaroğlu ile en son temasımız bir yılı aşkın süre önce Meclisʹteki odasında gerçekleşti, 18 Aralık kurultayı vesilesiyle. Kılıçdaroğlu bugün dördüncü MYK ile çalışıyor, bu çarpık tüzük nedeniyle. Sayın Kılıçdaroğlu bu tüzük değişiklikleri ile ilgili sütten çıkmış ak kaşık değil. 2002 yılında milletvekili oldu, 2003 yılında yönetici oldu. 2007 yılında grup başkanvekili oldu. Niçin Sayın Kılıçdaroğlu bu tüzük değişikliklerine o zaman katılmadığını söyledi. Ayrıca bir kısım yöneticiler bugün 21.12.2008 kurultayında da yöneticiydiler. Niye o zaman konuşmadılar? O dönem ben karşı çıktım, susması gereken onlar, ben değilim. Yargının hatta silahlı kuvvetlerin yıpratıldığı dönemde CHPʹnin güçlü olması gerekiyor. Tüzük, CHPʹnin anayasasıdır. Orada fedakarlık yapılmaması gerekiyor. Hala cep telefonu kullanıyorum. O yes no meselesinde beni bunamış gibi gösterdiler. Belleğim yerinde. Ben Müslümanım, atesitlere de saygı duyarım. İnançların sorgulanmasından hoşlanmam. Benim hiçbir gün Sayın Genel Başkanʹla yarışmadım. Sayın Baykalʹdan bu işi daha iyi yaparım duygusu olmamıştır. Sayın Kılıçdaroğluʹna da aynı saygıyı göstermişimdir. benim herhangi bir mevki kaygım yok. İmzacıları desteklememim nedeni CHPʹnin layık olduğu tüzüğe kavuşması içindir.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.